4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Öyle çok pazarlık ettim ki seninle Rabbim

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Öyle çok pazarlık ettim ki seninle Rabbim

    öyle çok pazarlık ettim ki seninle Rabb'im...


    Öyle çok pazarlık ettim ki Seninle ey Rabb’im. Sen çağırınca, kendime

    ayırdığım vakitlerden çalındığını düşündüm.

    Ezan okununca, sevdiklerimle geçirdiğim zamanların azalmasından korktum. Vakit girince, içim "cız" etti hep.

    Odamdan uzaklaştım, bıraktım işimi, bozdum keyfimi; öylece namaza

    durdum.

    Ayak diredim, "az sonra kılsam da olur!" dedim.

    "Az sonra"larım "çok sonralar"a döndü, geç kaldım, geç kalmaktan utanmadım. Sonunda ayaklarımı sürüye sürüye vardım huzuruna.

    Pazarlığımı vaktin daralmışlığını bahane ederek yeniden ileri sürdüm. Kaçıyordu namaz ya; o yüzden çabucak kıldım, selam verdim, hemen kalktım,rahatladım.

    Oysa rahatlığı Sana borçluyum. Ağrımayan her bir dişim kadar huzur borçluyum Sana.

    Damarlarımın her bir noktasında pıhtılaşmayan kanım kadar sükûnet borçluyum Sana.

    Tenimin kaşınmayan her bir noktası kadar rahatlık borçluyum Sana.

    Dişlerim ağrıyacak olsa her biri için harcayacağım zaman Senin.

    Kanım pıhtılaşıp damarlarım tıkanacak olsa,her defasında ızdırap ve korkuyla geçireceğim saatlerin hepsi Senin.

    Tenim her noktasında yırtılacakmış gibi acıyacak olsa, kendi kendime dar

    geleceğim huzursuz günler Senin.

    Gün oldu; usandım. Sabrımı tükettim; tükendim. Kendimi yontmaya

    heveslendim.

    Benden istediğin zamanı çok gördüm.

    Benden istediğini, benim için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum. Fazla buldum namazın rekatlarını; kısaltmak için bahaneler aradım.

    Günümü delik deşik etmeni,işimin arasına kesintiler sokmanı, hayatımın ortasına duraklar koymanı,uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm.

    "Beni bana bırak!"larla durdum huzuruna;

    içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende, belki sadece

    bedenimle, mıhlı kaldım.

    Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamanı bana! Bir uçurumun dibine savrulmuş bir arabada çaresizce Sana yalvartıyor olabilirdin beni.

    Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan

    bombaların altında günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da

    delik deşik etmelerini takdir edebilirdin.

    Düşmeyen bombalar kadar, uçuruma savrulmayan arabalar kadar genişlik borçluyum Sana.

    İçten pazarlıktı benimkisi. Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim.

    Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm.

    Kendimi sıfırlamayı, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim. Ensemde kaderin

    sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim.

    Acelem vardı;alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden.

    Bütün benliğimle aşağı inemedim.

    İşim vardı, secdemi işime zaman kazandım. Secdeye kalbimi de sığdırmaya çalışmadım.

    Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim.

    İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp rükûlarda eritemedim.

    Bedenim eğilirken huzurunda, "emrolunduğum gibi

    dosdoğru olma"nın ağırlığını sırtıma almayı erteledim.

    "Sırası değil!"di; "hele dur; sonra da olur!"du.

    En Sevgili’ni bir gecede ihtiyarlatan emri üzerime alınmadım.

    Sen dileseydin, çocuğumun cılız nabızlarının eşliğinde, loş ve neşesiz bir yoğun bakım odasında, gözümü de gönlümü de, umutsuzca, çaresizce, ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin.

    Dileseydin, yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar kıpırtısının gölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde saçlarıma aklar düşürebilirdin.

    İçten pazarlık mı denir buna? Sen bilirsin Seninle ettiğim pazarlığı.

    Kendime sakladığım ve hatta kendimden de sakladığım sır bu.

    Dilime bile değdirmekten korktuğum, ağzıma almaktan utandığım öyle bir sır işte.

    Fısıldaması bile acı veriyor ya… Meselâ, uzayınca Fatiha, uzayınca sûre, heceler sanki özgürlüğe giden yolu taşlar gibi kestikçe, "bitmez şimdi bu namaz!" dediğim çok oldu.

    Ama içimden. Kimseler duymadı. Bir Sen duydun beni ey Rabb’im.

    Sırrımı bir Sen bildin. Kendimi lüzumsuz hissederken seccadenin üzerinde, dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler için oynarken, Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi de, dile getiremediğimi de bildin.

    Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir bedenimi bıraktığım halde huzurunda, kovmadın beni, yakınlığında tuttun.

    İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı… "Aradan çıkarmaya çalıştığım" oldu namazı.

    Geçiştirdim namazı. Bir "sorun"du çözdüm, hallettim.

    Selam verip sonra yaşamaya başladım… Yaşamayı namazın içinde aramalıydım. Namazı yaşamanın içine sızdırmalıydım oysa.

    Bilemedim. Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlık ettim; ama Sen utandırmadın, yine yine yine huzuruna aldın beni.

    Her secdede rahmetinle okşadın alnımı.

    Her rükûda "aferinler" fısıldadın gönlüme.

    Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu.

    Yüzüme vurmadın.

    Azarlamadın.

    Aşağılamadın.

    Hepten umut kesmedin benden.

    Yok saymadın.

    Utandırmadın.

    Pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb’im.

    Kimselere söylemedin.

    Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni ayıplamandan korkmam.

    Ben işte böyleyim; yine "bana ait"lerin hesabındayım. Başka kime söyleyeyim? Başka kimin anlayışından medet umayım?

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 6.328, Level: 51
    Points: 6.328, Level: 51
    Level completed: 89%,
    Points required for next Level: 22
    Level completed: 89%, Points required for next Level: 22
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Ammar bin yasir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    mersin
    Mesajlar
    232
    Points
    6.328
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart

    Ben işte böyleyim; yine "bana ait"lerin hesabındayım. Başka kime söyleyeyim? Başka kimin anlayışından medet umayım?

    senden başka gidecek kimsemiz yok Sen ki kullarını bağışlayansın senin affın herşeyden daha çok seni narında hoş nurunda hoş




  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Öyle Bir Pazarlık Ettimki Seninle Rabbim!!!

    Öyle Bir Pazarlık Ettimki Seninle Rabbim!!!
    Öyle çok pazarlık ettim ki Seninle ey Rabb’im. Sen çağırınca, kendime
    ayırdığım vakitlerden çalındığını düşündüm. Ezan okununca, sevdiklerimle
    geçirdiğim zamanların azalmasından korktum. Vakit girince, içim “cız” etti
    hep. Odamdan uzaklaştım, bıraktım işimi, bozdum keyfimi; öylece namaza
    durdum. Ayak diredim, “az sonra kılsam da olur!” dedim. “Az sonra”larım
    “çok sonralar”a döndü, geç kaldım, geç kalmaktan utanmadım. Sonunda
    ayaklarımı sürüye sürüye vardım huzuruna. Pazarlığımı vaktin daralmışlığını
    bahane ederek yeniden ileri sürdüm. Kaçıyordu namaz ya; o yüzden çabucak
    kıldım, selam verdim, hemen kalktım, rahatladım. Oysa rahatlığı Sana
    borçluyum. Ağrımayan her bir dişim kadar huzur borçluyum Sana. Damarlarımın
    her bir noktasında pıhtılaşmayan kanım kadar sükûnet borçluyum Sana.
    Tenimin kaşınmayan her bir
    noktası kadar rahatlık borçluyum Sana. Dişlerim ağrıyacak olsa her biri
    için harcayacağım zaman Senin. Kanım pıhtılaşıp damarlarım tıkanacak olsa,
    her defasında ızdırap ve korkuyla geçireceğim saatlerin hepsi Senin. Tenim
    her noktasında yırtılacakmış gibi acıyacak olsa, kendi kendime dar
    geleceğim huzursuz günler Senin.
    Gün oldu; usandım. Sabrımı tükettim; tükendim. Kendimi yontmaya
    heveslendim. Benden istediğin zamanı çok gördüm. Benden istediğini, benim
    için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum. Fazla buldum namazın
    rekatlarını; kısaltmak için bahaneler aradım. Günümü delik deşik etmeni,
    işimin arasına kesintiler sokmanı, hayatımın ortasına duraklar koymanı,
    uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm. “Beni bana bırak!”larla durdum huzuruna;
    içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende, belki sadece
    bedenimle, mıhlı kaldım. Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamanı
    bana! Bir uçurumun dibine savrulmuş bir arabada çaresizce Sana yalvartıyor
    olabilirdin beni. Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan
    bombaların altında günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da
    delik deşik etmelerini takdir edebilirdin. Düşmeyen bombalar kadar, uçuruma
    savrulmayan arabalar kadar genişlik borçluyum Sana.
    İçten pazarlıktı benimkisi. Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim.
    Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm. Kendimi
    sıfırlamayı, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim. Ensemde kaderin
    sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim. Acelem vardı;
    alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden. Bütün benliğimle aşağı inemedim.
    İşim vardı, secdemi işime zaman kazandım. Secdeye kalbimi de sığdırmaya
    çalışmadım. Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim.
    İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp
    rükûlarda eritemedim. Bedenim eğilirken huzurunda, “emrolunduğum gibi
    dosdoğru olma”nın ağırlığını sırtıma almayı erteledim. “Sırası değil!”di;
    “hele dur; sonra da olur!”du. En Sevgili’ni bir gecede ihtiyarlatan emri
    üzerime alınmadım.
    Sen dileseydin, çocuğumun cılız nabızlarının eşliğinde, loş ve neşesiz bir
    yoğun bakım odasında, gözümü de gönlümü de, umutsuzca, çaresizce,
    ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin. Dileseydin,
    yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar kıpırtısının
    gölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde saçlarıma aklar
    düşürebilirdin.
    İçten pazarlık mı denir buna? Sen bilirsin Seninle ettiğim pazarlığı.
    Kendime sakladığım ve hatta kendimden de sakladığım sır bu. Dilime bile
    değdirmekten korktuğum, ağzıma almaktan utandığım öyle bir sır işte.
    Fısıldaması bile acı veriyor ya… Meselâ, uzayınca Fatiha, uzayınca sûre,
    heceler sanki özgürlüğe giden yolu taşlar gibi kestikçe, “bitmez şimdi bu
    namaz!” dediğim çok oldu. Ama içimden. Kimseler duymadı.
    Bir Sen duydun beni ey Rabb’im. Sırrımı bir Sen bildin. Kendimi lüzumsuz
    hissederken seccadenin üzerinde, dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler
    için oynarken, Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi
    de, dile getiremediğimi de bildin. Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir
    bedenimi bıraktığım halde huzurunda, kovmadın beni, yakınlığında tuttun.
    İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı…
    “Aradan çıkarmaya çalıştığım” oldu namazı. Geçiştirdim namazı. Bir
    “sorun”du çözdüm, hallettim. Selam verip sonra yaşamaya başladım… Yaşamayı
    namazın içinde aramalıydım. Namazı yaşamanın içine sızdırmalıydım oysa.
    Bilemedim.
    Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlık ettim; ama Sen utandırmadın, yine yine
    yine huzuruna
    aldın beni. Her secdede rahmetinle okşadın alnımı. Her rükûda “aferinler”
    fısıldadın gönlüme. Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu.
    Yüzüme vurmadın. Azarlamadın. Aşağılamadın. Hepten umut kesmedin benden.
    Yok saymadın. Utandırmadın.
    Pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb’im. Kimselere söylemedin.
    Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni ayıplamandan
    korkmam. Ben işte böyleyim; yine “bana ait”lerin hesabındayım. Başka kime
    söyleyeyim? Başka kimin anlayışından medet umayım?


    SENAİ DEMİRCİ

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Öyle Bir Pazarlık Ettimki Seninle Rabbim!!!

    daha öncede okudugum güzell bir yazı...emeğine sağlık ablacım


    Seni çok Özledim Annem

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •