ResuluUah'ın (as) kızının ve hanımlarının mehirleri ne kadardı?
Nesaî'de, Abdurrezzak'ın Musannefİnde ve Ebu Davud'un kitabında şöyle geçmektedir: AH b. Ebi Talib, Resuluilah'ın (as) kızı Fatıma ile evlerıir-ken "kılıç kıran" denilen hutamiyye zırhını -O'na- vermişti. îkrime Vadıha'da, "ben onu beşyüz dirheme sattım" ifadesini naklediyor. Vadıha'dan başka yer*lerde ise, "Resulullah onun bir kısmıyla güzel şeyler satın aldı" ifadesi geç*mektedir.
Abdurrezzak'ın Musannefİnde şöyle geçmektedir: Ali b. Ebu Talib, Re*suluilah'ın (as) kızı Fatıma'ya mehir olarak oniki ukiyye vermişti.
îmanı Nesaî ise Ali b. Ebu Talib'ten bahsederken, "Resulullah (as) Fatı-ma'yı sade, basit şeylerle hazırladı; bir post ve ihtiyaç duyacağı deri kılıflı bir yastık verdi" demektedir. İbn-i Ebi Zeyd ise bu nikahın hicrî birinci yılda ol*duğunu söylüyor. Bazıları da bu nikahın hicretten yirmiiki ay sonra, yani hic*rî ikinci yılda gerçekleştiğini söylüyorlar. Ama Resuluilah'ın (as) Hz. Aişe'yle evlenmesinin hicretten sekiz ay sonra, yani birinci hicrî yılın Şevval ayında gerçekleşmiş olduğu hususunda herhangi bir anlaşmazlık söz konusu değil*dir.
Muvatta, Buharı, Müslim ve Nesaî'de şunlar geçiyor: Bir kadın, Resulul-lah'a (as), "ey Allah'ın elçisi! Ben kendimi sana verdim" dedi ve ayağa kal*kıp uzun bir süre durdu. Bir adam kalkıp, "ey Allah'ın elçisi! Eğer ona ihti*yacın yoksa onu bana nikahla" dedi. Resulullah (as), "ona sadaka olarak verecek herhangi birşeyin var mı?" diye sordu. Adanı, "şu entarimden başka herhangi hirşeyim yok" dedi. Resulullah (as), "eğer entarini ona verecek o-lursan hiçbir şeyin kalmaz ortada kalakalırsın, başka bir şey ara" dedi. Re*sulullah (as) ortadaki zorluğu gidersin, işi kolaylaştırsın diye "başka bir şey ara, isterse demir bir yüzük olsun" dedi. Adam hiçbir şey bulamadı. Bunun üzerine Resulullah (as), "Kur'an~ı Kerim'den bir şeyler biliyor musun?" diye sordu. Adam, "evet" dedi ve şu şu sureler diyerek adlarını sıraladı. Resulullah (as) ona şöyle söyledi: "Bu kadını sana Kur'an'dan bildiklerin karşılığında nikahladım". Bu kadın Havle bint-i Hakim idi. kendisine Ümmü Şerik der*lerdi.
Burada fıkhı hususlar vardır: Mesela velisi olmayan kimsenin velisinin devİet başkanı olması gibi. Vatanlarından ayrılıp uzaklara düşmüş, ama ev*lenmek isteyen yahut arzulayan gençlerin durumları da böyledir. Bu durum*da onların velileri devlettir, devlet başkanıdır.
Sünen-i Darimî'de, Ebu Musa'dan rivayet olunan şu hadis yeralmaktadır: Resulullah (as) buyurdu ki, "bekâr yetim kızları evlendirmek istediğinizde onlarla istişare ediniz (onlara danışınız), eğer susarlarsa bu onların sizin ortaya koyduğunuz evlenme teklifini kabul etmeleri demektir. Eğer istemez*lerse onları zorlamayımz".
Yukarıdaki hadiste bir de evlilikle ilgili bir helal husus yeralmaktadır; Hz. Ali'nin Fatıma'yla nikahlanması bu kabildendir.