Gut







Gut ya da damla hastalığı bedende her zaman vardır. Ama bağırsak ve böbrekler tarafından atıldığından düzeyi hep aynı kalır. Gut hastalarında ise ürik asidin ya oluşumu artmış ya da bedenden atılması azalmıştır.







Gut hastalığı erkeklerde ve yaşlılarda daha çok görülür. 15 - 44 yaşları arasındaki her 1000 kişiden 1.7 erkeğe karşılık ancak 0.1 kadında gut hastalığı görülür. 45 - 64 yaşları arasında ise 1000 kişide 11 erkeğe karşılık yalnız bir kadın hasta olur. Daha ileri yaşlarda ise aynı oran tedavide izlenecek yolun belirlenmesi açısından önemlidir.







Nedenleri



Ürik asit yapımında artışa neden olan birçok etken vardır. Eskiden gut hastalığına aşırı beslenme ile alkol kullanma sonucu sindirim ürünlerinde ürik asidin artmasının yol açtığı düşünülürdü. Günümüzde ise beslenmenin rolünün pek önemli olmadığı ve başka nedenlerin çok daha önemli olduğu bilinmektedir. En sık görülen neden böbreklerin ürik asidi süzmede yetersiz kalmasıdır. Bu durum kronik nefrit (böbrek iltihabı) gibi hastalıkların ya da idrar söktürücü türünden bazı ilaçların etkisiyle ortaya çıkabilir.







Aşırı oranda hücre yıkımına yol açan kan ve doku hastalıkları da gut hastalığına neden olabilir. Doğuştan görülen bazı hastalıklarda da beden normalden daha fazla ürik asit üretir. Ürik asit düzeyi yüksek olan herkes gut hastalığına yakalanmaz. Ancak deri ve böbreklerde birikerek akut gut krizine yol açabilmekte ya da hastalığın kronik biçimine dönüşebilmektedir.







Belirtiler



İlk gut krizi akut ve şiddetlidir; çoğunlukla da ayak başparmağında görülür. Hasta kalıcı bozukluklar yapar.







Tuz kristalleri eklemlerde bazen ameliyatla alınmalarını gerektirecek kadar büyük boyutlara ulaşır.







Tedavi



Akut gut krizi tedavi edilmezse hatta aylar sonra yeni bir kriz yapabilir. İkinci krizde başparmağın yanı sıra el parmakları ile bilekler de etkilenebilir. Yine de aynı anda birkaç eklemin ya da kalça ve omuz eklemi gibi büyük eklemlerin etkilendiği ender görülür.







Doktor kristallerin daha kolay çözülmesini sağlaması gerekir. Ayrıca hastaya ürik asit oluşumunu engelleyen ilaçlar da verilebilir.







Uzun süreli tedavi uygulanan hastalar tedaviden önceki kadar ciddi ve sık olmaz.