a- Es'ad b. Zürâre Mescidi
b- Kuba Mescidi:
Küba mescidi ile ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
"...İlk günden takva üzerine kurulan mescid (Küba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır, Allah da çok temizlenenleri sever:"
Muhammed b. Abdullah b. Selâm (Radıyaiiahu anhy.
Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) yanımıza, yani Küba'ya geldiğinde '...Orada öyle kişiler var ki temizlenmeyi severler. Allah da temizlenenleri sever’ ayetini kastederek şöyle dedi:
"İzzet ve celâl sahibi Allah (Kur'ân'da) sizin temizlik hâlinizi hayırla överek konuştu, sizi överek lütufta bulundu. Bunun sebebini bana haber verir misiniz (biraz açıklar mısınız)? Bu uyguladığınız temizlik nedir?"
Dediler ki: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Biz temizlik konusunda fazla bir şey bilmiyorduk. Ancak Yahudilerden komşularımız vardı ve tuvalette avret mahallerini yıkarlardı (su kullanırlardı, Tevrat'ta su ile temizlenmenin bize emredildiğini gördük), biz de onlardan öğrenip su ile yıkamaya/temizlemeye başladık (ve bunu uyguladık).'
Kıble değişikliğinde Küba Mescidi'nde de uygulama nakledilir: İbn Ömer'den nakledilen rivayette sabah namazında Mescid-i Aksâ'dan Mescid-i Harâm'a dönüş anlatılmaktadır: "İnsanlar sabah namazında Küba mescidin-deydiler. Bir haberci geldi ve dedi ki: 'Allah Rasûlü'ne bu gece Kur'ânfdan bir vahiy) indi. Kabe'ye dönmesi emredildi. Siz de yönünüzü oraya çevirin' İnsanların yüzü Şam/Kudüs tarafında iken Kabe'ye döndüler."
İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (Saiiaitahü aleyhi ve seiiem) Küba'ya hem yürü*yerek hem de binitli olarak gittiğini anlatır.Ayrıca her cumartesi gittiğini de belirtir. Fakat diğer günlerde gittiğini gösteren rivayetler de vardır. Yağmur duası için de gitmiştir. Peygamberimiz Küba'ya gidişlerinde Kıbrıs'ta medfun olan ve halk arasında HalaSultan diye bilinen teyzesi, Ubâde b. Sâmit'in eşi Ümmü Haram bt. Mühân'ın evinde misafir olarak kalırdı. Küba ziyaretlerinden biri ile ilgili bir rivayeti yine İbn Ömer anla*tıyor: "Rasûlullah (Saiiaiiahü aleyhi ve seiiem) namaz kılmak için Amr b. Avfoğullan (Küba) mescidine girdi. Ensardan da birtakım kimseler o namazdayken selâm vererek huzuruna girdiler. Suheyb de onunla beraber girmişti. Bu nedenle kendisine selâm verildiğinde Rasûlullah'ın (Saiiaiiaha aleyhi ve seium) nasıl davrandığını Suheyb'e sordum. O da eli ile işaret ettiğini söyledi."
Sahabeden de Küba'ya geliş sünnetini uygulayanlar olmuştur. Bunlardan biri de Enes b. Mâlik'tir.
Allah Rasûlü (Satiaiiahü aleyhi ve seiiem) Ammar b. Yâsİr'in mevlası Sa'd (el-Karaz) b. Âiz'in başını meshederek hakkında bereket duası yaptı ve Küba Mascidi'ne müezzin olarak atadı. Bilâl Habeşî'nin bulunmadığı günlerde Mescid-i Nebfye gelir onun yerine müezzinlik yapardı. Peygamberimiz'in ve*fatından dolayı Medine'de kalamayan ve oradan ayrılan Bilâl Habeşî'nin yerine Hz. Ebû Bekir ve Ömer dönemlerinde Mescid-i Nebî'de müezzinlik yaptı. Küba mescidinin fazileti ile ilgili rivayetler:
xKtm (dört) mescîdde (ki bunlardan biri de Küba Mescidi'dir) namaz kılarsa günahı affolunur.'
