3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: İslam Toplumunda Kadının Rolü

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    İslam Toplumunda Kadının Rolü

    İslam Toplumunda Kadının Rolü

    İslam toplumunda kadın da, erkek gibi hayatın her alanında önemli rol oynar. Hatta bazı hususlarda kadınlar erkekten daha önemli rollere sahiptir. İslam toplumundaki sahabe hanımları bu fonksiyonlarını mükemmel olarak yerine getirdikeleri için saadet devri denilen o örnek devir ve saadet nesli denilen o örnek nesil ortaya çıkmıştır. Şimdi bize her yönü ile örnek olan sahabe toplumunda müslüman kadınların ifa ettikleri önemli rolleri görelim.

    1- Nesli Terbiye:

    Sahabe hanımları, bir toplumun kurtuluşu ya da bedbaht olmasında en önemli rolü oynayan nesli islah görevini yüklendiler. Onlar çocuklarını Allah'ın istediği şekilde yetiştirmişler ve onlara Allah rızasının her şeyden önemli olduğunu öğretmişlerdir. Onlar çocuklarını hayırlı işlere teşvik etmişler ve şerli işlerden sakındırmışlardır. Sahabe kadınlarının hayatları bu gibi örneklerle doludur.

    Abdullah Bi Zeyd (r.a) şöyle dedi:
    "Uhud günü sol pazumdan bir yara almıştım. Hurma ağacı gibi uzun boylu biri bana vurmuş, sonra bana yönelmeden ilerlemişti. Yaramdan akan kan durmak bilmiyordu. Rasulullah (s.a.s) bana: "Yaranı sar" dedi. Bunu üzerine annem yanıma geldi. Böğründe yara sarmak için hazırladığı sargılar vardı. Annem yaramı bir güzel sardı. Bu sırada Rasulullah (s.a.s) ayakta dikilmiş bana bakıyordu. Annem işini bitirdikten sonra bana: "Ey oğlum! Kalk ve müşriklerle vuruş!" dedi. Bunu üzerine Rasulullah (s.a.s) anneme: "Senin çektiğini kim çekebilir ey ümmü Amara!" diye iltifatta bulundu. Beni yaralayan müşrik o anda oradan geçiyordu. Rasulullah (s.a.s): "İşte oğluna vuran şu adamdır!" dedi. Annem hemen onun önünü kesip, onu yere çöktürdü. Rasulullah'ın azı dişleri görünecek kadar gülümsediğini gördüm.

    (Vakidi, İbn-i Sa'd- Tabakat)

    Hendek günü Aişe (r.a) ve Sad b. Muaz'ın annesi Medine'nin bir kalesinde idiler. Bu esnada önlerinden Sad b. Muaz geçti. Üzerinde kısalmış bir zırh vardı. Zırh kısa olduğundan omuzları ile bütün kolları açıktaydı. Elinde bir hançer vardı ve şöyle diyordu:
    "Biraz beklerse, savaş büyük bir kahraman görecek. Ölümde bir veis yok. Meğer ki ecel gelecek."
    Bunun üzerine annesi ona:
    "Ey oğlum! Vallahi geciktin" dedi. Aişe (r.a) şöyle diyor ona:
    "Ey ümmü Sad! Eğer isteseydin, Sad'ın zırhını daha geniş yapabilirdin" dedim. O da:
    "Daha geniş yaparsam onu ok darbelerinden korumaz diye korktum" cevabını verdi.

    İşte bu hanımların çocuklarını Allah sevgisini en üstün tutacak bir şekilde yetiştiriyorlar ve gerektiğinde onları Allah yolunda ölüme ve şehitliğe kendi elleri ile gönderiyorlardı.



    2- Kocasının Haklarına Riayet Ederek Ona Destek Ve Yardımcı Olmak:

    Müslüman hanım kocasını haklarını yerine getirmek sureti le onun için düşmanlarına ve şeytanın tuzaklarına karşı en büyük yardımcısıdır. Salih bir müslüman hanım, kocasının sıkıntılarını hafifletir ve onun işlerini kolaylaştırır. Allah yolundaki işlerinde ona köstek değil destek olur.

