Bazı dini kelimelerin açıklamaları

Dini yazı okurken bazı kelimeleri anlamıyorum diyorsanız....


Her ilim, ıstılahları [deyimleri] ile öğrenilir. Bu bakımdan Türkçesi olmayan kelimeleri öğrenmeniz şarttır.

Abid: İbadetle meşgul olan.
Akıl-balig: Ergenlik çağına ulaşmış olan.

Akika:
Çocuk nimetine karşılık, Allahü teâlâya şükretmek niyetiyle kesilen hayvan.
Arefe: Zilhiccenin 9. günü. Kurban bayramından önceki gün. Başka güne arefe denmez.

Aşere-i mübeşşere:
Cennete girecekleri, dünyada iken ismen müjdelenen on Sahabi.
Ateist: Allahü teâlâya inanmayan, dinsiz.

Bid'at:
Sonradan ortaya çıkan şey. Zararlı olmayan âdetlerdeki değişiklikler günah olmaz. İbadette, bid'at yasaktır. Mesela papaz elbisesi giymek günah değil, haç takmak küfürdür.

Caiz:
Yapılmasında mahzur, [sakınca] olmayan şey.

Dar-ül-Harb:
İslam ahkamının tatbik edilmediği yer. Kâfir diyarı. İslam ahkamının tatbik edildiği yere, İslam diyarına Dar-ül-İslam denir.

Edille-i şeriyye:
Dinimiz için esas olan ve bunlara bağlı olan deliller. Edille-i şeriyye dörttür. Bunlar, Kitap [Kur'an-ı kerim], Sünnet, İcma ve Kıyastır.

Eshab:
Peygamber efendimizin mübarek arkadaşları. [Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde hepsinden razı olduğunu ve hepsine Cenneti vaat ettiğini bildirmiştir.]

Fasık:
Harama önem verdiği halde emir ve yasaklara uymayan günahkâr.
Feyz: İlahi ihsan, lütuf, manevi nimetler.

Fıkıh:
Dinde yapılması ve yapılmaması gereken işleri bildiren ilim. Bu ilimden kendisine lazım olanları öğrenmek farzdır.

Fakih:
İctihad derecesine varmış âlim.

Fitne:
Bölücülük yapmak, insanları sıkıntıya, belaya düşürmek.
Fuhş: Çirkin söz ve iş.

Gayrı müslim:
Müslüman olmayan. Daha çok hıristiyan ve yahudilere denir.

Hacamat:
Deriyi keserek kan alma. Sülükle de olabilir.

Halife:
Resulullah efendimizin vekili ve bütün müslümanların reisi veya bir tasavvuf büyüğünün vazifelendirdiği talebesi.

Halvet:
Yabancı bir kadınla bir erkeğin, bir yerde yalnız kalması.
Hasenat: Güzel işler, iyilikler. Seyyiat ise bunun zıddıdır. Kötülükler, günahlar demektir.

Hatem-ül-enbiya:
Peygamberlerin sonuncusu Muhammed aleyhisselam.
Hubb-i fillah ve Buğd-i fillah: Allah için sevip Allah için düşmanlık etmek.

Hurmet-i müsahere:
Herhangi bir kadına, şehvetle dokunmakla hasıl olan durum. Bir kadının herhangi bir yerine şehvetle dokunmak, hurmet-i müsahereye sebep olur. Yani o kadının neseb ile ve süt ile olan anası ve kızları ile, o erkeğin evlenmesi haram olur.

Hüsn-i zan:
İyi zan.
Su-i zan: kötü zan.

İctihad:
Müctehid âlimlerin Kur'an-ı kerim ve hadis-i şeriflerden çıkardıkları hüküm.

İddet:
Boşanan veya kocasının ölümü ile dul kalan kadının başka erkekle evlenebilmesi için beklemesi gereken zaman.

İhlas:
Bütün iş ve ibadetlerini yalnız Allah için yapmak. İhlas sahibine muhlis denir.
İrtidad: Müslüman iken, İslam dinini terk etme. Terk edene mürted denir.

İskat ve Devir:
Ölen müslümanı, namaz oruç gibi borcundan kurtarmak için yapılan iş.
İstiğfar: Allahü teâlâdan mağfiret, af dilemek.

İstihare:
Bir işin hayırlı olup olmayacağını anlamak için, iki rekat namaz kıldıktan sonra, rüya görmek üzere uykuya yatma.

İstihaza:
Adet ve lohusalık dışında gelip oruca, namaza mani olmayan hastalık kanı.

İtikad:
Peygamber efendimizin, Allahü teâlâ tarafından, Peygamber olarak bütün insanlara getirdiği ve bildirdiği hususların hepsini kalben tasdik ederek inanma.

Kefaret:
Yanlışlıkla veya kasten işlenen bir günahın affı için dinin emrettiğini yapma.
Kelime-i Tevhid: "La ilahe illallah Muhammedün resulullah" sözü.

