Mide Kanseri :Ülkemizde İlk Sıradaki Sindirim Sistemi Kanseri







--------------------------------------------------------------------------------







Hazırlayan: Uz. Dr. Cemallettin Aydın



Gastrointestinal Cerrahi Uzmanı Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi







Mide Kanseri dünyada akciğer kanserinden sonra ikinci sıklıkta görülen kanser türüdür. Her 10 kanser hastasından 1‘i mide kanseridir.Türkiye’de en sık görülen sindirim sistemi kanseri olan mide kanseri çeşitli ülkelere göre farklılıklar gösterir. Japonya’da Latin Amerika’da diğer ülkelerden daha sıklıkla hastalığa rastlanır.







Hastalığın Oluşumunda Etkili Faktörler Nelerdir?



Mide kanserinin görülme sıklığı ile göç arasındaki ilişkiler bu hastaların tuz tüketiminde artış olduğu saptanmıştır.







Bazı hastalıklar mide kanserinin oluşumunu kolaylaştırmaktadırlar.







Bunlar Tablo 1 de gösterilmiş.



Tablo1



1- Kronik atrofik gastrik ve intestinal :-):-):-):-)pazi



2- Mide ülser



3- Pernisiyoz Anemi



4- Hipertrofik gastrit



5- Gastrik polip



6- Gastrik Dispalzi



7- Helicobacter Pylorinin varlığı











Kan grubu ‘A’ olan insanlarda mide kanseri sıklığı yüksektir. Bu durum ve bazı ailelerde mide kanserinin sık görülmesi genetik yatkınlık ihtimalini artırmaktadır. Mide kanseri erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla ve 50-70 yaşlar arasında daha sık görülür.







Mide kanseri riski sosyoekonomik durumu düşük olanlarda daha fazladır. Midenin alt yarısında daha sık görülür.







Patoloji olarak 4 şekilde görülür.







1- ülserli şekil



2- infiltran şekil



3- polipoid şekil



4- yüzeyen yayılan tip







Klinik



Klinik olarak en çok rastlanan belirti mide bölgesinde ağrıdır. Ağrıyla birlikte iştahsızlık ve kilo kaybı sık görülen bulgulardandır. Kardia (midenin yemek borusuyla birleşim bölümü) bölgesine yerleşen tümörler de yutma güçlüğü ilk belirti olabilir. İlerleyen vakalarda bulantı ve kusma olabilir. Nadiren yoğun bir kanama veya mide perforasyonu (delinmesi) başlangıç bulguları olabilir.







Hastanın muayenesinde göğüs kafesi üst kısmında boyun kenarında lenf bezi büyümesi ve karında ‘asit’ denen sıvı toplanması saptanabilir. Tümörden devamlı ve yavaş kanamaya bağlı kansızlık (anemi) ve buna bağlı belirtiler çoğu vakada görülebilir.







Tanıda baryumlu radyografi oldukça değerlidir. Ancak küçük lezyonlar atlanabilir kesin tanı endoskopi ve biopsi incelemesi ile konur.







Tedavi



Bugün mide kanserinin radikal tedavisi cerrahi müdahaledir. Erken dönemde tanı konulup bir an önce cerrahi müdahale yapılmalıdır. Kemoteraopi (ilaç tedavisi) ve radyoterapi (ışın tedavisi) sonuçları şu an için yüzgüldürücü değildir.







Erken tanı koymak ve erken cerrahi tedavi hastanın yaşama şansını artıran en önemli faktördür.