***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


İslam Toplumunda Kadının Rolü
İslam Toplumunda Kadının Rolü
İslam toplumunda kadın da, erkek gibi hayatın her alanında önemli rol oynar. Hatta bazı hususlarda kadınlar erkekten daha önemli rollere sahiptir. İslam toplumundaki sahabe hanımları bu fonksiyonlarını mükemmel olarak yerine getirdikeleri için saadet devri denilen o örnek devir ve saadet nesli denilen o örnek nesil ortaya çıkmıştır. Şimdi bize her yönü ile örnek olan sahabe toplumunda müslüman kadınların ifa ettikleri önemli rolleri görelim.
1- Nesli Terbiye:
Sahabe hanımları, bir toplumun kurtuluşu ya da bedbaht olmasında en önemli rolü oynayan nesli islah görevini yüklendiler. Onlar çocuklarını Allah'ın istediği şekilde yetiştirmişler ve onlara Allah rızasının her şeyden önemli olduğunu öğretmişlerdir. Onlar çocuklarını hayırlı işlere teşvik etmişler ve şerli işlerden sakındırmışlardır. Sahabe kadınlarının hayatları bu gibi örneklerle doludur.
Abdullah Bi Zeyd (r.a) şöyle dedi:
"Uhud günü sol pazumdan bir yara almıştım. Hurma ağacı gibi uzun boylu biri bana vurmuş, sonra bana yönelmeden ilerlemişti. Yaramdan akan kan durmak bilmiyordu. Rasulullah (s.a.s) bana: "Yaranı sar" dedi. Bunu üzerine annem yanıma geldi. Böğründe yara sarmak için hazırladığı sargılar vardı. Annem yaramı bir güzel sardı. Bu sırada Rasulullah (s.a.s) ayakta dikilmiş bana bakıyordu. Annem işini bitirdikten sonra bana: "Ey oğlum! Kalk ve müşriklerle vuruş!" dedi. Bunu üzerine Rasulullah (s.a.s) anneme: "Senin çektiğini kim çekebilir ey ümmü Amara!" diye iltifatta bulundu. Beni yaralayan müşrik o anda oradan geçiyordu. Rasulullah (s.a.s): "İşte oğluna vuran şu adamdır!" dedi. Annem hemen onun önünü kesip, onu yere çöktürdü. Rasulullah'ın azı dişleri görünecek kadar gülümsediğini gördüm.
(Vakidi, İbn-i Sa'd- Tabakat)
Hendek günü Aişe (r.a) ve Sad b. Muaz'ın annesi Medine'nin bir kalesinde idiler. Bu esnada önlerinden Sad b. Muaz geçti. Üzerinde kısalmış bir zırh vardı. Zırh kısa olduğundan omuzları ile bütün kolları açıktaydı. Elinde bir hançer vardı ve şöyle diyordu:
"Biraz beklerse, savaş büyük bir kahraman görecek. Ölümde bir veis yok. Meğer ki ecel gelecek."
Bunun üzerine annesi ona:
"Ey oğlum! Vallahi geciktin" dedi. Aişe (r.a) şöyle diyor ona:
"Ey ümmü Sad! Eğer isteseydin, Sad'ın zırhını daha geniş yapabilirdin" dedim. O da:
"Daha geniş yaparsam onu ok darbelerinden korumaz diye korktum" cevabını verdi.
İşte bu hanımların çocuklarını Allah sevgisini en üstün tutacak bir şekilde yetiştiriyorlar ve gerektiğinde onları Allah yolunda ölüme ve şehitliğe kendi elleri ile gönderiyorlardı.
2- Kocasının Haklarına Riayet Ederek Ona Destek Ve Yardımcı Olmak:
Müslüman hanım kocasını haklarını yerine getirmek sureti le onun için düşmanlarına ve şeytanın tuzaklarına karşı en büyük yardımcısıdır. Salih bir müslüman hanım, kocasının sıkıntılarını hafifletir ve onun işlerini kolaylaştırır. Allah yolundaki işlerinde ona köstek değil destek olur.
Sahabe hanımları daima kocalarının en büyük destekçileri olmuştur. Onlar gerek hayatlarında gerekse öldüklerinde kocalarına karşı vazifelerini ihmal etmemişlerdir. Sahabe hanımlarının hayatları bunların örnekleri ile doludur.
İşte Hind Binti Amr B. Haram! Uhud ssavaşında kocası, oğlu ve kardeşi şehit düştüğünde onlara karşı olan son vazifesini yerine getirmek için, cesetlerini bir deveye yükleyip Medine'ye doğru çekiyordu. Fakat kocası Amr B. Cemuh Allah'tan şehit olmak ve Medine'ye dönmemeye dua ettiği için deve Medine'ye değil, Uhud'a geri döndü. Hind, Rasulullah (s.a.s)'a durumu sorduğunda, Rasulullah: "Deve emrolunmuştur" dedi ve bu şehitler Uhud'da defnedildiler.
(Makrizi- İmta-ül Esma)
Bu konuda diğer bir örnek ise, çocuğu öldüğü zaman Ümmü Süleym'in bunu kocasına bildirirken kocasına kullanmış olduğu ince bir plândır. Olay şöyle cereyan etmiştir;
Ebu Talha'nın Ümmü Süleym'den olan çocuğu ölmüştü. Ümmü Süleym akrabalarına "Ebu Talha'ya oğlunun öldüğünü anlatmayın, ona ben kendim haber vereceğim" dedi. Ebu Talha evine geldiğinde Ümmü Süleym kendisine akşam yemeğini hazırlayıp verdi. Sonra Ümmü Süleym, her zamankinden daha alımlı giyinip süslenerek Ebu Talha'nın yanına geldi. Ebu Talha hanımı ile cinsi münasebet kurdu. Ümmü Süleym, Ebu Talha'nın karnını doyurup, diğer hacetini de giderdiğini gördükten sonra ona "Ey Eba Talha! Eğer birileri bir eve bir emanet bıraksalar, aradan bir müddet geçtikten sonra da gelip emanetlerini isteseler, o ev halkının onları men etmeye hakları var mıdır?" diye sordu. Ebu Talha: "Hayır, hakları yoktur" diye cevap verince, Ümmü Süleym, "Allah sana verdiği emanetini, oğlunu aldı. Oğlun için hasbunallah (Allah bize yeter) deyip, ecrini yalnız Allah'tan bekle" diyerek, oğlunun ölüm haberini verdi.
Bu olayda da görüldüğü gibi, sahaba hanımları, evlat kaybetmek gibi çok acı bir olayda dahi, acısını bir tarafa bırakıp kocasını teselli etmek için böyle büyük fedakarlıklara katlanmış ve bu kadar ince düşünebilmişlerdi.