    Sahabe hanımları daima kocalarının en büyük destekçileri olmuştur. Onlar gerek hayatlarında gerekse öldüklerinde kocalarına karşı vazifelerini ihmal etmemişlerdir. Sahabe hanımlarının hayatları bunların örnekleri ile doludur.
    İşte Hind Binti Amr B. Haram! Uhud ssavaşında kocası, oğlu ve kardeşi şehit düştüğünde onlara karşı olan son vazifesini yerine getirmek için, cesetlerini bir deveye yükleyip Medine'ye doğru çekiyordu. Fakat kocası Amr B. Cemuh Allah'tan şehit olmak ve Medine'ye dönmemeye dua ettiği için deve Medine'ye değil, Uhud'a geri döndü. Hind, Rasulullah (s.a.s)'a durumu sorduğunda, Rasulullah: "Deve emrolunmuştur" dedi ve bu şehitler Uhud'da defnedildiler.

    (Makrizi- İmta-ül Esma)


    Bu konuda diğer bir örnek ise, çocuğu öldüğü zaman Ümmü Süleym'in bunu kocasına bildirirken kocasına kullanmış olduğu ince bir plândır. Olay şöyle cereyan etmiştir;
    Ebu Talha'nın Ümmü Süleym'den olan çocuğu ölmüştü. Ümmü Süleym akrabalarına "Ebu Talha'ya oğlunun öldüğünü anlatmayın, ona ben kendim haber vereceğim" dedi. Ebu Talha evine geldiğinde Ümmü Süleym kendisine akşam yemeğini hazırlayıp verdi. Sonra Ümmü Süleym, her zamankinden daha alımlı giyinip süslenerek Ebu Talha'nın yanına geldi. Ebu Talha hanımı ile cinsi münasebet kurdu. Ümmü Süleym, Ebu Talha'nın karnını doyurup, diğer hacetini de giderdiğini gördükten sonra ona "Ey Eba Talha! Eğer birileri bir eve bir emanet bıraksalar, aradan bir müddet geçtikten sonra da gelip emanetlerini isteseler, o ev halkının onları men etmeye hakları var mıdır?" diye sordu. Ebu Talha: "Hayır, hakları yoktur" diye cevap verince, Ümmü Süleym, "Allah sana verdiği emanetini, oğlunu aldı. Oğlun için hasbunallah (Allah bize yeter) deyip, ecrini yalnız Allah'tan bekle" diyerek, oğlunun ölüm haberini verdi.

    Bu olayda da görüldüğü gibi, sahaba hanımları, evlat kaybetmek gibi çok acı bir olayda dahi, acısını bir tarafa bırakıp kocasını teselli etmek için böyle büyük fedakarlıklara katlanmış ve bu kadar ince düşünebilmişlerdi.

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: İslam Toplumunda Kadının Rolü

    3- Musibet ve Sıkıntı Halinde Sabretmek ve Sevabını Allah'tan Beklemek

    Allah'a samimiyet ile bağlanmış sahabe hanımlarının hayatlarına baktığımızda en değerli varlıklarını kaybetme musibetine uğradıklarında dahi, bunu büyük bir sabır ve metanet ile karşılayıp ecrini Allah'tan beklediklerini görmekteyiz. Zira onlar musibet anında sabırsızlık gösterip, isyan etmenin kendilerini fayda sağlamayacağı gibi, Rabbi Zül Celal'in Rahmetinden uzaklaşma felaketine düşüreceğine de çok iyi biliyorlardı. Sahabe hanımlarının hayatı bunun sayılamayacak kadar çok örnekleri ile doludur.
    Dırar oğullarından bir kadının kardeşi, kocası ve babası Uhud günü Rasulullah ile birlikte müşriklere karşı savaşırken şehit düşmüşlerdi. Onların ölüm haberi kadınlara verildiği zaman kadın "Rasulullah nasıldır" diye sordu. "Allah'hamd olsun, istediğin gibidir, iyidir" dediler. Kadın "bana onu gösterin de bakayım" dedi. Kadına Rasulullah'ı işaret ettiler. Kadın Rasulullah'ı sağsalim görünce, "sen sağ ve selamette olduktan sonra, [color=red]bütün musibetler bize hafif gelir" dedi.
    Başka bir örnek ise, Safiye Binti Abdulmuttalip'tir. Safiye ana baba öz kardeşi Hamza (r.a)'nın cesedini görmeye geliyordu. Rasulullah (s.a.s) onun oğlu Zübeyr b. Avvam'a "onu karşıla ve geri çevir, kardeşine ne olduğunu görmesin" buyurdu. Bunun üzerine Zübeyr anasını karşılayarak ona: "Ey anacığım, ona Rasulullah geri dönmeni emrediyor." Bunun üzerine Safiyye (r.a): "Niçin?" dedi ve sözüne şöyle devam etti: "Duyduğuma göre kardeşimin cesedini parçalamışlar. Olsun! Bunların hepsi Allah içindir. İnşaallah sabredeceğim ve Allah rızasını gözeteceğim" dedi. Zübeyr, Rasulullah'a gelip bunu söyleyince Rasulullah (s.a.s):"Onu bırak gelsin" buyurdu. Safiyye gelip kardeşinin cesedine baktı. Ona namaz kıldı. Dua etti ve: "Biz Allah'a aitiz ve O'na döndürüleceğiz" deyip Hamza için istiğfarda bulundu. Sonra Rasulullah (s.a.s) cesedin gömülmemisini emretti.


