22. Abdullah b. Abbas (r.a.)'dan: Ömer b. Hattab (r.a.) Şam'a gitti. Serg'e varınca kendisini ordu komutanları Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve arkadaşları karşıladılar ve Şam diyarında veba sal*gınının baş gösterdiğini haber verdiler. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.):
«-— Bana ilk muhacirleri çağır» dedi. Ben de çağırdım. Hz. Ömer (r.a.) onlara veba hastalığının meydana geldiğini haber ve*rerek, istişarede bulundu. Aralarında ihtilâf çıktı. Bunlardan bir kısmı:
«— Sen bir görev için çıktın. Bundan geri dönmeni uygun gör*müyoruz» dediler. Bir kısmı da:
«— İnsanların geri kalanı ve Resûlullah (s.a.v.)'in ashabı seninle beraberdirler, onları vebaya atmanı doğru görmüyoruz» deyince, Hz. Ömer (r.a.):
«— Yanımdan uzaklasın,» deyip, sonra «bana Ensarı çağırın» buyurdu. Ben de onları çağırdım. Hz. Ömer (r.a.) onlarla da istişa*rede bulundu. Onlar da muhacirlerin dediklerini söyleyip ihtilâf ettiler. Hz. Ömer (r.a.) onlara da:
«— Benden uzaklasın» dedi, sonra:
«— Bana burada bulunan Mekke fethi muhacirlerini, Kureyş büyüklerini çağır» dedi. Ben de onları çağırdım. Onlardan hiç biri ihtilâf etmedi ve:
«— Adamlarla beraber geri dönmen ve onları veba tehlikesine atmaman kanaatindeyiz» dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.), insanlara şöyle seslendi: «Ben sabahleyin hayvanıma binerek Me*dine'ye geri döneceğim. Siz de buna göre hazırlanın», deyince, Ebû Ubeyde (r.a.):
«— Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?» dedi. Hz. Ömer (r.a.) şöyle cevap verdi:
«— Ey Ebû Ubeyde, keşke bunu senden başkası söyleseydi! Evet Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Bana söyle bakalım: Senin develerin olsa, iki yamaçlı bir vadiye inseler. Bu yamaçlardan biri otlu diğeri çorak, otsuz olsa, sen de*veleri bol otlu yerde otlatsan, Allah'ın kaderiyle otlatmış olmaz mısın? Çorak yerde de otlatsan yine Allah'ın kaderiyle otlatmış ol*maz mısın?» Bu sırada, daha Önce bir işi için aralarından ayrılmış olan Abdurrahman b. Avf (r.a.) gelip:
«— Bu hususta benim bilgim var. Resûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu işittim: «Bir yerde veba hastalığını işitirseniz oraya gitmeyiniz. Bir yerde de veba hastalığı çıkar da siz orada bulunursanız vebadan kaçarak oradan çıkmayınız»
Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.), Allah'a harhdedip Medine'ye dön*dü.
23. Amirin babası Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a.) anlattı: Üsame b. Zeyd (r.a.)'a:
«—Vaba hastalığı hakkında Resûlullah (s.a.v.)'den ne işit*tin?» diye sorduğumda:
«— Resûlullah (s.a.v.): «Veba, yahudilerden bir gruba ve*ya sizden önce yaşayan bir ümmete gönderilmiş bir azab-dır. Siz bir yerde bu hastalığın çıktığını duyarsanız oraya girmeyiniz. Sizin bulunduğunuz bir yerde de bu hastalık çıkarsa hastalıktan kaçarak oradan çıkmayınız» buyur*du dedi.
Malik der ki: Ebu'n-Nadr «Sizi oradan sadece kaçış çıkarır» demiştir.
24, Rabia oğlu Amir oğlu Abdullah'dan: Ömer b. Hattab (r.a.) Şam'a gitti. Serg'e varınca Şam'da veba salgını çıktığı kendisine haber verildi. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf (r.a), Hz. Ömer (r.a.)'a Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu haber verdi;
«— Bir yerde veba salgını çıktığını duyarsanız oraya gitmeyiniz. Bulunduğunuz bir yerde de veba çıkarsa bun*dan kaçarak oradan çıkmayımz.» Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.), Serg'den geri döndü.
25. Salim b. Abdillah der ki: Ömer b. Hattab (r.a.) ordusuyla Serg'den Abdurrahman b. Avf (r.a.)'m rivayet ettiği hadisden do*layı geri döndü.
26. îmam Malik'e Ömer b. Hattab (r.a.)'m şöyle dediği rivayet edildi:
«— Şüphesiz ki Rukbe'deki bir ev bana göre Şam'daki on ev*den daha hayırlıdır.»
İmam Malik der ki: Hz. Ömer (r.a.) bu sözüyle Şam'da şiddetli vebaya yakalanmaktansa vadide sağlıklı yaşamak daha hayırlı*dır demek istiyor.