Hakimin; iflas eden, bir malı satın alıp bedelini ödemeden ölen ve bil*meyerek çalıntı bir malı satın alan kişi hakkındaki hükmü nedir?
Muvatta, Buharı, Müslim ve Nesaî'de geçen bir rivayette şöyle deniyor: Resulullah (as) buyurdu ki, "herhangi bir adam iflas ettiği zaman bir başka*sı onun mallarına ulaştığında onları satın alma hakkına herkesten çok o la*yıktır".
- Yine Malik'in Muvatta'sında, yeralan ve İbn-i Şihab'dan ve O'nun da E-bu Bekir b. Abdurrahman b. el~Haris b. Hişanrdan rivayet ettiği hadiste şöyle geçiyor: ResuluUah (as) buyurdu ki, "herhangi bir kimse malını sattığında o malı satın alan kişi aldıklarının parasını ödemeden iflas edecek olursa o malı satan kişi parası ödenmemiş olan mallarını ilk günkü gibi bulduğunda onları geri almaya en layık kişidir. Malı satın alan kişi ölecek olursa mal sa*hibi alacaklılar mesabesindedir."
Malik bu hadisi bu rivayetle almıştır. İmam Şafiî ise hadisi, tbn-i Ebi Zi'b'İn Mu'temer'den ve O'nun Halide'den, O'nun.da Ubeyy'den yaptığı riva*yetten almıştır. Rivayet şöyledir: Resuîuîlah (as) şöyle hüküm verdi: "Her-hangi bir adam ölür ya da iflas ederse, malın sahibi malını bıraktığı gibi bulduğunda onu almaya en layık olan hak sahibi kişidir."
İmam Ahmed b. Halis, Müsned'inde şöyle diyor: Zührî'nin hadisi İbn-i Ebi Zİ'b'in hadisiyle herhangi bir çelişki arzetmiyor.
Nesaî şöyle diyor: îbn-i Ebi Zi'b zayıftır.
Usaylî "Delâiİ" adlı eserinde şöyle diyor: îkrime b. Halid'den rivayet et*miştir. O'na Useyd b. Hudayr'ın rivayet ettiğini söylüyor. Useyd şöyle anlatı*yor: Muaviye, Mervan'a "bir adamın mallan çalınır ve sonra bu mallar bu*lunursa mal sahibi her nerede bulursa bulsun onları almaya en layık kişi*dir" diye yazmıştı. Bu sırada ben Yemame'de idim. Bu mektupta Resulullah'ın (as) şu hükmüne yer verilmişti: Çalıntı bir mal bulunduğunda eğer bu mal herhangi bir kuşku ve bir suçlama altında değilse sahibi onu is*terse bir değer karşılığında satın alır ve çalan kişiye verir.
Ebu Bekir, Ömer ve Osman bu hadisle birkaç kez hüküm vermişlerdi. Mervan Muaviye'ye bir mektup göndermiş, Muaviye de ona şöyle cevap ver*mişti: "Ne sen ne de İbn-i Hudayryönetimde üzerime aldığım sorumluluklar konusunda aleyhime hüküm veremezsiniz. Bense senin aleyhine hükmümü verdim bile. Öyleyse şimdi sana emrettiğimi yap." Muaviye bu açıklamanın peşine yukarıdaki hadisi ekledi ve Mervan'a gönderdi. Mektup Mervan'a ula*şınca, "ben üstlendiğim yönetim hususunda bu hadisle hüküm vermem" de*di.