***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Peygamber Efendimiz Ve Türkler
PEYGAMBER EFENDIMIZ VE TÜRKLER
Haftalarin en kutlusunda, günlerin diger bütün günlerden nurlu oldugu su zamanlar da Sevgili Efendimizi (S.AV) düsünüp de kim hayiflanmaz ki; “Keske Bende O Sevgi Efendisini Görebilseydim, Ayaklarina Kapanip Göz Yasi Dökebilseydim” diye… Sahsen ben kimi zaman kendi kendime çok yakinirim. O nurlu yüzü göremedigim, merhametli sesi duyamadigim için üzülürüm, durusundaki asaletini ve sevgisinin kudretini onda yasamak isterim, içim burulur. Elbette ki öksüz bir avuntu olarak kalbimdeki sevgisi bunlari bana bir nebze yasatsa da, bu sizi için de en etkili merhemi yine Türklügüme duydugum askta bulurum. Sevgili Efendimizin (S.A.V) çagindaki Türkler ve Türklere dair sözleri benim sizilarima adeta merhem olmustur. Türklügüme olan askim bu noktada da beni yalniz birakmamistir. Nur Çaginda Türkler vardir ve Peygamber Efendimizin (S.A.V) övgülerine nail olmuslardir…
Peygamber Efendimize (S.A.V) duydugumuz hasrete bundan daha iyi ilaç olur mu?
Türk kelimesinin çok eski devirlerden beri geçtigi bir dilde Arapçadir, tipki Çince gibi. Özellikle Göktürk’lerle bir sekilde Mekke iliskisi söz konusudur asr-i saadete dogru. Ticari iliskileri oldugu ve bölgenin Asya ile ticari iliskilerini Türklerin sagladigi düsünülürse bu iki tarafli iliskinin boyutlarini ortaya çikar. Göktürkler kendi bölgelerinin hakimi, Mekke ise Arap Yarim Adasinin ticaret merkezidir ve Türklerin Arabistan la ticari faaliyetleri vardir. Islamiyet öncesi bu iliskiler neticesinde Türk kelimesi pek çok Arap sairine konu olmus ve yine Türkler korkusuzluklari ve üstün savas yetenekleri ile kendilerini Arap Yarim Adasi’na da tanitmislardir. Birçok Türk boyu Acem sinirinda ticari faaliyetler yürütmüs hatta vergi karsiligi Arap kabilelerinin sinirlarini korumuslardir.
Arap sairleri Türk Boylarindan ve Türk yurtlarindan bahsetmislerdir siirlerinde. Yine Sevgili Efendimizin (S.A.V) amcasi Ebu Talib’in Hicretten önce Efendimize zulmeden müsrikler için söyledigi bir siirde, müsriklerin Efendimizin (S.A.V) ve Ashabinin Mekke’den Kabil’e veya Türk Kapilarina kadar gitmelerini istediklerini söyler. Yine ondan önce pek çok Arap sairi siirlerini Türklerin kahramanliklari ve savasçiliklari ile süslemistir. Burada belirtmek gerekir ki Arap Siiri çok gelismistir ve hatta dünyanin en seçkin örneklerini vermistir siir alaninda. Türklerden siirlerinde bahseden birkaç Arap sair adi vermek gerekirse; Nabiga ez Zübyani, Meymun b. Kays, Hassan b. Hanzala…
Sevgili Efendimizin (S.A.V) nur çagina gelirsek, Türkler hakkinda pek çok hadis buyurduklari bilinse de bu hadislerin çogu günümüze gelememistir. Efendimiz Hazretleri (S.A.V) ashabina gelecekte Türklere nasil davranmalari gerektigi hakkinda hadisler buyurmustur. Bunlarin en bilineni; “Türkler Size Ilismedikçe Siz De Onlara Ilismeyin” hadisi serifidir (Ebu Davud, Melahim 8 (4302) ).
Yine Sevgili Efendimiz (S.A.V) Türklerin fiziki özellikleri, kilik kiyafetleri ve yasamlarindan bahsetmistir ashabina. Burada ki amaç Türkler tanindigi halde Türk cografyasi hakkinda ve Türk Boylari hakkinda bilgi vermek ve ashabini hazirlamaktir. Çünkü o dönemde Türk denildiginde Turan topraklarinda yasayan bütün kavimler niteleniyordu.
Diger bir yandan konu üzerinde derin bir arastirma olmasa da Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamaninda Arabistan da Türk Boylarinin yasadigi tahmin ediliyor. Özellikle bölgede yasayan üç kabile var ki tamamiyla diger kabilelerden farklilar: Tayy, Harbogullari ve Elsem. Bu kabilelerinin dillerini Arap Yarim Adasinda konusan baska kabile yoktu. Ayrica diger kabilelerin aksine son derece korkusuz ve iyi savasçilardi. Sinirlarina kesinlikle hakimlerdi ve diger kabileler bu kabilelerle savasmayi asla göze alamazlardi. Harbogullari soyundan gelen günümüz arastirmacisi Muhammed Harb ayni soydan gelenlerin isimlerinde Türkçe kelimeler oldugunu belirtmistir.
Efendimiz (S.A.V) Hz.leri zamani hatiralarindan iyi bir örnekte bir Türk atina dair Sevgili Efendimizin övgüleridir. Bir gece Mekke veya Medine çevresinde çok siddetli bir gürültü duyulur. Halk ne olduguna bakmak için evlerinden çiktiginda Efendimizin (S.A.V) sesin geldigi yönden geldigini görürler. Efendimiz sesi duyar duymaz en yakindaki ata binmis ve sesin geldigi yöne gitmislerdir, önemli bir sey olmadigini görünce de geri dönmüslerdir. Bindikleri at ashabi kiramdan Ebu Talha’nin Kutaf cinsi atidir. Kutaf cinsi atlar kisa bacakli, oldukça hizli ve çok çevik dönüsler yapabilen atlardir ve tüm özellikleriyle Türk atlaridir bunlar. Efendimiz bu ata “Deniz Gibi…” diyerek iltifat buyurmuslardir. Bundan sonrada bu atlara Bahr yani Deniz denmistir.
Efendimizle (S.A.V) ilgili en önemli olaylardan biride, Abdullah b. Mes’ud ve Abdullah b. Abbas’in anlattiklarina göre Bedir savasinda efendimizin kullandiklari yuvarlak bir çadir vardir. Yine Sevgili Efendimiz (S.A.V) Hendek Kusatmasinda kendileri için kurulan benzer bir çadira yerlesmislerdir ve bu çadirlarin adi Kubbetu’t Türki / Türk Çadiridir. Kubbetu’t Türki Efendimizin (S.A.V) otagi olmustur. Türkler tarafinda Istanbul’un Fethinin müjdesi yine bu çadir altinda verilmistir; “Istanbul mutlaka fethedilecektir. Onu feth eden kumandan ne güzel kumandan, onu feth eden asker ne güzel asker.”.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) Mekke’nin Fethine giderlerken de yine bu çadir yanlarindadir. Hudeybiye anlasmasi da yine bu çadirda yapilmistir. Sevgili Efendimizin itikafa çekildigi çadira da Türk Çadiri ismiyle anilir. Ashabi Kiramda bu çadirlarda itikafa çekilmislerdir. Hz. Aise annemizde hac ziyaretlerinde keçeden yapilma küçük bir Türk Çadiri kullanmislardir.
Acem Bölgesinden Türk Boylarinin elçileri Efendimizin (S.A.V) huzuruna çikmislar ve degerli hediyelerle gelmislerdir. Islamiyet’i kabul eden bu boylar muhtemel ki Medine’ye yerlesmistir. Buradan bu Türklerin Sevgili Efendimizin (S.A.V) ashabindan oldugu, Uhud ve sonraki savaslara katildiklarini düsünmek mümkündür. Buda Efendimizin (S.A.V) kullandiklari Kubbetu’t Türki’nin kaynagini açiklayabilir.
Kutlu Efendimiz (S.A.V) insanligin nurudur ve ne gurur vericidir ki Türkleri sözlerine konu etmis hatta Türk Çadirini Otagi etmistir. Efendimize duydugumuz hasrete daha iyi bir merhem oldugunu sanmiyorum.
Sevgili Efendimizi (S.A.V) hasretle, askla seviyoruz. Kilici olmaktan Türkler olarak seref duyduk, duyacagiz. Mahser gününde insallah yaninda oluruz, güzel yüzüne hasretimizi giderecek serefe ve sefaatine nail oluruz…
Kaynak:
Ahmet Sarbay, Asr-i Saadet’te Türkler