1101. Birisi aşık olunca, artık ondan vazgeç, onu arama, bırak gitsin!
Mef'ülü, Fa'ilat, Mefa'îlü, Fa'ilat
(c. V. 2239)
• Hocanın mahallesine gittim. "Hoca nerede?" diye sordum. Dediler ki;"Hoca aşık olmuş, hoca mest olmuş, yer yer, mahalle mahalle dolaşmadadır."
• Dedim ki; "Ona bir işim düştü. Onun nerede olduğunu söyleyiniz. Ben hocanın dostuyum, ona düşman değilim, onu çok severim."
• Dediler ki; "Hoca birisine aşık oldu. Onu ya bağlarda ara, ya ırmak kıyısında!"
• Mest olmuş kişiler, aşıklar, sevgililerinin bulunduğu yere giderler. Birisi aşık olunca ondan vazgeç, onu arama, bırak gitsin!
• Suyu gören balık, kıyıya gelmez. Aşık nasıl olur da renge, kokuya kapılır kalır?
• Donmuş dahi olsa güneşin yüzünü görünce, dayanamaz, erir gider.
• Bilhassa birisi, padişahımıza, o vefalı olmakta eşi bulunmayan, tatlı huylu padişaha aşık olursa;
• 0, hadde hesaba sığmayan, o kıyaslanmasına imkan bulunmayan büyük bir padişahtır. 0 kimya gibi benzeri olmayan varlık, kime dokunursa; "Geri dön!"50 emri ile hemen onu altın haline sokar.
50 Fecr Suresi, 89/27-28. ayetlere işaret var.
• Uykuya dal, dünyadan vazgeç, altı yönden de kaç! Ne zamana kadar, aptalcasına, başıboş, şurada burada dolaşıp duracaksın?
• Nasıl olsa seni çekip götüreceklerdir. Bari sen kendi isteğinle git de, padişahın yanında yüzün olsun, yerin olsun, şerefin olsun.
• Şu dünyada öteye beriye koşan bir serseri olmasaydın, varlığından geçseydin, sırları keşf eden İsa sayılırdın, sana kıl kadar bir şey bile gizli kalmazdı.
• Ben, şu görünen ağzımı kapadım. Gizli ağzımı açtım. Bir kadeh şarapla "Dedi" sevdasından kurtuldum.