Tevbe Ve İstİĞfAr
De ki: Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarımALLAH’ın rahmetinden ümit kesmeyin. ALLAH bütün günahları bağışlar. Çünkü O
çok bağışlayan
çok esirgeyendir.” (zümer suresi \ 53)
Tevbe; dönmekpişman olmak demektir. Yani
İslam dininin emir ve hükümleri dahilinde
haram ve yasak olan şeyleri terk edip
helâl ve mübah olan şeyleri yapmak demektir.
Kulun işlediği günahlardan dönerek tevbe etmesi ve ALLAH-u Zülcelâl tarafından af ve mağfiret edilmesidil ile kalbin birlikte pişmanlık duyarak tevbe etmesine bağlıdır.
Sadece diliyle tevbe edipkalbinde günahına devam etme yönünde bir meyil olursa bu tevbe yalancıların tövbesi olur ki; ALLAH-u Zülcelâl'in bu şekilde yapılan tevbeleri kabul etmesi mümkün değildir.
Yüce ALLAHinsanı şerefli bir varlık olarak yaratmış
onu yeryüzüne halife tayin etmiş ve verdiği nimetlerle diğer yaratılanlara onu üstün kılmıştır. Hz. Ali’ye isnad edilen
“ Sen kendini küçük bir varlık sanırsın oysa sende en büyük âlem dürülmüş halde mevcuttur.” mısraları
bu gerçeği gayet güzel ve veciz bir şekilde dile getirmiştir.
İnsan her ne kadar ALLAH’ın mükemmel bir biçimde yarattığı varlık olsa da zaman zaman bilerek ya da bilmeyerek hatakusur ve günah olarak nitelendirilebilecek türden davranış ve tutumlar sergileyebilir. Günah işlemek
hata etmek
belki de insanı meleklerden ayıran özelliklerin başında gelir. İnsanın yaratılış aşamasında meleklerin
![]()
“Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağımdemişti. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken
yeryüzünde fesat çıkaracak
orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler...” şeklindeki serzenişini dile getiren âyet
belki de ifadelerimizin temellendirilmesinde bizlere ışık tutacak
insanın doğa ve davranışlarının gerçekçi bir tahlile tâbi tutulmasında katkı sağlayacaktır.
Bu zaviyeden bakıldığında ömür sürecinde hemen herkesin hata veya günah olarak nitelendirilebilecek türden bir davranış ya da tutum sergilemesinin olağan olduğu görülecektir. Zaten Hz. Peygamber (s.a.s.)
“Bütün insanlar hata yaparhata yapanların en hayırlısı ise hatasından dönendir. ” sözüyle bu hususa dikkat çekmiştir. Gazzâlî de insan için tövbenin gerekliliği ve kaçınılmaz olduğunu Hz. Adem’i örnek vermek suretiyle şöyle açıklamaktadır: “İnsanoğlunun babası bile tövbeden müstağni kalamamıştır. Babanın yaratılışına uymayan ve babanın güç yetiremeyeceği şeye
çocukları hiç güç yetiremez.”.
Günahlargönül dünyamızı
ruhî yapımızı kirleten davranış ve eylemlerdir. Hz. Peygamber (a.s.)
“Kul
bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir leke çizilir. Günahı bırakıp tövbe ederse kalbi temizlenir.” (Müslim
İman
231) hadisiyle bu duruma işaret etmektedir. Önde gelen İslâm alim ve müteffekirlerinden
İmam Gazzâlî’nin teşbihi bu bağlamda zikre değerdir. O şöyle diyor: Cilalı aynanın karşısında duran insanın aynaya yansıyan nefesiaynayı kararttığı gibi
kişinin uyduğu şehvet ve işlediği günahlardan oluşan karanlıklar da kalp üzerinde birikerek onu paslatır
karartır.
Aynanın yüzünde biriken pas zamanla madenin içine işleyip maddesini bozduğu gibikalbin üzerinde biriken pas da tab’ı (tabiat) olur
kalbin üzerini kapatır..” (Gazzâlî
İhyâ
IV
10) Gazzâlî'nin bu benzetmesi
Hz. Peygamber’in yukarıda naklettiğimiz hadisinin açılımı niteliğindedir. Günahlarla kirlenen
kararan gönül dünyamız tövbe ile gerçek hüviyetine yeniden kavuşmaktadır.
Sonuç olarak ifade etmek gerekirsetövbe kapısının açık olması doğası gereği hayır ve şer işlemeye yatkın ve elverişli olan insan için bir fırsattır. Her insan
nitelik ve niceliği değişse de günah işler ve hata eder. Ama erdem ve gerçekten iman sahibi mü’min
işlediği günah veya yaptığı hatadan
pişmanlık duyarak hemen Yüce Rabbine sığınır ve O’ndan af dileyerek tövbe eder.
O günah ve hatadabile bile ısrar etmez. Tövbeleri kabul merciinin sadece ALLAH olduğunu bilir ve O’na yönelir. ALLAH Teâlâ
kendisine samimiyetle açılan elleri
yönelen gönülleri asla boş çevirmez. Tövbe
her nasılsa günah işlemiş veya günaha bulaşmış insanların temiz bir hayata başlangıçları için tanınan bir kredi olarak nitelendirilebilir.
Günahları sebebiyle umutsuzluğa saplanmışhayata
topluma küsmüş insanları hayata bağlamanın önemli manevî etkenlerindendir tövbe. Tövbe ile af edileceği umudunu yakalayan insan
topluma yeni bir güç olarak döner. İşlediği günahlarla hem nefsine hem de topluma zarar veren kimseler
tövbe ile bu konumundan uzaklaşma gayreti içerisine girmiş olurlar.
(YAŞAR YİĞİT)
__________________
alıntı