Sepsisi tam olarak açıklayabilmek içininfeksiyöz ve non-infeksiyöz bazı klinik durumlarda da ortaya çıkan “sistemik inflamatuar cevap sendromu”na kadar değişen çeşitli tanımlamaları ortaya koymak gerekecektir.
İnfeksiyon: Genellikle steril olan bazen de steril olmayan bir yerde organizmaların varlığıyla gelişen iltihabi bir cevaptır.
Bakteriemi: Kan dolaşımında bakterinin bulunmasına denir. Sadece diş fırçalaması veya barsak hareketlerinden sonra değilvazoaktif ajanların etkisi ile RES’in aktivasyonu sonucu bakteriemi genellikle geçici olmaktadır.
Sepsinfeksiyonun klinik belirtisi ile birlikte infeksiyona karşı sistemik cevabın belirtisi olan aşağıdakilerin hepsinin olması gerekir.
® Vücut ısısı > 38 0C veya 90/dak
® Solunum hızı >20/dak veya PaCO2 12.000%10 genç (çomak) hücrelerin olması.
Septik hastaların çoğunluğunda konağın defansı galip gelir ve saldırı ortadan kaldırılırhipotansiyonun derinleşmesi ve organ perfüzyonunun bozulması ile ölümle sonuçlanır. Sepsisin ilerlemesiyle mortalite % 25-60 oranlarına çıkacağı için daha erken tanınması için gayret gösterilmelidir.
Anamnez ve dikkatli bir muayene en değerli teşhis kriterleridir. Örneğin dizüri ve yan ağrısı bir üriner kaynağıağrı ve ateşle birlikte sol alt kadranda kitle divertiküliti akla getirmelidir.
Sepsis sendromu: Hipertermi veya hipotermitakipne ile birlikte yetersiz organ perfüzyonu belirtilerinden olan aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlasının bulunmasıdır.
® Hipoksemi (PaO2 12.000%10 genç (çomak) hücrelerin olması.
KLİNİK
Gram (+) ve (-) sistemik bakteriyel infeksiyonlarda görülen en yaygın belirti ve bulgular aşağıda özetlenmiştir.
Sepsis sendromuna neden olan sistemik bakteriyel infeksiyonun belirti ve bulguları
Başlıca belirtiler
Ateş
Titreme
Hipotermi
Hiperventilasyon
Deri lezyonları
Mental durumda değişiklik
Komplikasyonlar
Hipotansiyon
Kanama
Lökopeni
Trombositopeni
Organ yetmezliği bulguları
Akciğer: Siyanozasidoz
Böbrek: Oligüriasidoz
Karaciğer: Sarılık
Kalb: Konjestif yetmezlik
Hastaların çoğunda ateşüşüme ve titreme görülmesine rağmen nadiren hipotermi olabilir ve üşüme titreme görülmez. Daha ziyade yaşlılarda ve altta yatan hastalığı olanlarda görülen bu durum prognozun kötü olduğunu gösterir. Nötropeni sistemik infeksiyona zemin hazırlar. Normal nötrofil sayısının veya önceden mevcut olan nötropeninin ani olarak düşmesi immünsüpressiflerde görülür.
Bakteriemik hastalarda ateş ve üşüme titremeden önce hiperventilasyon başlayabilir. Anksiete ve hiperventilasyonu olan hastalar yoğun bakım ünitesinde takibe alınmalıdır. Mental durumdaki değişiklikler (letarjiajitasyon) erken tanıda ipuçları olabilir.
Septik olaylarda deri belirtileriboya ile organizmalar tespit edilebilir. Biopsi ile histopatolojik olarak kapiller yatağın venöz tarafında tromboz ve damar duvarında basillerin varlığı gösterilir. Ektima lezyonları bakteriemiyi düşündürmelidir.
Oligürisistemik vasküler direnç düşer. Bu durumda tedavi olarak hızlı sıvı verilmelidir. Sıvı ihtiyacı günlük 6-8 lt olabilir. Doku hipoksisinin ilerlemesi ve kardiak fonksiyonların deprese olması sonucu kardiak autput düşer ve sistemik vasküler direnç artar. Hızlı sıvı verilmesine rağmen hipotansiyonu düzelmeyen hastalarda dopamin 5-15 mg/kg/dak olarak verilmelidir.
Septik şoklu hastaların % 40-60′ında akut solunum yetmezliği sendromu (ARDS) gelişir. Pulmoner ödemdispne ve hipoksemiyle karakterizedir.
Akciğer radyografisinde diffüz pulmoner infiltrasyonlar izlenir. Yeterli oksijenasyonu sağlamak için mekanik ventilasyon gereklidir. En önemli bulgusol kalb yetmezliğine bağlı olmadığını yani pulmoner ödemin kardiyojenik olmadığını gösterir.
