Evin direği fedakar hanımlar
Müslüman bir hanımailesinin muhabbet ve fedakarlık nişanesidir.O
kendisini adeta yuvasına
kocasına ve çocularına vakfetmiştir.Onların sevinç ve mutlulukları
rahat ve kuzurları
kendisini de bahtiyar eder.
Kadınların evinin işlerini göremesibeylerinin rızasını gözetere onların meşru her isteklerine canla başla riayet etmesi
çocuklarının eğitim ve terbiyelerini gözetmesi
onları yuvayı kuran dişi kuş haline getirmiştir.
Peygamber Efendimiz devrinde itibaren ashab-ı kiramın hanımlarıev işlerini çekidüzene koyduktan sonra zaman zaman beylerinin işlerine bile yardımcı olmuşlardır.Mesala Ashab-ı kiramın ve Ehl-i Beyt’in gözbebeklerleri mesabesinde olan Hazret-i Fatıma ile Hazret-i Ali
örnek bir yuva kurmuşlar ve ellerinden geldiği nisbette birbirlerine yardımcı olmuşlardır.
Peygamber Efendimizelinde büyümüş olan bu iki genci
yine kendi elleriyle nikahlamış. Onlara ev işlerinde görev taksimi yapmış
evin dış işlerini Hazret-i Ali’ye
iç işlerini de Hazret-i Fatıma’ya tevdi etmiştir. Daha sonra da kızına hitaben şöyle buyurmuştur:
”-Kızım Fatıma!…Sen Ali’ye câriye ol ki. o da sana köle olsun.”
Hazret-i FAtımabu tavsiyelere uyarak kocasının gücünün üstünde hiçbir masraf çıkarmamış ve daima elindekiyle yetinmeyi bilmiştir.
İbadet dışındaki vakitlerini ev işlerine ve çocuklarının terbiyesine ayırmıştır. Evin ihtiyacı olan suyukuyudan çekip omzunda taşımıştı. Bütün aile fertlerinin elbiselerini bizzat kendi elleriyle biçip dikmiş
el değirmeninde kendi buğdayını kendisi öğütmüştü.
Hatta bu çileli iş sebebiyle elleri nasırlaştığındamuhterem babası Peygamber Efendimiz’e müraacat ederek kendisine bir yardımcı tayin etmesini istemiştir.
Allah Rasülü -sallahu aleyhi ve sellem-ciğerparesi Fatıma haline acımış
ama Medine’de ihtiyaç sahibi bu kadar insan varken kendisine özel bir muamele edip yardımcı olmak üzere köle veya cariye tahsis etmesinin adalete uygun olmayacağını söylemiştir. Onu teselli etmiş ve :
”-Kızım Fatımasenden daha muhtaçları var. Dünya acılarını
âhiret tadı için iç.” buyurmuşlardır.
* * *
Yine Hazret-i Esma -radıyallahu anhâ-; kocası Hazret-i Zübeyr -radıyallahu anh-’ın işlerinde yardımcı oluratının bütün hizmetlerini görür
başının üzerinde tohum ve hurmaçekirdeği taşırdı.
Müslüman hanımev
ve ailesi için nasıl fedâkârâne bir şekilde hizmet etmeyi bir vazife saıyorsa
vicdan sahibi müslüman kocalar da güçleri nisbetinde hanımlarına yardımcı olmalı
onların yüklerini hafifletmelidirler.
Nitekim Peygambe Efendimizkendi söküğünü kendi yamamış
ayakkabılarını tamir etmiş
hayvanların sütünü sağmış ve mümküm mertebe kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayarak başa birisine yük olmamaya çalışmıştır.
Âile içerisinde çocukların bakımterbiye ve büyütülmesi
hem erkeğin
hem de hanımın ortak mesuliyetidir. Bu sebeple hanımların bunaldığı veya yorulduğu zamanlarda
erkekler de eşlerine yardımcı olmalıdırlar.
Velhâsılmüslüman bir yuvada herkes birbirini gözetip kolamalı
destek ve yardımcı olmalıdır. Fertlerden birinin daimi fedâkârlık ve hizmeti
Allah katında boşa gitmezse de
bir kuş tek kanatta uçamazi İki taraf fa güçleri ve imkanları nisbetinde Allah için birbirlerine yardımcı olmalıdırlar. Huzur ve mutluluun yolu
bundan geçer.
Cenâb-ı Hakbu güzide annelerimizi şefaatlerine lâyık eylesin.Âmin..
Gülay Atasoy