Tedavisi olmayan dert, hastalık yoktur


Tedavisi olmayan dert, hastalık yoktur. Bilinmiyordur o ayrı bir şey. Her hastalığın çaresi olduğunu, kâinatı yoktan var eden Allahü teâlâ tarafından âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz haber veriyor. Buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ, devasını, çaresini vermediği hastalık, dert yaratmadı. Bilen bildi, bilmeyen bilmedi, yalnız ölüme çare yoktur.) [Taberani]

(Her derdin devası vardır. İlacı kullanıldığında Allahü teâlâ şifasını verir.)
[Buhari, Müslim]

(Ey Allah’ın kulları, tedavi olun. Allahü teâlâ, ilacını, devasını vermediği hiçbir hastalık yaratmadı. İhtiyarlık bundan müstesnadır.)
[Ebu Ya’la, İbni Hibban]

İçki, zina, hırsızlık, eşcinsellik gibi her türlü günahın tek ilacı vardır. Bu ilaç Kur'an-ı kerimde açıkça bildiriliyor. Bu ilacı kullanan her Müslüman, alışkanlık haline gelen, bağımlısı olduğu büyük günahlardan mutlaka kurtulur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan esrar, içki, zina, livata, eşcinsellik gibi her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45]

Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı. Bu gencin durumu Resulullah efendimize bildirilince, (Bir gün namaz, onu diğer günahları işlemekten alıkoyar) buyurdu. Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakımdan mutlaka namaz kılmalıdır. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Her hastalığın, her derdin şifası vardır, kalbin şifası ise, zikirdir, Allahü teâlâyı anmaktır.) [Deylemi]

Zikrin yani Allahü teâlâyı anmanın başında namaz gelir. Bir âyet-i kerime meali:
(Namaz, her türlü kötülükten, alıkoyar. Çünkü zikrullah [Namaz kılmak] elbette en büyüktür. [En büyük ibadettir]) [Ankebut 45] (Zikrullah, namazdır. Namaz diğer ibadetlerden daha büyüktür.) (Beydavi)

(Onlar ayakta, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı zikrederler.)
[Al-i İmran 191] (Namazı, gücü yeten ayakta kılar, ayakta kılmaktan aciz olan oturarak kılar, bundan da aciz olan, yatarak ima ile kılar demektir.) (Bahr-ür-raık)

Eğer namaz, kötülükten alıkoymuyorsa, namaz doğru kılınmıyor demektir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Bir kişinin namazı, onu kötülüklerden alıkoyamıyorsa, [namazın şartlarına riayet etmeyip doğru kılmadığı için] Allah’tan uzaklığı artar.)

O halde yapılacak iş, namazı doğru kılmaya çalışmaktır. Namazı doğru kılabilmek için önce itikadın düzgün olması şarttır. Daha sonra diğer şartlar gelir. Bu şartlara riayet eden, mutlaka her türlü kötülüğü bırakır.
[Taberani]