Santral venöz basıncın sol ventrikül diastol sonu basınçla paralel gitmemesi nedeniyle sol kalb diastolik basıncın incelenmesinde pulmoner arter katateri yerleştirilmesi oldukça önemlidir.
Yüksek doz steroidler ve antiinflamatuar tedavilerhepatik ve renal yetmezliğin ortaya çıkmasıdır. Bu durumda mortalite % 80-100 arasındadır.
Sepsis gelişme riskini etkileyen faktörler:
1. Altta yatan hastalık:
Nötropeni
Hipogamaglobulinemi
Diabet
Alkolizm ve siroz
Renal yetmezlik
Solunum yetmezliği
2. Cerrahi girişimler:
İntraabdominal
Jinekolojik
3. Kortikosteroidler ve diğer immünosüpressif tedaviler
4. Katater uygulaması ve çeşitli invaziv işlemler
5. Yaş:
Özellikle çok yaşlı ve yenidoğan dönemi Septik şok özellikle hastanede yatan ve çeşitli predispozisyonu olanlarda daha çok görülür.
Sepsis genellikle gram negatif bakteriyel infeksiyonlarvirus ve paraziter infeksiyonlar sonucu oluşabilir.
Nozokomiyal bakteriyemi de en sık görülen infeksiyon etkenleri:
Etkenler %
Gram (+) mikroorganizmalar 50.0
Koagülaz (-) stafilokoklar 24.0
S.aureus 18.0
Enterokok 5.0
Diğer 3.0
Gram (-) mikroorganizmalar 33.0
P. aeroginosa 8.0
Acinetobacter 7.0
Klebsiella 6.0
Enterobacter 2.0
E.coli 2.0
Diğer 8.0
Candida 4.0
Polimikrobiyal 13.0
Bakteriemi’nin tespiti için kan kültürü alınmalıdır. Bakteriemi geçiciaralıklı veya sürekli olabilir.
Geçici bakteriemi:
- Lokalize infeksiyonlar (PnömoniPyelonefrit gibi)
- İnfeksiyon veya kolonizasyon olan doku veya mukozalara yapılan maniplasyonları (EndoskopiDiş çekimi gibi)
- Diş fırçalaması
Aralıklı bakteriemi:
- Drenaj yapılamayan abseler
Sürekli bakteriemi:
- EndokarditMikotik anevrizmalar ve İntravasküler katater infeksiyonları gibi endovasküler infeksiyonların bir işaretidir.
Antibiyotik uygulamasından önce birkaç dakika aralıkla ayrı venlerden en az iki kan kültürü alınması gerekir. S. epidermidisGram (-) anaeroblar (Bacteroides) izole edildiğinde gerçek patojen olma ihtimali yüksektir.
Nozokomiyal Bakteriyeminin en sık görüldüğü durumlar ve mortalite oranları:
Neden olan durumlar Görülme sıklığı Mortalite
İV katater 37.1 10.0
Alt solunum yolu infeksiyonu 17.5 30.0
İntraabdominal infeksiyon 6.1 22.0
Üriner sistem infeksiyonu 5.9 25.0
Yumuşak doku ve cerrahi yara infeksiyonu 1.4 21.0
Sebebi bilinmeyen 28.1 19.0
Günümüzde geniş spektrumlu antibiyotikler ve destekleyici tedavilerin kullanılmasına rağmen sepsis ve sepsis sendromunun görülme sıklığı artmakta ve mortalite % 60 kadar olabilmektedir.
SEPSİSTE FİZYOPATOLOJİ
Bakteri hücre duvarı komponentlerigram (+) bakterilerde peptidoglikan veya teikoik asid kompleksinin kan dolaşımına girmesi ile humoral enzimatik mekanizmaların tetiklenmesi sonucu sepsis sendromu gelişir.
Bakterei hücre duvarındaki komponentleri konağın defans hücreleriyle temas ettikten sonra birkaç dakika ile saatler içerisinde dolaşımdaki monosit ve makrofajlardan birçok sitokin salınmasına sebep olur. Bunlar TNF-amyokard depresyonu ve hipotansiyon oluşmaktadır. Hipotansiyon gelişmesinde endotel kaynaklı nitrik oksit’in çok önemli bir rolü vardır.
Ayrıca endotoksinin etkisiyle vazodilatasyonlizozomal enzimler ve sitotoksik süperoksit radikallerini salgılanır ve böylece mikrovasküler sahada hasar oluşur. Sonuçta ARDS’nin patogenezinde önemli rol oynayan kapiller kaçak meydana gelir.
