Hacer! Sen Benim Siyah İncimsin
Tüm renkler sende toplanmak adına kayboldueridi
kül oldu renginde Ey Siyahi Kadın! Ruhumun yapraklarını çevirdim bir bir... Sana dair çok şey buldum. Bulduklarım
gönlümün mahzenlerine ışık oldu Ey Hacer! Kara derinden tutam tutam ışık derledim; yürüdüğüm karanlık yollar için...
Yitirilen güneşler Sende bulundu. TarihSeni de nakşetti görkemli sayfalarına. Muazzam bir onur duydu tarih; Sen sayfalarına geçtin diye... Güneşin şarkısını mırıldanarak ilerliyordun kimsesiz ve sessiz çölde... Bugün pür dikkat kesilmiş
senin şarkını dinliyoruz Ey Hacer!
Ey Hacer! Nedendir acaba yüreklerimize bu kadar kök salman?
Halilullah'ın eşi olmakla şereflenmenden mi? Adanmış İsmail'in biricik annesi olmandan mı? Ateşin kendisine serin olduğunaRabbin kendisine dost ilan ettiğine muazzam teslimiyetinden mi? Issız çölde sabrı ve tevekkülü hiçbir zaman elden bırakmamandan mı? Tevekkülle beraber Safa ve Merve arasındaki takdire şayan koşusundan mı? Hangi birisini saysam ey Hacer! Yemin bulan
hakkıyla Seni anlatmak kolay değil...
Issız çölde ciğerparenle bir başına bırakılmıştın. "Ey İbrahimbizi bu ıssız ve kimsesiz vadide bırakıp da nereye?" diyordun. Ve yine "Ey ibrahim! Bizi burada bırakmanı sana ALLAH mı
emretti?" diye sesleniyordun. Hz. İbrahim de: "Evet ALLAH emretti" deyince; Sen
"Öyleyse ALLAH bize yeter
O bizi korur" diyerek
tarihe kutlu harflerle nakşediyordun Rabbe ve Resulüne olan teslimiyetini... Artık nereye demiyordun. Ve nasılların
neden ve niçinlerin de olmamıştı zaten... "Rabbin buyruğuysa durma git ey İbrahim!" diyen bakışlarla uğurluyordun İsmail'inin babasını... Yer şahit
gök şahit ve çöl şahitti o tarihi anlara...
Gecesiylegündüzüyle ıssız çöl dişlerini gösterirken
sen çaresizlik yudumluyordun. İsmail'inin benzi zaman akıp gittikçe soluklaşıyordu
sende de takat kalmıyordu. Ölümün soluğunu yanı başında hissediyordun. İsmail'inin kurumuş dudakları yüreğini dağlıyordu...
Sımsıcak çölden süzülüp gelen her bir anın uzuyoruzuyor bitmek bilmiyordu. Titrek bakışlarla dört bir yanına umutla bakarken
pusuda umutsuzluk
karamsarlık ve isyan iştahla bekliyordu; karşına geçmiş kapkara bayraklarla davetiyeler sunarlarken; sense sonsuz bir hamdle bembeyaz evin bayrağını gösteriyordun.
Umutsuzluğakaramsarlığa ve isyana kumdan kabirler kazmıştın; kazılan matem kuyularına karşılık... Kabirlere basa basa daha da yükseliyordun Rabbin katına... İman boyunu yükseltiyordun ey Hacer! Nitekim Kâinatın Efendisi Resulullah (sallALLAHu aleyhi vesellem) Halilullah'ın faziletini anlatırken şöyle derdi; "Bir gece bana rüyamda her zaman gelen iki melek (Cibril ile Mikail) geldi. Bunlarla beraber gittik
nihayet uzun boylu birinin yanına vardık
(Semaya doğru yücelen) boyunun uzunluğundan başını neredeyse göremeyecektim. O İbrahim (aleyhiselam) idi."Ve yine: "Kıyamet günü ilk elbise giydirilen kişi
İbrahim'dir."
Ey Kutlu İbrahim'inkutlu eşi Hacer! Senin Rabbe ve peygamberine teslimiyetinden çatladı tüm şeytanlar... Bir dile gelseydi şeytanlar
kim bilir haset ateşiyle yanıp kül olurdu
gözlerin görebildiği her şey!
Issız çölde hayat pınarı fışkırdıSen ve İsmail'in için Ey Hacer! Ölüm kokan sımsıcak çölde yaşam kaynağı bahşedildi size; sevginin meyvesi olarak...
Öyle ki zem zem demeyene kadar sımsıcak kumdan coşarak fışkırıyordu Zemzem... Bir an gördüklerine inanamamıştın; kurumuş dudaklarla bıraktığın İsmail'in miydi karşında gülerek suyla oynayan...
Ya Rabb! Ne muazzam bir andırsabrın karşılığının görüldüğü an...
Ne büyük bir haz verir fedakârlığınteslimiyetin
tevekkülün semeresini toplamak...
Ne kutlu ve yüce bir haldir Rabbin yardımına birebir mazhar olmak...
Ey siyahî inci! Yaşamınla kristalleşip lem'alar dağıttın her renkten insana... Öyle ki akın akın her renkten insanın uğrak yeri olduSen ve İsmail'inin ıssız ve sessiz çölü... Çöl şenlendi sizinle... Çöl şehirleşti sizinle... Çorak topraklar yaşam buldu sizinle... Çöl
çöl olmaktan çıktı.
Ey kutlu Mekke'nin ilk ev sahibesi Hacerl
TeslimiyetSabır
Tevekkül Sende çok güzel cisimleşti ey Rabbin kutlu konuğu Hacer! Zaten Halilullah'a ancak senin gibisi yakışırdı. Rabbim razı olsun senden ey Hacer! Rabbim Razı Olsun...