Kadına sahip olmak bakımından hangisi daha önceliklidir; koca.sı mı a-nası babası mı?
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah içindir (O'na özgüdür). Kadın evlendi*ğinde kocası ona en çok sahip olan kimsedir. (Burada maksat, kadınla ni-kahlanmakla onun başkalarına nikahlanmasını haramlaşürma bakımından bir sahipliktir, köle anlamında sahiplik değil-çev.) Kadının kocasına itaat etmesi de böylece gerekli olur. Allah Azze, "salih (temiz iyi) kadınlar (kocalarına) itaatkâr olurlar ve Allah Azze'nin koruduğu gibi onlar da gaybı korurlar (gizliden gizliye kocalarına herhangi bir ihanette bulunmazlar)";buyurmuş-
tur. Hadiste de, "dünya, yararlanma vasıtalarıyla doludur. Bunların içeri*sinde en hayırlısı salih kadınlardır. Onlara bakınca sizi sevindirirler, onlara bakmaktan huzur duyarsınız. Onlara emrettiğinizde size itaat ederler on*lardan ayrı, uzak kaldığınızda mallarınızı ve namuslarını korurlar" buyu-rulmuştur.
İbn-i Ebi Hatim'in Sahihinde yer alan ve Ebu Hureyre'den rivayet olu*nan bir hadiste ise Resulullah'ın (as) şöyle buyurduğu kayıtlıdır: "Bir kadın eğer beş vakit farz namazı kılar, bir ay Ramazan orucunu tutar, cinsiyet or*ganını haramdan korur ve kocasına itaat ederse cennetin hangi kapısından dilerse oradan girer".
Tirmizî'nin Sünen'inde Ümmü Seleme'den rivayet olunan bir haberde Resulullah'ın (as) şöyle buyurduğu rivayet olunmaktadır: "Ölen herhangi bir kadından kocası razı olmuşsa o kadın cennete girer".
İmam Tirmİzî bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir.
Ebu Hureyre'den rivayet olunan bir hadiste ise Resulullah'ın (as) şöyle buyurduğu yeralrnaktadir: "Bir insanın bir başkasına secde etmesini emrede*cek olsaydım kadının kocasına secde etmesini emrederdim".
Bu hadisi İmam Tirmizî rivayet etmiş ve hadisin hasen olduğunu söyle*miştir.
Bu hadisi Ebu Davud da rivayet etmiştir. Ama lafzı şöyledir: "Eğer Allah kocalara, kadınların (onlara) secde etmesi (derecesinde) hak verseydi ka*dınların kocalarına secde etmelerini emrederdim".
İbn-i Huzeyme, Sahih'inde Attar b. Dinar el-Hüzelî tarikiyle şu hadisi ri*vayet etmiştir: Resululiah (as) buyurdu kî, "üç kimse vardır ki bunların na*mazları kabul olunmaz, başlarını aşmadığı gibi göklere de ulaşmaz: Kendi*sini sevmeyen topluma imam (önder) olan kişi, cenazeye (ölüye) doğru na*maz kılan ve sevişmek veya oynaşmak üzere geceleyin kendisini çağıran ko*casına inat edip isteğine uymayan kadın".
Bu hadisi îbn-i Hibban es-Sikât adlı eserinde rivayet etmiştir. Bu hadis konusunda tercih olunan İse bu hadisin "ceyyid. (yeni)" olmasıdır. Muham-med Nâsırüddin el-Elbânî, SilsÜetü'I Ehâdîsi's Sahiha adlı eserinin ikinci cil*dinde bu hadise yer vermiştir.
Müsned'de ve İbn-i Mace'nin Hz. Aîşe'den rivayet ettikleri bir hadiste Resulullah (as) şöyle dedi: "Eğer insanın insana secde etmesini emretseydim kadının kocasına secde etmesini emrederdim, isterse adam karısına kendisi*ni kara dağdan kızıl dağa, kızıl dağdan kara dağa taşımasını emretsin. E-ğer erkeğin buna hakkı varsa kadına düşen görev onu yapmasıdır. Yani ka*dının bunu yapması erkeğin onun üzerinde olan bir hakkıdır".
Müsned'de, îbn-İ Mace'nin Sünen'inde yeralan ve İbn-İ Hayyan'ın Ab*dullah b. Ebi'I Evfa'dan rivayet ettiği bir haberde şöyle deniliyor: Muaz Şam'dan dönünce Resuiullah'a (as) secde etti. Resulullah (as), "ya Muaz bu da neyin nesi?" dedi. Şöyle cevapladı, "ben Şam'dan geldim-, oradaki halkın yöneticilerine ve din adamlarına secde ettiklerini gördüm. Ben de kendi kenditne bu secdeye en layık şahsiyetin sen olduğunu düşündüm. Böylece 5- w secde etmek boşuma gitti. Bu yüzden sana secde ettim ". Resulullah (as) s buyurdu: "Bir daha hiç kimseye secde etme. Eğer insanın Allah 'lan baskı- tine secde etmesini emretseydim kadının kocasına secde etmesini dim. Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, hiçbir kadın kendi üzerindeki hakkını eda etmeden Allah Azze'nin hakkını eda etmiş > maz. Erkek karısını -yatağa çağırdığında kadın kutuplarda dahi olsa ere*nin çağrısıyla hemen gelmelidir"