Diğer yandan endotoksin’in Hageman faktör’ü (Faktör XII) aktive etmesiyle koagulasyonfibrinolitik ve bradikinin sistemlerini aktive eder.
Pre-plazma tromboplastini Faktör XII’nin uyarılmasıyla Æ Ø
Plazma tromboplastini
Ø
Fibrinojen Æ Fibrin (Koagulasyon)
Ø
Trombosit ve Faktör IIVIII tüketimi
Ø
DİC
Trombus oluşumuVIII)tüketimi sonucu yaygın damar içi koagülasyon (DİC) ortaya çıkar. Klinik olarak deri ve mukozalarda yaygın kanamalar görülür.
Pıhtılaşmayla eş zamanlı olarak fibrinolitik sistem de aktive olur
Plazminojen
Faktör XII Æ Ø
Plazmin (Fibrinolitik)
Dolayısıyla hastalarda tüketime bağlı kanamalara ilavetenfibrinolitik sistemin aktivasyonu ile kanamalar daha da artar.
Faktör XII’nin bradikinin sistemini aktive ederek de vazodilatasyon ve vasküler permeabiliteyi arttırır
Prekallikrein
Faktör XIIÆ Ø Kinojen
Kallikrein Æ Ø Bradikinin
TEDAVİ
Sepsis ve septik şokta tedavi prensipleri:
1- Destekleyici tedavi
2- Antibiyotik tedavisi
3- Yardımcı tedavi yöntemleri olmak üzere üç başlık altında toplayabiliriz
Destekleyici tedavi: Volüm desteğidissemine intravasküler koagülopati gelişmiş ise taze donmuş plazma verilmelidir. Sıvı tedavisine rağmen kan basıncı yükselmez ise vazopressör ajan olarak 5-25 mg/kg/dakika dopamin verilmelidir.
Antibiyotik tedavisi:Bakteriyemik hastalardaantimikrobiyal kombinasyonların kullanıldığı spesifik vakalar vardır.
İntraabdominal infeksiyonlar sıklıkla mikst bakterilerle oluşmaktadır ve ampisilinklindamisin ve gentamisin kombinasyonu klasiktir. Bununla birlikte imipenem ve meropenem de tek başına etkilidir.
Sinerjik etki elde etmek istenildiğinde multipl antibiyotik kullanılır (Endokardit ve P. aeruginosa ile oluşan infeksiyonlar gibi). Örneğinne de gentamisin tek başına etkili değildir. Antipsödomonal penisilin ve aminoglikozidler de pseudomonas için benzer sinerjistik etki gösterir.
Pseudomonas aeruginosaEnterobacter ve Serratia türlerinin tek ilaçla tedavisi esnasında görülen dirençli bakteriyel mutantların ortaya çıkması ihtimalinde de antimikrobiyal kombinasyonlar uygulanabilir.
Optimal tedavi süresi çoğu bakteriyel infeksiyonda açıkca incelenmemiştir. Genellikle 1-2 hafta yeterlidir. Gerekli olmadıkça uzatılan tedavistafilokoklar ve Gr (-) basilleri mutlaka kapsamalıdır. Sepsis kaynağı bulunamayan hastalarda infeksiyon kaynağı sıklıkla akciğerler ve abdomendir.
Patojen identifiye edilince antibiyotikler geniş spektrumludan daha dar spektrumluya değiştirilmelidir (Daha rezistan bakteri veya mantarlarla süperinfeksiyonu önlemek için). Hasta ateşsiz olduğu zaman eğer endovasküler bir odak veya drene edilmeyen bir abse yoksainfekte eklem seri bir şekilde aspire edilmeli veya cerrahi olarak drene edilmeli ve ampiyem bir göğüs tüpü ile tedavi edilmelidir. Erişkin hastalarda sepsiste muhtemel infeksiyon etkenleri ve ugulanacak ampirik antibitotik seçimi tabloda gösterilmiştir.
Yardımcı Tedavi: Sepsise neden olan çoğu organizmalara karşı etkili antibiyotiklerin kullanılmasına rağmen mortalite % 10 -20 kadar yüksektir. Bu yüzden araştırmalardoku hasarına neden olan konağın cevabının önlenmesi üzerine yoğunlaştırılmıştır.
Yüksek doz steroid uygulamasının erken septik şok ve ARDS’li hastalarda yararlı olmadığı gösterilmiştir. Gram (-) bakteriyemili hastalarda Gr(-) bakteri lipopolisakkaridlerine karşı elde edilen monoklonal antikorların verilmesi mortaliteyi önemli ölçüde azaltmıştır. Ancak henüz rutin olarak kullanıma girmemiştir.