487. Ali (r.a.) rivayet ediyor:
Cebrail bana şöyle dedi: "Ey Muharnmed, istediğin kimseyi sev, sonunda ayrılacaksın; istediğin şeyi yap, sonunda onun karşılığını göreceksin; istediğin kadar yaşa, sonunda öleceksin." Cebrail bana çok veciz konuştu. Cebrail (a.s.) bu veciz konuşmasında Resûlullaha ve onun şahsında ümmetine çok mühim üç hususu ders vermektedir. Bunların birincisi, insanın sevdiği kimseden ayrılmasıdır. Öyle ise insan fâni sevgililere bel bağlamamalı, baki olan birini sevmeli, Onun emirleri dâiresinde hareket etmelidir.
Cebrail'in (a.s.) ikinci olarak hatırlattığı husus, büyük küçük her ne yaparsa yapsın, bunun insanın yanma kar kalmayıp mutlaka karşılığını göreceği gerçeğidir. Bu, kötülükler için böyle olduğu gibi, iyilikler için de böyledir. însan hardal tanesi kadar dahi olsa bir iyilik yapmışsa, bu zayi edilmeyecek, sevap kefesine konacaktır. Dolayısıyla Cebrail (a.s.) bununla insana kötülükten uzaklaşmasını, iyi şeyleri yapmasını ikaz etmektedir.
Cebrail'in hatırlattığı üçüncü bir husus da çoğu insanın gaflet içerisinde olduğu ölüm gerçeğidir. Aslında Kur'ân'da da Yüce Allah nefis taşıyan herşeyin öleceğine dikkat çekerek insanların gafletten uyanmasını istemiştir. Meselâ bu âyetlerden ikisi şu mealdedir:
"Her nefis ölümü tadacaktır."' "Hepinizin dönüşü Onadır."2
Bu umumî kaideden hiç kimse kendisini hariç tutamaz. Allah'ın en sevdiği kullar dahi ölümün pençesinden kurtulamazlar. Eğer ölümden kurtulan birisi olsaydı, hiç şüphesiz Sevgili Peygamberimiz olurdu. Fakat o da vefat etti.. Yüce Allah Habibine hitaben, "Senden önce hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik"3 buyurarak bu gerçeğe dikkat çekmiştir. İzahını yaptığımız hadiste de Cebrail (a.s.) Peygamberimize (s.a.v.) ve onun şahsında ümmetine bunu hatırlatmıştır.
1. Al-i İmran Sûresi, 185.
2. Yunus Sûresi, 4.
3. Enbiya Suresi, 34.
489. Ali (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) "Şu üç şey kimde yoksa o benim ve Allah'ın beğendiği bir yaşayış tarzı üzere değildir" buyurdu.
"Onlar nedir, ey Allah'ın Resulü?" denildi. Şöyle buyurdu:
1. Cahillerin kabalığına aldırış ettirmeyen bir hilim,
2. İnsanlarla hoş geçineceği bir ahlâk,
3. Kendisini Allah'ın haramlarından alıkoyan bir takva.