Efendimiz ve Sıkıntıyı Paylaşma .

Bir imtihana düçar olmuşuz , öyle bir yük yüklenmişiz ki , kimin başına ne geleceği ve ne zaman geleceği belli olmuyor . Rabbimiz :

** Şüphesiz biz emaneti göklere , yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler , ondan çekindiler . Onu insan yüklendi . Çünkü o çok zalimdir , çok cahildir ** ( Ahzab . 72 ) buyuruyor .

İnsan insana her zaman lâzımdır . Sıkıntısı olan kişi , etrafında dost arar ve hatta bazen öyle çaresizleşir ki değil dost , kendine uzanacak her hangi bir elden medet umar . İşte bu durumlarda bazen , Rabbimizin buyurduğu < Zalim > olanların dahi uzatacağı elden medet bekleyen kişinin çaresizliği onu daha da beter duruma düşürebilir .

Bu sebepledir ki , Müslüman olarak etrafımızdan haberdar olmak zorundayız . Hatta öyle olmalıyız ki naçar duruma düşenin dini , dili , milletine bakma lüksümüz bile olmamalıdır . Sıkıntılar ancak paylaşılınca ve bu paylaşımdaki samimi davranışlarla hafifler .

İşte Yüzü suyu hürmetine alemlerin yaratıldığı Efendimiz Aleyhisselâm'ın bu konuda ki davranışları ve tavsiyesi :

Peygamber Efendimiz , sabah namazından sonra yüzünü ashabına döner :

"" İçinizde hastası olan var mı ziyaret edelim ? "" buyururmuş . Hayır cevabı gelirse de :

"" Peki cenazesi olan var mı , defnedelim ? "" buyururlarmış . ( Tirmizi - Şemail )

Peygamberimiz Aleyhisselâm :

"" Komşusu açken tok yatan bizden değildir ""

"" Cebrail Aleyhisselam bana komşu hakkında o kadar çok vasıyyetlerde bulundu ki , komşuların birbirlerine mirascı olacağını zan ettim ! "" buyurmuştur .