Cahiliye döneminde bazı sözleşmeler yaptıktan sonra Müslüman olan bir kimse İçin bu sözleşmeler ne derecede geçerlidir? Bu tip sözleşmelerde babanın malıyla evladının malları arasında fark var mıdır?
Abdurrazık'ın eserinde Ömer b. Şuayb'dan şöyle rivayet olunmuştur: Ö-mer, Resulullah'ın (as) şöyle hüküm verdiğini söyledi: "Cahiliye döneminde kim bir anlaşma yapmış ise -onun- koşullarına uysun; diyeti olan Ödesin, di*yet alacağı olan anlaşmasına göre alsın. Miras da mirasçının hakkıdır".
Bir başka rivayette ise Resulullah (as) buyurdu ki, "İslam'dayemin et*mek yoktur, cahiliyede ettiğiniz yeminlerinize sadtk olunuz, islam'da edilen yeminler dolayısıyla Allah Azzeyalnızca sıkıntı ve belaları arttırır".
Yine Abdurraztk'ın Musannefinde, İbn-i Cüreyc'den rivayet olunan şu haber yeralmaktadır: İbn-i Cüreyc, îbn-i Ebi Hüseyin'den şöyle işittiğini söy*ledi: Bir adam babasıyla davalı olarak Resulullah'ın (as) yanma geldi. Adam: "Babam benim malımı yiyor" dedi. Resulullah (as), "sen de malında babana aitsiniz" dedi ve sonra (babasına hitaben) "onunla git; eğer sana diretirse durumu bana bildir. Bu yüzden ona baskı yaparım" dedi.
Abdurrazık, İbn-i Cüreyc'den şöyle rivayet etti: Abdulkerim bize şöyle haber verdi: Bîr adam dedi ki, "ey Allah'ın elçisi!Babam malımı benden isti*yor". Resulullah (as), "bahana malını ver" dedi. Adam, "malımdan çıkarak ona bırakmamı istiyor" dedi. Resulullah (as), "öyleyse çık ve malını babana
Resulullah (as) bir adama şöyle tavsiye ediyordu: "Ana ve babana asi olma; eğer onlar senden içinde bulunduğun dünyadan ayrılarak kendilerine ter-ketmeni istiyorlarsa malını mülkünü onlara bırak çık".