    4- Savaşta Su Dağıtma ve Yaralıları Tedavi:

    Müslüman kadın sadece evinde değil, aynı zamanda savaşta da yerini almıştır. Savaşta müslüman kadın su dağıtmış, yaralıları tedavi etmiştir. Örneğin:

    "Uhud Savaşında Aişe (r.a) ve Ümmü Süleym kollarını sıvamışlar, süratle ve mütemadiyen arkalarında hırbalarla su taşıyorlar ve yaralıların ağızlarına boşaltıyorlardı. Kırbalar boşalınca büyük bir çeviklikle geri dönüp kırbalarını dolduruyorlar, sonra yine acele gelip yaralıların ağızlarına su boşaltıyorlardı."

    (Buhari)



    5- Bizatihi Savaşa Katılma:

    İslam toplumu, ihtiyaç duyduğunda gerekli olduğu zaman müslüman kadın bizzat savaşa katılmıştır. Şüphesiz cihad normal şartlarda kadına farz değildir. Fakat İslam toplumunun düşman tarafından işgal tehlikesi başgösterdiği zaman müslüman kadının da savaşa katılması gerekebilir. Örneğin:

    Uhud Savaşında Ümmü Umare bizzat savaşa katılmış, kalkanıyla Rasulullah (s.a.s)'ı kafirlerin darbelerinden korumuş, kılıcıyla da Rasulullah'a saldıranlara saldırmış ve onları yaralamıştır.

    Bu konuda diğer güzel bir örnek te, Ümmü Eymen'in Uhud Savaşında gösterdiği örnek tavırdır. Ümmü Eymen, Uhud Savaşında müslümanların dönüp kaçmaya başladıkları zaman bir taraftan yerden toprak alıp kaçanların gözüne atıyor, bir taraftan da kılıcını "al ve geri dön" diye mücahidlere haykırıyordu. Sonunda da bizzat kendisi eline bir kılıç alıp savaş saflarına daldı ve müşriklerle vuruştu.

    (Es-Siyret-ül-Halebiyye, Rahik'ul-Mahtum)


    6- İslamı Tebliğ:

    Müslüman kadınlar İslam'ı çok iyi anlayıp yaşamlarında uygulamaları yanında bu akideyi diğer insanlara da ulaştırmak için üzerlerine düşeni yapmış ve bu yoldaki sıkıntılara Allah için katlanmışlardır. Sahabe hanımları bu konuda üzerine düşen görevi yapmışlar ve onların sayesinde birçok kişi İslamla şereflenip kurtuluşa ermiştir.

    İbn-i Sa'd tabakatında şöyle nakletmiştir:
    Ümmü Süleym (o zamanlar müşrik olan ikinci kocası Ebu Talha ile evlenmeden önce):
    "Ey Ebu Talha! Tapmış olduğun ilahının yerden çıkan bir ağaç olduğunu ve Habeşli falanca kölenin çekerek onu getirdiğini bilmez misin?" diye sordu.Ebu Talha: "Evet, bilirim" diye cevap verdi. Ümmü Süleym: "Yerden biten ve Habeşli falanca kölenin çeke çeke getirdiği ağaca secde etmeye utanmaz mısın?" dedi. Sonra: "Ne dersein? Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet getir de seninle evleneyim. Bu sözünden başka senden mehir de istemiyorum." dedi. Ebu Talha: "Biraz mühlet ver de düşüneyim." dedi. Gidip biraz düşündükten sonra geri geldi ve: "Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet ederim." [b]dedi. Bunun üzerine Ümmü Süleym oğluna: "Ey oğlum! Kalk ve Ebu Talha'yı evlendir." dedi. Böylece Ebu Talha Ümmü Süleym ile evlendi. Ona sunduğu mehir de müslüman oluşuydu.