Kelime-i Temcid:
"La havle vela kuvvete illa billah" sözü.
Kerahet: İşlenen amelin sevabını gideren şeyler. Buna mekruh da denir.

Mahrem:
Nikah düşmeyen kimse. Namahrem, yabancı, kendisiyle evlenilmesi haram olmayan demektir. Herkese söylenmeyen gizli şeylere de mahrem denir.

Mahşer:
Kıyamette bütün mahlukatın dirildikten sonra hesap için toplanacakları yer.
Mendub: Yapılması halinde sevap, yapılmazsa günah olmayan şeyler.
Mubah: Dinimizde yapılması emir olunmayan ve yasak da edilmeyen şeyler.

Müdahene:
Gücü yettiği halde, haram işleyene mani olmamak.
Müdara: Dini veya dünyayı zarardan kurtarmak için, dünya menfaatinden vermek.

Mümin:
Resul-i Ekremin bildirdiklerinin hepsini beğenip, kalbi ile kabul eden, inanmayıp inkâr edene münkir veya kâfir denir.

Münafık:
İnanmadığı halde, müslümanları aldatmak için, müslüman görünen kimse.

Riyazet:
Nefsin isteklerini yapmamak. Nefsin istemediğini yapmak ise mücahededir.

Ruhsat:
İslamiyet’in meşakkat ve zaruret gibi sebeplere bağlı olarak, ibadetlerde ve diğer işlerde tanıdığı izin ve kolaylık, kolaylık yolu, azimetin zıddı.

Salih:
Ehl-i sünnet itikadında olup genel olarak günah işlemeyen kimse.
Sapık: İtikad veya ibadetlerde Ehl-i sünnetten ayrılan.

Sütre:
Namaz kılanın önüne diktiği yarım metreden uzun çubuk.
Tahmid: "Elhamdülillah" sözü.

Riya: İki yüzlülük, Allah’tan başkası için ibadet etme.
Nifak: Münafıklık.

Şikak:
Uyuşmazlık.
Nefs-i emmare: Kötülük yapmak isteyen nefs.

Rüşdü hidayet :
Doğru yolu arayıp bulma.
İstikamet: Doğru yol.

Erzel-i ömür:
Başkalarına muhtaç olunan sıkıntılı ihtiyarlık dönemi.
Murat: Seçilmiş kimse.
Muhlas: Devamlı ihlas sahibi.

İsar:
Cömertlik, kendine ihtiyacı olmayan şeyleri vermek, isar ise, kendine gereken şeyleri vermektir. Yani başkalarını kendine tercih etmektir.

Amel-i kesir:
Namazı bozan çok hareket.

Rükün:
Namazın içindeki bir farz.
Rüku: Namazda, elleri dize koyup yaklaşık 90 derece eğilmek.
Necaset: Gaita, idrar, kan gibi pislik.

Teganni:
Teganni, ırlamak, sesini hançeresinde tekrarlayıp türlü sesler çıkarmaktır. Yani, musiki perdesine uydurmak için, hareke, harf ve med [uzatmak] eklemek veya çıkarmak suretiyle kelimeleri bozmak demektir.

Tefekkür:
Allah’ın varlığını birliğini ve yarattıklarındaki hikmetleri düşünmek demektir.
Dimağı yorulur: Beyni yorulur demektir.
İtidal: Orta yol, aşırılıklardan uzak olmak demektir.




Resulullah kelimesi, bazen Resulallah okunuyor. Niçin böyle okunuyor?

Arapçada yâ ile başlayan kelimeler öyle okunur. Birkaç örnek verelim:
Resulullah, yâ ile başlayınca, yâ Resulallah olur.
Rabb-ül âlimin, yâ ile başlayınca, yâ Rabb-el âlemin olur.
Ebu Bekir, yâ ile başlayınca, yâ Eba Bekir olur.
Ebu Ubeyde, yâ ile başlayınca, yâ Eba Ubeyde olur.
Emir-ül müminin, yâ ile başlayınca, yâ emir-el müminin olur.
Melek-ül mevt, yâ ile başlayınca, yâ melek-el mevt olur.
Hüccet-ül islam, yâ ile başlayınca, yâ hüccet-el islam olur.



Sebilullah: Allah’ın yolu, Allah’ın rızası
Hablullah: Allah’ın ipi, Kur'an-ı kerim, İslamiyet, cemaat
Hizbullah: Allah’ın fırkası, Allah’ın grubu, Allah’ın taraftarı
Hizb-ül-İslam: İslam grubu, İslam taraftarı



Miftah = Anahtar
Genc = Hazine
Kadim = Eski, ezeli
Yani, (Ezeli hazinenin anahtarı Bismillahirrahmanirrahim) demektir