2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Bir Pirinç Tanesi

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Bir Pirinç Tanesi

    Bir Pirinç Tanesi
    *Beş yaşında idim.
    Babaannem rahmetli,pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere
    düştü. Babaannem eğildi, aramaya
    başladı.
    Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya
    çalışıyor. Çocukluk iste,'aman babaanne dedim. Bir
    pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya
    değer mi?' Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı,
    öfkeyle doğruldu. 'Sen oturduğun yerden ahkâm
    kesiyorsun, ' dedi. 'Hiç pirinç üretilirken gördün
    mü?

    İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç
    tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği,
    çilesi var biliyor musun?'
    Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.

    *Aradan yıllar geçti.
    Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.
    Alain'in proposlarini okuyorum. Birden irkildim.
    Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir
    iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı
    ihanet etmiş olur diyordu. İlave ediyordu. Bir
    iğnenin
    üretiminde binlerce insanin alın teri, göz nuru, el
    emeği vardır diyordu.

    *On dokuz yıl evveldi.
    Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi.
    Sabahleyin, traş olmak için lavaboya
    gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm.
    Lütfen diyordu, traştan sonra jiletinizi çöpe
    atmayın.
    Yanda bir kutu var, oraya bırakın. Bir tek jiletle
    dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı
    olun. Doğrusu hayretler içinde kaldım. Çocukluğumdan
    beri çelik eşya
    denince akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya
    üzerinde'
    İsveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı. İste o
    ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe
    gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen
    turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu. *

    *İsviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda,
    radyolar,
    televizyonlar, bir haberi duyurur.
    Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz
    lütfen
    hazırlığınızı yapın.**
    Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne
    kadar kitap,dergi, gazete varsa, kâğıt, ambalaj,kutu
    varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa,
    kapının önüne koyun.
    İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç ziyanına engel olun. *

    *Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı
    yasayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile
    dolduranlar Japonlara göre ruhen tekâmül edememiş ,
    hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir.
    Böyleleri ile, zavallı, evini mezat salonuna
    çevirmiş
    diye eğlenirler.
    Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne
    kadar acıdır. Vaktiyle Japon ekonomisi bir
    darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar
    gırtlağı
    aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi
    toplar. Kürsüye çıkar. Durumu olanca açıklığı ve
    tehlikeleri ile anlatır ve su andan itibaren der,
    Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış
    borçları
    son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten başka bir
    şey
    yemeyeceğim. Su üstümdeki elbiseden başka elbise
    giymeyeceğim. Dediklerini yapar, en üstten en alta
    bir
    israftan kaçınma kampanyası açılır. Japonya bütün
    borçlarını öder. Bu durumun toplumun bütün
    kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını
    söylemeye
    gerek yok. Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını
    gördüm. Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı,
    ne
    kadar gösterişten uzak...

    *Gerekmediği halde elektriği yakmakla, Suyu
    kapamadan bos yere akıtmakta, Gece çamurlu
    ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, Yemek
    yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de
    zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?

    *Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle
    örülmüştür. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki,
    İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.

    Bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı,bir at
    bir
    komutanı, bir komutan bir orduyu,

    bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu..

    Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin
    olalım,
    ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak
    zorundayız. Bunda parayı da, maddiyatı da aşan
    büyük
    bir edep ve incelik vardır.

  2. #2
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bir Pirinç Tanesi

    ALLAH (c.c) razı olsun.

Benzer Konular

  1. Kulağımıza küpe 40 inci tanesi
    By Konyevi Nisa in forum Hikmetli Sözler
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 03.06.13, 10:56
  2. Bezelyeli Pirinç Salatası
    By mihrab in forum Salatalar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.06.09, 11:56
  3. Üç Üzüm Tanesi
    By Ahmet Levent in forum Tasavvuf
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 11.09.08, 14:48
  4. Pirinç
    By BuRaK in forum Ziraat Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.07.08, 16:57
  5. Pirinç
    By Kartal__13 in forum Besinler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 18.06.08, 22:31

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •