1293. Sen, şu anda kendi bedeninin kabrinde bulunmaktasın!
Müfte'ilün, Mefa'îlün, Müfte'ilün, Mefa'îlün
(c. IV, 2454)
• Dünyadaki yaşayışımız, bazan tatlıdır, hoştur, bazan da kederlerle doludur, hoş değildir! Aklını başına al da sen, daima hoş yaşama mülkünü bağışlayana gönlünü ver; fani dünyaya değil, ebedî hayat lütfedene aşık ol!..
• Bütün ömrümüzün gecesi siyah, gündüzü aydınlık olarak geçer! Sen, ilahî nurla daima aydınlık olan bir ömrü ara!..
• Ey, arasıra mezarı ve lahdi aklından geçiriyorsun, son nefesini verince gideceğin yeri düşünüyorsun! Halbuki sen, şu anda, daha ölüm gelmeden kendi bedeninin kabrinde yatmaktasın! Gafil olduğun için, bu nükteyi anlayamıyorsun!..
• Sana rızık vereni düşünmek, ona şükretmek, onu hatırlamak, minnet hisleri duymak sana helal rızık yerine geçecektir! Sen, onu bırakıp da sayılı rızık peşinde didinip duruyorsun, dükkan sevdasına kapılıyorsun!..
• Can alemi, safa denizidir; bedenin, maddî varlığın da onun köpüğü gibidir! Safa denizine bak; köpüklerden elini çek!..
• Köpük, denizin üstünde hiç durmadan oynar! Çünkü, arka arkaya gelen dalgalar onu rahat bırakmaz!
• Köpük kıyıya vurunca su kesilir! Çünkü, birlik denizinin gönlünde iki renklilik yoktur!
• Bütün canlar birdir, bir yerden gelmiştir! Görünen her şey, kainatın sahibi, kainatı yaratan büyük bir varlığın bulunuşunun belirtileridir! Eğer aklın varsa, şaşı gözünü düzelt de, kainata öyle bak!..