2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Ey Beni En Çok Sevenin En Sevdiği!

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.536, Level: 86
    Points: 18.536, Level: 86
    Level completed: 38%,
    Points required for next Level: 314
    Level completed: 38%, Points required for next Level: 314
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    İslam-Gülü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    sendenim
    Mesajlar
    2.745
    Points
    18.536
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    20

    Standart Ey Beni En Çok Sevenin En Sevdiği!




    Bilirim.
    Her gün doğmadan kızıllığına yazar adını…
    Bilirim her martı dokunmadan denize kendi dilince tekrarlar duanı…
    Ve her gül açmadan kollarını bu dünyaya, Senin kokunu bular yüreğine…
    Bilirim düşmez güneş toprağın hiçbir zerresine hatırlamadan Seni…
    Bilirim seversin Sen Seni seveni…
    Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
    Ey gönlümdeki sevgiye bengisuyunu, okyanus diyarından yudum yudum damlatan…
    Kar suları yıkarken ruhumu, ılık bir yağmur damlasının sevdasında, yürek atışlarıma merhamet denizinden katreler düşüren…
    Ey kalbimin en derin toprağına, avuçlarımda biriktirdiğim dualarıma kattığım, kirpiklerimin ıslaklığı ile bezediğim, nazenin çiçeğimin adı…
    Sonra, yalnız karanlıklarımın donduran soğukluğunda…
    Yapraklarının gölgesinde bakışlarımı ısıttığım…
    Adıyla, en tenha zamanların karmaşasında, içimin dalları kıran fırtınalarını durulttuğum…
    Her uyanışımda sabaha; gurubun kızıllığına, taze açmış yaseminler aklığında ismini yüreğimle yazdığım…
    Ey adıyla, serin rüzgârlarında bedenimi üşüten eylülü, nisanın yeni açmış badem ağaçlarına döndüren…
    İçimin dermansız bildiğim dertlerine, sonsuz bir iyileşmeyle deva olan…
    Ey seher vakitlerinde soğuk gül yapraklarına ılık dokunuşlarla konan, şebnemlerin nazlı terennümü…
    Bütün kar taneleri erguvan dalında çiçek oluyor.
    Kökünü ruhuma salan…

    Adının gölgesine sığınınca günahlardan bizar olmuş yüreğim…
    Sana gönderdiğim selamların kabul olma umudunun heyecanıyla, dağ başlarımı kuşatan bencillik dumanlarının arasında, sevmeye dair al laleler açtıran…
    Uğruna, kendi içimde kendimi tutsak ettiğim her anın zincirlerini koparıyorum zihnimden…
    Teselliyi sana yolladığım selamın kabul edilmesi umudunda buluyorum…
    Bilir misin Ya Resulullah?
    Her yıkılışında içimin kaleleri, kalbimin kırıklarını bu umutla sarıyorum…
    Yüzüme kapanan kapıların dibinde, gözyaşımdan bir ırmakta boğulurken, bana uzanan elin sıcaklığı bu umuttan…
    Bütün alınmışlıklarımın, tek başına bırakılmışlarımın, darmadağın oluşlarımın sessizliğine düşen tatlı bir terennüm oluyor bu umut…
    İçimin burukluğunda, merhametsizlik dağlarken yüreğimin her bir zerresini, sabah ezanlarına kadar kapanmayan gözlerimin âminlerine dost ediyorum bu umudun varlığını…
    Ey bütün çiçeklerin naif susuşlarının ardında, hiç durmadan söylenip duran sevda ikliminin şanlı adı…
    Ey ılık gamzeleri gibi toprağın, ruhumun buz tutmuş dehlizlerine merhametle inen bahar…
    Gül kokusunda içime çektiğim şefkatin, eşsiz timsali…
    Uzak zamanlarında ömür tüketiyoruz, saadet asrının…
    Bir tek kalbimde büyüyen sevgi aşabiliyor zamanı, mesafeleri, asırları…
    Donup kalıyor zaman, içimdeki özlemin sıcaklığında…
    Çözülüyor imkânsızlıklar, sessiz eriyişlerde…
    Zaman susuyor kör kuyuların diplerinde…
    Tarihler ses vermiyor gizli köşelerde…
    Ve bir tek özlemim aşıyor zamanı, mesafeleri…
    Bir tek gözyaşımdan bir kuşun kanadı bırakıyor beni, senin yürüdüğün çöl zerrelerin arasına…
    Bir tek özlemin dev bir dalga olup, sürüklüyor bedenimi, Sevr mağarasında yuva yapan güvercinin kanat çırpmayışlarına…
    Bir tek dualarımın kabulü taşıyor beni yaşadığın zamanların kıyısına…
    Hıçkırıklar kesiyor nefesimi, yüzümde pişmanlıkların buyun eğişleri…
    Anlatamıyorum…
    Sevmekten uzak seslenişlerim susuyor iç yangınlarımda…
    Senin adını yüreğime mühürleyip dönüyorum âmin deyişlerime…
    İçimin ülkelerine çöreklenmiş menfaat bulutlarından kaçıyorum…
    Kaçıyorum kibirden, yalnız kendine istiyor olmaktan, öfkeden…
    Kaçıyorum ne varsa faniliğe dair…
    Pişmanlıkla ıslanmış bir hıçkırıkta, selamlarımın kabul edilmesi umudunda yeniden geliyorum hayata…
    Kan revan oluyor aklımda hüzünler…
    Yağmamış yağmurlar kadar latif, şimdi kalbimde devleşen sıkıntılar…
    Korkularımı emziren bütün gecelerin siyahı, yeni açmış bir karanfil kokusu oluyor bulunca Seni…
    Benliğimin kuytularında sızlayan yalnız kalmışlıklar, kayan dev bir yıldız oluyor anınca Seni…
    Bütün sessizlikler rahmet oluyor…
    Bütün çaresizlikler gündoğumu…
    Bütün boyun büküşler âmin oluyor dudaklarımda…
    Bütün âmin deyişler gül adında…
    Seni ta içimde taşıdığım zaman bu ömür türküsünde…
    Yalnız kalıyor bazen âminler…
    Gecenin sakinliğinde usulca hayat bulan âminler uykuya yenik düşüyor çoğu zaman…
    Daha derinden dua etmeye susuz dudaklarım…
    Zaman merhametsizlikte hüküm sürüyor Ya Rasûlallah…
    Mazlumun ayaklar altında ezilen yüreğiyle besleniyor zalim kalp atışları…
    Şefkate kanat çırpan kırlangıçların kanatları isyandan devleşen tel örgülere takılıyor…
    Kanatlarından sızan kana bulanıyor ruhum…
    Belki her gün bir günahsız yavrunun bedeni, hain bir merminin kılıcından geçiyor…
    Günahsızların iniltileri içimde yankılanıyor…
    Semayı sarsıyor annelerin ağıtları…
    Gözlerimizin önünde yüreklerimizin dibinde inliyor nefesleri günahsızların…
    İnsanlar çoktan sökmüş gibiler köklerini, içlerindeki merhamet adlı çınarın…
    Babaları ölmeden miras derdinde birbirine düşer olmuş kardeşler…
    Duaya açık kapılarından dudakların, gıybet yükselir olmuş…
    Yalansız konuşmalar azalmış…
    Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor…
    Ve ölümü unuttu sanki kalpler…
    Ölümü anmaktan aciz zihinlerimiz…
    İçim acıyor Ya Rasûlullah…
    Her haksızlığın ardında tükeniyor nefeslerim…
    İçim kanıyor…
    Her acının ardında çaresizlik yağmamış bir bulut gözlerimde…
    Bir tek silahım var…
    Ona sarılıyorum gece yarıları…
    Duaya…
    Sevmek çekince dalgalarını bir zamanlar hiç durmadan dövdüğü kıyılarımızdan, okyanus ortasında su arar olduk…
    Öldük hatta susuzluktan…
    Yağmur sağanak sağanak boşanırken bedenlerimize…
    Adını, unuttukça anmayı dudaklarımız, başka isimler söyler oldu dillerimiz…
    Başka sevdalar salınır oldu bakışlarımızda…
    İçimize, yabancı hevesler içimizde…
    Hasretleri bile yabancılaştı dünyamızın…
    Sevgi uzaklaştığımız hatta kaçtığımız bir hastalık gibi…
    Ben böyleyken hala umudu var mıdır Sana olan selamlarımın kabulünün?…
    Bu kadar kendimi bulanmışken sensizliğe…
    Aynı zaman diliminde atsaydı kalplerimiz Seninle…
    Yüreğimiz hissetseydi Seni bir kere görmüş olmanın bahtiyarlığını…
    Oysa şimdi hercai sevgilerde kanıyor ümitlerimiz…
    Varsa zihnimin kirli dumanları arasında, dünyaya bel bağlamış iniltili hayatımın ortasında, hala sevmeye dair kımıldayan bir tomurcuk, Sana olan özlemimin sıcaklığındandır…
    Ya Rasûlullah bu özlemimizin sınırsızlığına bakıp dua eder misin yüreklerimize?
    Secdenin izi alınlarımızdan, âmin deyişler gece uyanışlarımızdan ve sana olan sevgi solmayan yediverenler gibi hiç silinmesin gönüllerimizden…
    Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
    Bir lale vakti…
    Bir bahar gecesi…
    Dudaklarımda Sana selamlarla göz kapayışlarım var geceye…
    Her şeye rağmen sevilme umuduyla bükülüyor boynum…
    Sevginin sonsuzluğuna açılıyor avuçlarımda ruhum…
    Ey Rabbim!
    En sevdiğinin sevgisini artır ki kalbimde, Senin yanına sevdiğinin sevgisiyle dolu bir yürekle varabileyim son nefesimde…
    İskender Pala
    Elif olmak zordur
    Çünkü elif olmak
    Yuvarlak bir dünyada dik durmanın
    Dik ve önde
    Belki acıyla
    Ama vazgeçmeden durmanın
    Dünya ne kadar dönerse dönsün
    Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak
    Kaç silah varsa elife çevrilir
    Elif hep olduğu yerdedir
    Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir
    Zordur elif olmak
    Elif olmak hep vurulmaktır
    Elif olmak yalnızca elif olmaktır
    Ne B, ne T, ne S
    Elif
    Yalnızca elif
    Elif demeden hiçbir şey denilemez
    Ben elif dedim
    Artık her şeyi söyleyebilirim...

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Ey Beni En Çok Sevenin En Sevdiği!

    Ey Rabbim!
    En sevdiğinin sevgisini artır ki kalbimde, Senin yanına sevdiğinin sevgisiyle dolu bir yürekle varabileyim son nefesimde…
    İskender Pala
    çok tşk ederim cnm emeyine sağlık

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

Benzer Konular

  1. Öp Beni Anlımdan,Öp Beni Seccadem…!!!
    By SiLa in forum Namazla Diriliş..
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.06.12, 21:59
  2. Ben Beni Bıraktığım Zaman, Sen Beni Bırakma Ya RAB
    By Lale_GüLü in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 31.07.09, 12:48
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.07.09, 04:50
  4. Ey beni en çok sevenin en sevdiği
    By SiLa in forum Sevgi Defteri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.08.08, 13:24
  5. Ey Beni En çok Sevenin Sevdiği....
    By Konyevi Nisa in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.06.08, 07:17

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •