"Ey îmân edenler, hakikat biz sizi bir erkekle bîr dişiden yarattık. Sizi (sırf) birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cem 'iyyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki, sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakîkaten Allah her şeyi bilen, herşeyden haberdâr olandır" (ei-Hncürât: 13) .
"/Ey insanlar, sizi bir tek candan yaratan, ondan da yine onun zevcesini vücûda getiren ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabb'iniz(e karşı gelmek)te« çekinin.] Kendisi(nin adını öne sürmek suretiy)le birbirinize dileklerde bulunduğunuz Allah''tan ve akrabâlıkfbağlannı kırmak)tan sakının. Çünkü Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir" (en-Nisâi: i) .
Ve Câhiliyye da'vâlarından nehyolunan şeyler. "eş-Şuûb", "Uzak nesebedir. "el-Kabâil" ise bunun berisindedir .
1-.......Bize Ebû Bekr ibn Ayyaş, Ebû Husayn'dan; o da Saîd ibn Cubeyr'den; o da îbn Abbâs(R)'tan tahdîs etti: "Sizi birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cem'iyyetlere ve kabilelere ayırdık" (el-(Hucurat: i2)hakkmda İbn Abbâs: "eş-Şuûb" büyük büyük kabileler topluluğu; kabileler ise battılar, soylar topluluğudur, demiştir .
2-....... Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Rasûlullah'a:
— Yâ Rasûlallah, insanların en şereflisi kimdir? diye soruldu. O da:
— "Günahtan en çok sakınanlarıdır" diye cevâb verdi. Sahâbîler:
— Biz sana dînen ve ahlâkan en şerefli olan kimseyi sormuyo*ruz (biz kökü yönünden en kerîm olan kimseyi soruyoruz), dediler.
Rasûlullah (S):
— "Öyle ise Allah'ın Peygamberi Yûsuf'tur" buyurdu .
3-.......Tâbiûn'dan Kuleyb ibn Vâil tahdîs edip şöyle demiştir: Bana Peygamber'in üvey kızı Zeyneb ibnetu Ebî Seleme tahdîs etti. Kuleyb dedi ki: Ben, Zeyneb'e:
— Bana haber ver, Peygamber (S) Mudar'dan mıdır? diye sor*dum.
O da:
— Ya kimden olacak? Rasûlullah (Kureyş'in büyük babası) Mu-dar(ırkın)dan (ve onun bir şu'besi olan) Nadr ibn Kinâne oğullan'-ndan idi, diye cevâb verdi .
4-.......Yine Kuleyb dedi ki: Bana Peygamber'in üvey kızı tah*dîs etti. Ben onun Zeyneb olduğunu zannediyorum. O da:
— Rasûlullah (S) dubbâ'dan, hantem'den, mukayyar'dan ve mü-zeffet'ten (yânî bu isimlerle anılan kaplara hurma yâhud üzüm şırası koymaktan) nehyetti, dedi.
Ben de ona:
— Bana haber ver, Peygamber kimin soyundan idi; Mudar'dan mı idi? diye sordum.
O da:
— Ya kimden olacak? Peygamber Mudar'dan, Nadr ibn Kinâ*ne (kabîlesi) çocuklarından idi, dedi.
5-.......Ebû Hureyre(R)'den: Rasûlullah (S) şöyle buyurmuştur:
"Siz insanları ma'denler gibi (kimi hâlis, kimi kalp) bulursunuz. İn*sanların câhiliyet devrinde hayırlı olanları, dînî emirleri anlayıp amel ettikçe, İslâm devrinde de hayırlılarıdır. Siz şu emaret (devlet baş-kaniığı, valilik, kumandanlık) hususunda da insanların hayırlısı, (emîr olmazdan evvel) emarete çok isteksiz olan (emirlik arzu etmeyen) kim*seleri bulursunuz. İnsanların şerrlisi de iki yüzlü olan şu (münafık) kimselerdir ki (iki sınıf halk arasında) onlara bir yüzle gelirler, bun*lara da başka bir yüzle gelirler" .
6-.......Ebû Hureyre(R)'den: Peygamber(S) şöyle buyurmuştur:
"İnsanlar şu emaret işinde Kureyş'e tâbi' idiler. Arablar'ın müslim-leri (Hanîfler) Kureyş'in müslimlerine; müşrikleri de Kureyş'in müş*riklerine uyarlardı. İnsanlar ma'denler gibidirler. Onların câhiliyette hayırlı olanları, dîni anladıkları zaman İslâm devrinde de hayırlıları*dırlar. Siz insanların hayırlısı, emîr oluncaya kadar emirliği çok ağır görenleri (onu hiç arzu etmeyen kimseleri) bulursunuz