Cenab-ı Hak Kur’an’ı Kerim’inde sabredenlere hesapsız mükâfat va’d ederek şöyle buyuruyor: “(Resulüm) söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah''ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükafatları hesapsız verilecektir." (Zümer suresi, 10.ayet)
Müfessirler, “bi gayri hisab”dan murad şudur diyor ve şu açıklamalarda bulunuyorlar: Sabredenlere Allah’ın vereceği nimet ve ecir, akıllara sığmaz ve bizim aklımız o mükâfatı kavrayamaz. Onun nev’inin-cinsinin ve miktarının ne olduğunu ancak Hz. Allah bilir, diyorlar.
Son devir dersiamlarından ve Nakşi yolu Müceddidin kolu silsilesinin 33. halkasını teşkil eden üstazım Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri, “Bazı Ehlulullah ise bu ayete şöyle bir bâtıni mana vermişler ve buyurmuşlardır ki: Buradaki ‘ecir’ kelimesini ele alalım. ‘Elif’ten murat Allah’tır’, ‘Cim’den murat Cemâlullah: Allah’ın cemâli’, ‘Re’den murat: Ru’yetullah yani Allah’ın cemâlini görmektir. Ve o zaman mana şudur: Kim sabrederse, yarın mükâfat olarak Allahu Teala, cennetinde, ona bizzat cemâlini gösterecektir, demişlerdir.”
İşte bunun için Hz. Allah, “Sabredenlerin ecri hesapsızdır” buyuruyor. Çünkü insanların aklı bugün bunu almaz, anlayamaz.