    (İbn-i Sad)

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: İslam Toplumunda Kadının Rolü

    Hiçbir düşünce veya sistem, kadına İslam'ın verdiği kadar değer ve kıymet vermemiştir. İslam kadına da erkek gibi önem vermiş hatta bazı hususlarda kadını erkekten daha üstün tutmuştur. İslam'da kadın ikinci sınıf değildir. İslam kadına ne taşıyabileceğinden fazla yük yüklemiş ne de ona hiçbir görev vermemek suretiyle ihmal etmiştir. İslam toplumunda hükümler kadını da erkeği de yaratan ve onları en iyi bilen Allah tarafından konmuştur. Bu yüzden İslam hem erkek hem kadın hem de toplum için mutluluk, huzur ve kurtuluş sağlayacak yegane yaşam sistemidir.

    Erkeğe oranla kadın biraz daha zayıf ve suç işlemeye daha meyyaldir. Bunu bildiği için İslam dini kadını suçtan korumak ve terbiye etmek için bazı hükümler bildirmiştir. Örneğin; kadının kapanması, gerekmedikçe evinden dışarı çıkmaması, çalışmaması ve benzerleri gibi hükümler... Şüphesiz bu hükümler onu erkek karşısında küçük düşürmek, onu sıkmak ya da ona zulmetmek için verilmiş hükümler değil, toplumun islahı hususunda kadının oynadığı önemli rolden ve ona verilen değerden kaynaklanan hükümlerdir. Zira kadın islah olursa toplum da islah olur. Kadın ifsad olursa toplum da ifsad olur. Evde anne olan kadın eğer salih bir kadın ise babanın veremeyeceği eğitim ve terbiyeyi çocuklarına verdiği zaman salih bir toplum için temel taşı tekil edecek salih bir nesil ortaya çıkar. İşte bu temeli oluşturacak olan annedir. Bu yüzden İslam, kadına toplumun felahı için en önemli görevlerden biri olan yetişen yeni nesli islah ve terbiye görevini vermiştir. Allah (c.c) kadına verdiği değerlerden dolayı bu önemli görevi de kadına vermiştir. Zira bir kişinin önemi ona verilen görevin önemiyle doğru orantılıdır. Kadına önem bu şekilde verilir. Yoksa kadına, istediği şekilde giyinme, istediği yere gitme izni vermek ona değer vermek değil bilakis onu bir sergi metaı haline getirmek demektir.

    Bugün batı medeniyeti bunun açık bir örneğidir. Kadına istediği gibi giyinme ve istediği yere gitme özgürlüğü veren batı medeniyeti, kadını bir sergi metaı haline getirmiş ve onu bir reklam malzemesi olarak kullanmaktadır. Onu hayvanlar gibi soyarak ürettiği malların reklamını yapmakta araç olarak kullanmakta, İslam'ın korumak için üzerine titrediği kadını mahlukatın en alçak ve sefihi halini getirmektedir. Bugün batı medeniyeti eşitlik, kadın hakları sloganlarıyla sokağa döktüğü kadını, erkeğin menfaatlerini arttıran bir ticaret metaı haline getirmiştir.

    İslam, kadını ona önem verdiği için kapatır. Zira değerli olan şeyler korunur. Değersiz şeyler ise açıkta bırakılır. Kadının kapanması toplumun islahında çok büyük rol oynar. Toplumdaki bütün kadınlar kapanırsa toplumun temel taşı olan aile korunur. Zira o zaman koca hanımından başka kimseye bakmaz, gençler nefsi arzularına kapılarak zinaya yönelmez, erkek, sokakta gördüğü daha güzel kadınlardan dolayı hanımından soğumaz, boşanmalara ve ailelerin yıkılıp parçalanmalarına yol açan fitneler ortaya çıkmaz.

    İslam kadını bir meta olmaktan kurtarıp ona toplumdaki en şerefli görev olan nesli terbiye işini vermiştir. Batı medeniyeti ise haklarda eşitlik, oy kullanmada eşitlik, görevlerde eşitlik sloganlarıyla sokağa döktüğü kadını bir süs ve meta haline getirmiş onu toplumun en alt sınıfı haline getirmiştir. "Sen erkeğe eşitsin" diyerek, İslam'ın onun üzerinden kaldırıp erkeğe yüklediği evin geçimini temin etme görevini ona yükleyerek layık olmadığı bir çok işlerle kadını haksız yere yormuştur. İslam toplumunda evinin hanım efendisi olan kadını, şunun bunun hizmetçisi haline getirmiştir.

    Kadın salih olduğu zaman erkeğin en büyük yardımcısı olabileceği gibi ifsad olduğu zaman da erkeğin de en büyük kösteği olur. Güzel bir İslami terbiye ile yetişen kadının İslam toplumunda ne kadar önemli fonksiyonları olduğuna yukarıda örnekler vererek değinmiştik. İslam toplumunda kadın daima erkeğin yanındadır ve işlerinde ona en büyük destektir. İslam toplumunda kadın savaş gibi erkek için de çok zor ve tehlikeli olan işlerde bile erkeğin yanında yerini almıştır. Kadın savaşta yaralıları tedavi etmede, onları yiyecek ve içeceklerini temin etmede önemli rol oynamıştır. Bunlar basit gibi de gözükse aslında bir ordu için çok önemlidir. Kadın sadece bu görevlerle kalmamış gerektiğinde erkeklerle beraber bizzat silahlı olarak da savaşa katılmıştır.

    İslam nazarında kadın sadece cinsel arzuları tatmin eden bir nesne veya evin temizlik ve hizmetini yapan bir hizmetçi değildir. İslam kadına çok önemli görevler yüklemiştir. Bu görevlerini yerine getirebilmeleri için kadına gerekli eğitim ve terbiyenin verilmesi gerekir.

    Rasulullah (s.a.s) zamanındaki sahabe toplumunda bu eğitim işinin bizzat Rasulullah (s.a.s) tarafından mecsitte yapıldığına şahit olmaktayız. O toplumda kadınlar da mescide geliyorlardı. Şüphesiz kadınlar mescide sadece namaz kılmak için gelmiyordu. Zira Rasulullah (s.a.s)'in bir çok hadisinde de gördüğümüz gibi kadın için namaz kılabileceği en hayırlı yer evidir. O halde kadınlar mescide sadece namaz kılmak için değil, asıl olarak Rasulullah (s.a.s)'in orada yapmış olduğu vaaz ve nasihatten istifade etmek için geliyorlardı. Rasulullah (s.a.s) kadın erkek bütün toplumun terbiye işini mescitten yürütüyordu. Rasulullah (s.a.s) kadınlara, erkeklerle beraber verdiği dersler yanında haftada bir gün (perşembe günü) de sadece kadınların katıldığı, onlara has problemlerin ele alındığı özel dersler veriyordu. Bu düzenli, programlı eğitim ve terbiye işte o örnek sahabe hanımlarını şekilendirirdi.

    Kadının toplumdaki en önemli görevi bir anne olarak çocuklarını yetiştirip terbiye etmesidir. Bu görevini iyi bir şekilde yerine getirebilmesi için İslam cemaatinin kadına gerekli ilim ve terbiyeyi vermesi, görevinin önemini ona anlatması ve onu bu konuda teşvik etmesi gerekir. Kadınlar gerektiğinde aktif olarak savaşa da katılabilecekleri için bu konularda da ihmal edilmeyip gerekli eğitimin verilmesi gerekir. Fakat kadının asıl temel görevi yeni nesli yetiştirmektir. Bunun için onun her şeyden önce bu hususta eğitilip yetiştirilmesi gerekir.

    Kadına layık olduğu değer verildiğinde ve Allah'ın razı olduğu çerçevede yetiştirilip eğitildiğinde İslam toplumu içinde çatışma değil uyum hakim olur. Toplumu meydana getiren fertler biribirini kösteklemek yerine birbirinie destek olurlar. Böylece İslam toplumunun temel taşı olan aile Allah'ın razı olduğu salih bir aile olur. Aile salih olursa, ondan meydana gelen toplum da salih bir toplum olur. Kadın da toplumun fıtratı için en uygun olan konumuna kavuşmuş olur.


    (alıntı)

Benzer Konular

  1. Çocuk Gelişiminde Babanın Rolü
    By Reyhani in forum Islam'da çocuk
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.08.09, 07:09
  2. Dua nin tedavİde rolÜ
    By yagmurdamlasi in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.08.09, 11:27
  3. Yaratılışta sebeplerin rolü nedir?
    By Konyevi Nisa in forum İnsan & Yaratılış
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.06.09, 10:17
  4. Cennet'e Girmede Amelin Rolü
    By Günışıgı in forum cennet ve cehennem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03.06.09, 16:56
  5. Çocuğun Yaşamında Babanın Rolü
    By BuRaK in forum Psikoloji Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.07.08, 13:49

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •