899. Allah'ım! Söyleyeyim desem, söze gelmiyorsun;
gizleyeyim desem, buna imkan yok!
Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat
(c. IV, 1968)
• Ey benim güzelim! Ben, Sen'in aşkına kapılmış, havana uymuş bir aşığınım! Sen'in aşkın, sanki bir denizdir; canım da, o denizde bulunan bir balıktır! Sen, bir an benden yüz çevirirsen, bir an Sen'i görmezsem, balığa benzeyen canım ölür gider!
• Balıklar, sudan dışarda kalınca bir an bile yaşayamazlar, ölür giderler! Aşıklar da, sevgililerinin ayrılığına sabredemezler!
• Balığın canı sudur; balık cansız, yani su olmadan yaşayabilir mi? Bir insan da, cana sabredemezse, canın canına nasıl sabredebilir?
• Sen olmayınca bana, dünya da, ahiret de zindandır! Sen benden ayrıldığın zaman, ab-ı hayat bile içsem beni diriltmez!
• Şu dünya puthanesi, Sen'in yaptığın resimlerle, yarattığın şekillerle dolu! Fakat, hiç biri Sen'in yerini tutmuyor! Şekil nerede, nişan, iz nerede, şekilsiz, nişansız olan nerede?
• Gönlümün kanının damlasını, adeta bir dünya haline getirdin! Öyle şaşırdım ki, damla ile dünyayı ayırt edemiyorum!
• Ağzıma elinle sunduğun kadehi içince öyle mest oldum ki, kadeh ile ağzımı ayırt edemiyorum!
• Ben kim oluyorum? Yeryüzünden göklere kadar her yer Hakk aşıkları ile dolu! Onlar, Sen'in şarabınla öyle mest olmuşlar ki, yerle göğü fark edemiyorlar!
• Benim gibi yüzlerce çoban, koyunlarını kurda ısmarlamış! Kime ne diyeyim; "Koyunları ne yaptın diye kime sorayım; çoban nerede?
• Söyleyeyim desem, söze gelmiyorsun; gizleyeyim desem, buna imkan yok! Muhakkak ki, çok büyük olduğun için ne dünyaya sığıyorsun, ne de giz alemine!
• Ben, Hakk aşığı olduğum için şu dünyada gizliyi sezersem, tanırsam, bilirsem, durumu açığa vuramadığım için bana "aşk mümini" deme, "kafir" de!
"Kafir; hakikati gizleyen, Hakk'ı inkar eden kişidir. "Gizliyi bildiğim, sezdiğim halde açığa vuramadığım için beni kafir say!" demek istiyor. Araplar, tohumu toprak altında gizlediği için çiftçiye "kafir" diyorlar."