1- Mescid-i Haram: Kabe çevresindeki tavaf alanından başlayıp alanı genişletilmiş sahadır. Harem-i Şerif olarak da bilinen Mescid-i Haram hür*mete layık olan mescid olduğu için "haram" veya "harem" nisbeti ile meş*hurdur. Yeryüzünde (insanlığın ibadet vb. ihtiyaçları için) kurulan ilk bina, Mekke'deki Allah'ın evi (Beytullah) Kabe'dir. Bu gerçek, Kur'ân dili ile şu şekilde ifade edilir;
"Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke'deki (Kabe) dir. Orada apaçık nişaneler, (ay*rıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur."
Ebû Zer'den (Radıyallahü anh) nakledilen rivayette de ilk mescidin Mescid-i Haram olduğu kayıtlıdır. O şöyle der:
Rasûlullah'a (Sallattahü aleyhi ve sellem):
'Yeryüzünde yapılan ilk mescid hangisidir?' dedim. O da:
"Mescid-i Haramdır" buyurdu.
Bazı kaynaklarda Mescid-i Harâm'ın ilk olarak Hz. Âdem tarafından yapıldığı kaydedilmektedir.
Kabe'nin ilk inşa edilişi ve tarihi hakkında bazı rivayetler nakledilir. Bunların bir kısmı uydurmadır.
Abdullah b. Amr b. Âs'a nisbet edilerek Peygamber efendimize isnad edilen rivayette Kabe'yi Hz. Âdem ve eşi Havva'nın yaptığı, daha sonra bunun çevresinde tavaf etmeleriyle emrolunduklan ve Hz. Âdem'e: 'Sen ilk insansın, bu da ilk evdir' diye vahyolunduğu, Nuh peygamber'in haccettiği, İbrahim peygamberin de temellerini yükselttiği bildirilmektedir.
Allah'ın bu evi (namaz ve hac gibi) ibadetlerin merkezi ve inananların kıb*lesi olarak seçildi ve insanların toplanma mahalli ve güvenli bir yer kılındı. Beytullah'ın temellerinin yükseltilmesi ise İbrahim ve İsmail peygambere nasip oldu:
"Biz, Beyt'i (Kabe'yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın), ibrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik." "Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardıEy Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin."
Bazı rivayetlerde de Kur'an'da (Bakara 2/127) işaret edildiği gibi Kabe'yi ilk yapan oğlu İsmail ile birlikte İbrahim peygamberdir: Hz. Ali'ye "Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke'deki (Kabe) dır" âyetinde kastedilen anlam ilk bina edilen ev midir? diye sorulur, o da "Hayır, 'içine hidayet ve bereketin konduğu ilk ev...' anlamındadır" cevabını verir ve Kabe'nin ilk yapılış şeklini anlatır: "Allah, İbrahim'e bana bir ev yap diye vahyetti..." Rivayetin devamında Hacer-i Esved'i de Cebrail (Aieyhisseiâm) gökten indirmiştir. Onu bulan İsmail peygamberdir.
Mescid-i Haram (Kabe) idealdeki, niyet ve kalpdeki kıble idi. Mescidi Aksâ'dan sonra İslâm'ın ikinci kıblesi oldu:
"(Ey Muhammedi) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğu*nu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz- İşte şimdi, seni memnun olaca*ğın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir."
"Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram tara*fına çe^Mr. Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir. (Biliniz ki) Allah yaptık*larınızdan habersiz değildir. (Evet Resulüm!) Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Harama doğru çevir. Nerede olursanız olunuz, yüzünüzü o yana çevirin ki, aralarından haksızlık edenler (kuru inatçılar) müs*tesna, insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delili bulunmasın.,."
Kur'ân'da Mescid-i Haram ifadesi yerine Beyt-i Haram (veya Beyt-i Muharrem ve Beyt-i Atik) de kullanılmıştır:
"Ey iman edenler! ...Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Ha*ram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin."
"Allah, Kabe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kur*banın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı..."
"Ey Rabbimiz! (Ey sahibimiz!) Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Muharrem'inin (Kabe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl... "
"Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini hazırlamış ve (ona şöyle demiştik): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rükû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut,"
"...O Beyt-i Atik (Kadim mabed Kabe'yi) tavaf etsinler."
"Onlarda (kurbanlık hayvanlarda veya hac fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra bunların varacakları (biteceği) yer, Beyt-i Atik (Kadim mabed Kabe'ye) kadardır."
Kur'ân'da Beyt tabiri Kabe ve Mescid-i Haram için kullanılmıştır.