"Allah'ın verdiğine mâni' olabilecek hiç yok (vermediğini verebilecek de hiç yok)."
21-....... Bize Abde ibnu Ebî Lubâbe tahdîs etti ki, el-Mugîre ibn Şu'be'nin himayesinde bulunan ve kâtibi olan Verrâd şöyle de*miştir: Muâviye ibn Ebî Sufyân, el-Mugîre'ye: "Peygamber(S)'in na*mazdan sonra ne okuduğunu, işittiğin üzere bana yaz" diye mektûb gönderdi. Bunun üzerine el-Mugîre bana şunu söyleyip yazdırdı: Ben Peygamber'den işittim, namazdan sonra şu duayı söylerdi:
"Lâ ilahe itte'llâhu vahdehu lâ şerike lehû> Allâhumme lâ ma*nia limâ a'teyte velâ mu'tiye limâ mena'te velâ yenfau zel-ceddi minke'l-ceddu (= Yegâne Allah'tan başka hiçbir ilâh, hiçbir hakk ma'bûd yoktur. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Allah'ım, Sen'in verdi*ğine mâni' olabilecek hiç yok, vermediğim verebilecek de hiç yok. Baht ve zenginlik sahibinin baht ve zenginliği, Sen'in lütuf ve ihsanı*nın yerine geçip de kendisine fâide vermez)/"
İbn Cureyc de şöyle dedi: Bana Abde ibn Ebî Lubâbe haber ver*di ki, ona da Verrâd, bu hadîsi haber vermiştir. Sonra bir müddet geçince, ben Şam'a Muâviye'nin yanına (bir vazîfe ile) gittim. Orada Muâviye'nin bu duayı okumalarını insanlara emrederken işittim, de*miştir