Zahire (görünen duruma) göre hüküm verme ve deliller olmadığında suçlananın suçu inkarı iurumunda yemin etmesinin gerekliliği konusunda neler nakledilmiştir?
Bu cümleden oh tak davalı ve davacı her iki tarafın da delilini ortaya koyması gereklidir. Böylece birbirlerine karşı yeterli ve eşit bir duruma gelir*ler. Bu durumda mü; (umanla kafir nasıl yeminleşirler?
Muvatta, Buharı ve Müslim'de şöyle geçmektedir: Resulullah (as), "ben de sizin gibi bir insanım. Anlaşamadığınız konularda aranızda hüküm ve*reyim diye bana geliyorsunuz. Belki bu davalılardan kimisi kendi yararına olan delilleri diğerlerinden daha açık ve inandırıcı olarak sunabilir" buyur*du.
Buharî'deki bir başka hadiste ise Resulullah (as) buyurdu ki, "ben de bir insandan başka bir şey değilim. Anlaşmazlık içinde olan iki hasım (davalı/davacı) bana geliyorlar. Belki bunlarda birisi kendi durumunu, haklı oluşunu diğerinden daha kesin ve daha baskın olarak ifade ediyor. Bu nedenle ben de (haklı ya da haksız olsun) onun lehine hüküm veriyorum. Dikkat ediniz, haksız olduğu halde haklı olduğuna beni inandırdığından dolayı lehine hüküm verdiğim bilsin ki kendisine ateşten (cehennemden) bir parça vermişimdir."
Buharî'deki bir başka hadiste Resulullah (as) şunları söylemiştir: "Kimin lehine olarak bir hüküm verip bir Müslümamn hakkını bu hükümle ona ver*mişsem bilsin ki ona bir parça ateşten başka bir şey vermemişimdir. Şimdi is*ter bu hakkı alsın isterse bıraksın."
Ebu Davud'un kitabında Hz. Ali'den şöyle rivayet olunmuştur: Resulullah (as) beni Yemen'e gönderdi. Ben, "ey Allah'ın elçisi/ Beni gönderiyorsun, ama henüz genç yaştayım. Hüküm (yargı) konusunda pek bilgim yok" de*dim. Resulullah (as), "Allah Azze ve Celle senin kalbine doğru yolu göstere*cek ve dilini hakkı söylemek hususunda sabitleştirecektir. Senin yanına iki davalı geldiği zaman birinciden dinlediklerinle ikinciyi anlamaya ve değer*lendirmeye çalışma ki vereceğin hükmü yerli yerine oturtasın" dedi. Hz. Ali .diyor ki: "Bundan sonra da kadılık (yargıç) yapmayı sürdürdüm. Ve verdiğim hükümde (yargıda) hiç kuşkuya düşmedim."
Yine Buharî'de Abdullah ibn-i Mesud'dan rivayet edilmiştir: Resulullah (as), "kişi kendisine bir parça mal ayıracak ve o malı elinde tutacak diye ye*min üzerine yemin etmesin. Yoksa ölüp Allah Azze'ye ulaşıncaya kadar Al*lah'ın gazabı onun üzerindedir. Bu konuyla ilgili olarak Allah Azze, 'Allah
Azze'ye verdikleri sözlerini (andlarını) ve ettikleri yeminlerini az bir menfaat karşılığında satanlar...' diye buyurmuştur", dedi.