Sehl b. Huneyf'ten: Rasûlullah (Saiiaitahu aleyhi ve seiiem) şöyle buyurdu: "Kim evinde temizlenir/abdest veya guslünü alır sonra Küba Mescidi*ne gelip de namaz kıtarsa kendisine umre sevabı gibi ecir verilir
c- Benû Salim Mescidi (Atike / Cuma / Vadi Mescidi)
d- Mescid-i Nebî (Mescidii 'r-Rasûl: Peygamber Mescidi): Enes b. Mâlik'ten (Radıyaiiaha anh) nakledilen rivayet şöyledir: Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) Medine'ye geldi, dayıları Neccaroğullan'mn ileri gelenlerine haber gönderdi. Ebû Eyyûb el-Ensârî (Hâlid b. Zeyd)'in evinin avlusunda devesini çökertti. Mescidin yapılmasını emretti. (Mescid arsası için) Neccaroğullan'nın ileri gelenlerine: "Ey Neccaroğulları! Arsanızın kıy*metini bana söyleyin de size ücretini ödeyeyim" dedi. Onlar da: "Vallahi ücretini istemeyiz. Biz onun kıymetini/karşılığını Allah'tan bekleriz" dediler. Hz. Peygamberin mescidinin yapılacağı yer Neccar oğullannındı. Orada cahiliye döneminden kalma müşriklerin kabirleri vardı. Kimi yeri oyuk ve yıkıntı, kimi yeri tümsek ve bakımsız, terk edilmiş, başıboş bırakılmış harap bir yerdi ve hurma ağaçları vardı. Rasûlullah (Saiiaiiaha aleyhi ve seitem) hurma ağaçlarının diplerinden kesilmesini, köklerinin çıkarılmasını, harap yerlerin tesviye edilmesini, ekinlerin bozulmasını ve kabirlerin de açılıp (başka yere nakledilmesini) emretti. Hurma ağaçlarını mescidin kıble tarafına sıra ile dizdiler, duvarlarını taştan ördüler. Taşlan taşıyan ashab beyitler söylüyor*lardı. Rasûlullah da onlarla birlikte şu dizeleri seslendirdi: "Allah'ım! Ahiret hayatından başka bir -hayatta- hayır yok. Ensar ve muhacirine yardım et!" Mescidin inşasında Ensar-Muhâcir omuz omuza birlikte çalıştılar. Ammar b. Yâsir de şevkle çalışanlardan biri idi. Rasûlullah'a: "Taşıyamadıkları kerpiçleri bana yüklüyorlar, bunlar beni öldürecek!" diyerek arkadaşlarım şaka olsun diye şikayette bulununca Allah Rasûlü: "Ey Sümeyye'nin oğlu! Seni haktan ayrılan/haddi aşan bir topluluk öldürecek" dedi. Gerçekten de o Sıffîn'de Muâviye'nin askerleri tarafından şehid edildi.
Mescid-i Nebî'nin fazileti ile ilgili rivayetler:
Sa'd b. Ebî Vakkâs'tan (RadıyallahÜ anh): Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini işittim:
"... Ebu'l-Kâsım'ın canının elinde tutan Allah'a yemin ederim ki tıpkı bir yılanın yuvasına girip sıkıştığı gibi İslâm da şu iki mescid arasına hapsola-cak, sıkışıp kalacak." Bu iki mescid Mescid-i Haram (Kabe) ve Mescid-i Nebî'dir.
Enes b. Mâlik’ten (Radıyallahü anh) Allah RaSÛlÜ'nÜn (Sallallaha aleyhi ve seiiem) şöyle buyurduğu nakledilir:
"Kim benim mescidimde hiçbir vakti kaçırmaksızın kırk (vakit) na*maz kılarsa, cehennem (ateşin) den beraati, azabdan kurtuluşu yazılır (takdir edilir) ve nifaktan berî/uzak olur."
Enes b. Mâlik'in Hz. Ömer (Radıyaiiaha anMmâ) kanalıyla naklettiği bir başka rivayette ise Hz. Peygamber (Sallallaha aleyhi ve seiiem) şöyle buyurur:
"Kim herhangi bir mescidde birinci rekatını kaçırmaksızın yatsı namazını kırk gece cemaatle kılarsa, Allah yaptığı bu amel sebebiyle onun cehennemden âzâd oluşunu takdir eder."
Kırk gün ile ilgili diğer rivayetlerin teşvik nitelikli olduğunu ve nefis*lerin kırk günlük bir zaman diliminde cemaatle namazda olduğu gibi birta*kım alışkanlıklar kesbedilebileceği ifâde ediliyor. Mescid-i Nebî'deki namaz fazileti ve asırlardır Müslüman kitlenin bu namaza gösterdiği önem de dik*kate alınırsa, uygulanması ve uygulatılması yararlıdır.
Mescid-i Nebî'de namazın fazileti ile ilgili Ebû Hureyre, İbn Ömer ve Zeyd b. Sabit'ten rivayetler de nakledilir:
"Benim şu mescidimde kılınan namaz, Mescidi Haram'ın haricindeki diğer bütün mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir."
e- Dokuz mescidler: Bilâl Habeşî'nin Mescid-i Nebî'de okuduğu ezanla yetinen mescidlerdir. Bu mescidler şunlardır:
aa- Neccaroğullarından Amr b. Mebzul'ün (Amr b. Mebzûloğulları) Mescidi
bb- Benû Sâide (Sâideoğulları) Mescidi
cc- Benû Ubeyd (Ubeydoğulları) Mescidi
dd- Benû Selime (Kıbieteyn) Mescidi
ee- Abdüleşheloğuüarından Benû Râtic Mescidi
ff- Zuraykoğulları Mescidi (Mescidü Benî Zurayk)
gg- Benû Gıfâr Mescidi
hh- Benû Eşlem Mescidi
ii- Benâ Cüheyne Mescidi (Bu mescidin dahil olup olmamasında şüphe edilmiştir.)
f- Mescidü Bent Zafer
g- Kesirb. Sait'in yurdu
h- Ziilhuleyfe Mescidi
ı- Hazreclilerin mescidleri: Cüheyneoğullan, Hudâneoğullan, Beyâza-oğullan, Mâzinoğulları, Dînâroğulları, Âdîoğulları, Hublaoğullan, Hâris-oğullan, HaramoğuUarı, Hudreoğullan ve İtbân b. Mâlik Mescidi.
i- Evslilere ait mescidler. Hâriseoğutlan Mescidi (Mescidü Benî Hârise), Muâviyeoğullan Mescidi (Mescidü Bent MuâviyelMescidü İcâbe), Mescidi Benî Abdüleşhel/Vâkım (Harretü'l-Vâkım) mescidi.
j- Kabile/Taşra mescidleri: Cuvâsâ, Mustalikoğullan, Sa'd b. Bekr-oğullan, Cezîmeoğullan, Tâif mescidleri, Yemâme mescidleri, Becîle mes*cidleri, Ebû Busayr Mescidi
k- Askeri seferlerde yapılan mescidler. Bathâ, Isr, Liyye ve Tebük Mescidi.
l- Mescid-i Dtrâr.
İçinde ibâdet edilmeyen, Allah'ın adının anilmadığı, aksine Müslü*manlara zarar vermek, aralarına kin, nefret, ayrılık ve fesat tohumlan sok*mak ve fitne tohumlan üretmek, küfür ve nifak imâl etmek niyeti ile mescid adı altında inşa edilen bir mesciddir. Kur'ân bunu şu ifâdeleri ile bize haber vermektedir:
"(Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Rasûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka bir şey kasdetmedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Hâlbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder."
Medine'de Küba Mescidi yakınlannda inşa edilen bu mescid inşa ediliş gayesi ve Kur'an'da zikredilmesi sebebiyle Dırar Mescidi ismi ile adlandınlır. Tebük seferi dönüşünde Dırar Mescidi ile ilgili âyet nazil olunca Peygamber efendimiz bu zararlı mescidin yakılıp yıkılmasını emretti. Böylece İslâm toplumuna büyük zararlar getirebilecek faaliyetlere engel olunmuş oldu.
m- Diğerleri: Vâiloğullan, Hatmeoğullan, Ümeyyeoğullan, Udeyye-oğullan, Vâkıfoğullan Mescidi.