1- (1960) Bize Ahmed b. Yûnus rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Zü-heyr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Esved b. Kays rivayet etti. H.
Bize bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Ebû Hayseme, Esved b. Kays'dan naklen haber verdi. (Demiş ki) : Bana Cün-deb b. Süfyan rivayet etti. (Dedi ki) : Resülüllah(Sallallahü Aleyhi ve Seîlem) ile birlikte kurbanda bulundum. Namazı kılmaktan ve namazını bitirip selâm vermekten öteye geçmedi. Bir de ne görsün, o namazından çıkma*dan kesilmiş kurban etleri!.. Bunun üzerine:
«Kim kurbanını namazı kılmazdan —yahut biz namazı kılmazdan— önce kesti ise onun yerine bir başkasını kessin) Kim kesmediyse besmele ile kessin!» buyurdular.

2- (...) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şey be de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû'I-Ahvas Sellâm b. Süleym, Esved b. Kays'dan, o da Cündep b. Süf-yan'dan naklen rivayet etti. Cündep şöyle demiş : Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SeUeın)'\e birlikte kurcanda bulundum. Cemaata namazı kıldır*dığı vakit kesilmiş bir takım koyunlar gördüm de:
«Kim namazdan Önce kesti ise onun yerine bîr koyun kessin. Kim kes*mediyse besmeleyle kessin!» buyurdular.

(...) Bize bu hadîsi Kuteybe b. Saîd de rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Ebû Avâne rivayet etti. H.
Bize İshak b. İsmail ile İbni Ebi Ömer, tbni Uyeyne'den rivayet et*tiler. Her iki râvi Esved b. Kays'dan bu îsnadla rivayette bulunmuş ve Ebul Ahvas hadîsinde olduğu gibi «Besmele ile» demişlerdir.

3- (...) Bize UbeyduIIah b. Muâz rivayet etti. (Dedi ki) : Bize ba*bam rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be, Esved'den rivayet etti. O da Cündeb El-Becelî'yi şöyle derken işitmiş. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i kurban günü namaz kılarken gördüm. Sonra hutbe okudu ve :
«Kim jbayram namazını) kılmadan kesti ise onun yerine başkasını iade etsin. Kim kesmediyse besmeleyle kessin!» buyurdular.

(...) Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (De*diler ki) : -Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etti.
Bu hadîsi Buhârî «Kitabu'I-îdeyn» ile «Edâhî, Nuzûr, Tevhîd» ve «Zebâyıh» bahislerinde; Nesâî ile İbnü Mâce de «Kitâbu'I-Edâhî»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
ResûlüIİah (Saiiallahü Aleyhi ve Selleın) 'in :
«Namazını kılmazdan önce»mi yoksa «Biz namazımızı kılmazdan önce» mi. buyurduğunda râvi şekketmiştir.
Ulemâ zengine kurban kesmenin vâcib olup olmadığında ihtilâf et*mişlerdir. Cumhura göre zenginin kurban kesmesi sünnettir. Özrü olma*dığı halde kesmese günahkâr olmaz, kazası da lâzım gelmez. Bu kavil Ebû Bekr-i Sıddîk, Ömer b. Hattâb, Bi1â1-i Habeşî, Ebû Mes'ud-u Bedrî (Radiyattahu anh) ile Saîd b. Müseyyeb, Alkame, Esved , Atâ, İmam Ma*lik, İmam Ahmed, îshak, Ebû Sevr, Müzeni, İbnü Münzir, Dâvud.u Zahirî ve Hanefîler 'den İmam Ebû Yûsuf iîe İmam Muhammed'in. mezheb-îeridir.
imam Azam, Rabîa ve Evzâî zengine kurban kes*menin vâcib.olduğuna kaildirler. Mâ1ikî1er'den bazılarının mezhebi de budur. İbrahim Nehâî: «Kurban kesmek zengine vaciptir. Bundan yalnız Minâ'daki hacılar müstesnadır» demiştir. Hanefî1er'in meşhur olan mezhebine göre de kurban hür, mukim ve zengin olan müslümana vaciptir.
Kurbanın vakti : İmamla beraber bayram namazı kılındıktan sonra*dır. Bu hususta ittifak vardır. İbnü Münzir, bayram günü fe*cirden önce kurban kesilemiyeceğine ulemânın ittifak ettiğini söylemiştir. Fecr doğduktan sonra kesilip kesilememesi ihtilaflıdır.
İmam Şafiî ile Dâvud-u Zahirî, İbnü Mün*zir ve diğer bazı ulemâya göre kurbanın vakti güneş doğarak bayram namazı kılacak ve iki hutbe okuyacak kadar zaman geçtikten sonra gi*rer. Bundan sonra mutlak surette kurbanı kesmek caizdir.
Imam-ı Âzam'la Atâ': «Kurbanın vakti köylerle sahrada yaşayanlar hakkında fecir doğduktan sonra girer. Şehirliler hakkında imam bayram namazını kıldırıp hutbeyi okumazdan girmez. Bir şehirli bundan önce kurbanını kesse, kurban namına kâfi değildir.» demişlerdir, îmam Mâlik'e göre, imam bayram namazım kılıp hutbesini oku*madan ve kurbanını kesmeden başkaları kurbanını kesemez. İmam Ahmed imamın bayram namazını kıldırmasından Önce kurban kes*menin caiz olmadığını namazdan sonra ise imamın kesmesini bekleme*den kurban kesmenin caiz olduğunu söylemiştir. Kurban kesenin şehirli veya köylü olması hükümde birdir. Hasanlı Basrî ile Evzâî'den ve İshak 'dan da böyle bir kavil rivayet olunmuştur; Rarbîa ; «İmam bulunmayan yerde güneş doğmadan kurban kesilmez. Fa*kat doğduktan sonra kesilebilir» demiştir.
. Kurban kesmenin son vakti: İmam Âzam'la İmam Mâ*lik ve İmam Ahmed'e göre bayram günüyle ondan sonraki iki gündür. Bu kavil ashab-ı kiramdan Ömer b. Hattâb , Ali b. Ebî Tâlib, Abdullah b. Ömer Ve Enes b. Mâ*lik (Radiyaîlahu anh) hazeratmdan rivayet olunmuştur.
İmam Şafiî: «Kurbanı bayram günü ile onu takib eden üç teşrik gününde kesmek caizdir» demiştir. Cübeyr b. Mut'ım ve İbni Abbâs (Radiyaîlahu anh) ile Atâ', Hasan.ı Bas*rî, Ömer b. Abdilaziz, Süleyman b. Musa, Mekhûl ve Dâvud-u Zahirî 'nin mezhebleri de budur, Saîd b. Cübeyr şehirler halkının yalnız Kurban Bayramı günü, köylülerin ise bayram gününden maada teşrik günlerinde de kurban ke*sebileceğine kail olmuş. Muhammed b. Şîrîn ise bayram gününden başka bir günde hiç bir kimsenin kurban kesemeyeceğini söy*lemiştir.
Bayram gecelerinde kurban kesmek İmam-i Âzam 'la İmam-ı Şafiî, İmam Ahmed, İshâk, Ebû Sevr ve cumhura göre mekruhtur. İmam Mâ1ik'in meşhur kavliyle bi-lumûm Mâlikiyye ulemâsına ve İmam Ahmed 'den bir rivayete göre geceleyin kurban kesmek caiz değildir. Kesilirse iadesi lâ*desi lâzım gelir.
Hadîs-i şerif bayram hutbesinin namazdan sonra okunacağına da de*lildir.

4- (1961) Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize HaUd b. Abdillah, Mutarrif'den, o da Âmir'den, o da Bera'dan naklen haber ver*di. Bera' şöyle demiş : Dayım Ebû Bürde namazdan önce kurban kesti de
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Bu et koyunu (ndan ibaret) dir.» buyurdu. Dayım: — Yâ Rcsûîallah! Bende bir keçi oğlağı var! dedi. «Onu kurban et ama senden başkasına yaramaz,» buyurdu. Sonra şunları söyledi :
«Her kim namazdan önce kurban keserse, ancak kendi için kesmiş olur. Kim namazdan sonra keserse onun kurbanı tamam olmuş ve Müslüman*ların sünnetine isabet etmiştir.»

5- (...) Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hüşeym, Dâvûd'dan, o da Şa'bi'den, o da Bera b. Âzib'den naklen haber verdi ki, dayısı Ebû Bürde b. Nıyar Peygamber (gallallahü Aleyhi ve Sellem) kesmez*den önce kurban kesmiş de :
— Yâ Resûlallah! Bu Öyle bir gündür ki, onda e mekruhtur. Ben kurbanımı, ehlimi, komşularımı ve âitem efradını doyurayım diye acele kestim, demiş. Resûhillah (Sallallahü Aleyhi ve Setlem) de:
«Tekrar bir kurban kes!» buyurmuş. Bunun üzerine:
— Yâ Resûlallah! Bende bir süt oğlağı var, bu oğlak iki koyun etin*den daha hayırlıdır, demiş. Efendimiz :
«O senin iki kurbanının en hayırlisıdır. Ama senden sonra kîmse için bir çepiçle kifayet etmez.» buyurmuşlar.

(...) Bize Muhammed b. Müsenııâ rivayet etti. (Dedi ki) ; Bize İbn-i Adiyy, Dâvûd'dan, o da Şa'bî'den, o da Bera' b. Âzib'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlüllah (Sallaüahü Aleyhi ve Sellem) bize kurban günü hutbe okudu da :
«Namazi kılmadıkça hiç bîr kimse kafîyyen kurban kesmesin!» bu*yurdu. Bunun üzerine dayını:
— Yâ Resûlallah! Bu öyle bir gündür ki; bunda et mekruhtur... dedi. Bundan sonra râvi, Hüşeym'in hadîsi mânasında rivayette bulunmuş! ur.

6- (...) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şey be de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abduîhîlı b. Kümeyi- rivayet etti. H.
Bize îbnü Nümeyr de rivayet etli. (Dedi ki) : Bize babam rivâyeî. etti. (Dedi ki) : Bize Zekeriyya, Fiiâs'dan, o da Amir'den, o da Berâ'daıı naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Resûlüliah (Salîalîahü Aleyhi ve Seîîe/n) :
«Her kim bizim namazımızı kılar, kıblemize döner ve kurbanımız! ke*serse, namaz: kılmadıkça kurban kesmesin!>> buyurdu. Onun üzerine da*yım :
— Yâ Resûlallah! Ben bir oğlum namına kurban kestim, dedi. O da : «Bu senin aîîen için acele yaptığın bir iştirj> buyurdu. Dayım :
— Bende bir koyun var ki, iki koyundan daha hayırlıdır, dedi. «Onu İter,I Çünkü o en hayırlı kurbandır.» buyurdular.

7- (...) Bize Muhammed b. Musennâ iîe İbn-i Beşşâr da rivayet ettiler. Lâfız İbn-i Müsenna'ıundır. (Dediler ki) : Bize Muhammet! b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be, Züheyd El-İyâmî'den, o da Şa'-bî'den, o da Berâ' b. Azib'den naklen rivayet etti, Berâ' (şöyle demiş) : Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Şüphesiz kİF şu günümüzde kendisinden ilk başlqyacağmı;z iş (şudur ki) evvelci namaz kılar, sonra döner de kurban boğazianz. Bunu kim ya*parsa bizim sünnetimize isabet etmiştir. Kim evveiâ kurban keserse, o da ancak ailesine takdim ettiği bir ettir. Kurbandan bir şey değildir,» buyur*du. Ebû Bürde b. Niyâr kurban kesmişti. Binâenaleyh bende yıllanmış*tan daha hayırlı bir oğlak var, dedi. Efendimiz(Su'ilaliahii Aleyhi ve Scllem)
«Onu kes ama senden sonra o hiç bir kimseye kâfi gelmeyecektir.» buyurdular.

er5'

(...) İBize Ubeydullah b. Muâz rivayet etti. (Dedi ki) : Bize babam rivayet etıti, (Dedi ki) : Bize Şu'be, Zühcyrden naklen rivayet etli. O da Şa'bî'yi Berâ' b. Azib'den, o da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve ScUemj 'den bu hadîsin mislini rivayet ederken dinlemiş.

(...) Bize Kuteybe b. Saıd ile Hemıad b. Seny de rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Ebû'l-Ahvâs rivayet etti. H.
Bize Osman b. Ebi Şeybe ile İshak b, İbrahim de toptan Cerir'den rivayet ettiler. Her iki râvil, Mansûr'dan, o da Şa'en, o da Berâ' b. Azib'den naklen rivayet ekmişlerdir. Berâ' şöyle demiş: Resûlüllah (SaHaliahü Aleyhi ve Selleın) kuırfcaıı günü namazdan sonra hize hutbe oku*du... Sonra râvi yukarkileriın hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.

8- (...) Bana Ahmed b. Saîd b. Salır Ed-Dârimî de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû'n-Nu'man, Ârim b. Fadl rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdulvâhid (yâni İbni Ziyad) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Âsim EI-Ahvel, Şa'bî'den rivayet etti. (Demiş ki) : Bana Berâ' b- Âzib rivayet etti, (Dedi ki) : Bize Resûlüllah (SttUaHahü Aleyhi ve Selle/n) bir kurban gü*nü hutbe okudu da:
«Hiç bir kimse namazı kılmadıkça kat'iyyen kurban kesmesin.» bu*yurdu. Bîr adam :
— Bende bir süt oğlağı var ki, iki et koyunundan daha hayırlıdır, dedi. Efendimiz :
«O halde onu kurban et. Ama senden sonra hiç bir kimse namına çe-pîç kâfi gelmez.» buyurdular.

9- (...) Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Muhammed (yâni İbni Ca'fer) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şu'be, Sele-me'deıı, o da Ebû Cuheyfe'den, o da Berâ' h. Âzib'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Ebû Bürde namazdan önce kurban kesti de/Peygamber
(SallaUuhii A leyhi ve Seİlem);
«Onu değiştir!,, buyurdu. Bunun üzerine Ebû Bürde :
— Yâ Kesüîallah! Bende bir tokludan başka bir şey foktur, dedi.
(Şu'be demiş ki : Zannederim şunu da söyledi.) Ama o yıllanmıştan daha
hayırlıdır. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellenı) de:
«Bunu onun yerine koy! Fakat senden sonra hiçbir kimse namına kîfâyeî edecek değildir» buyurdular.

(...) Bize bu hadîsi İhııü Müsennâ da rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Vehb b. Cerîr rivayet etli. H.
Bize İshak b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Amir Eî-Akadî haber verdi., (Dedi ki) ; Bize Şu'be bu isnad ile rivayet etti ama:
«O jtllanmışton daha hayırlıdır» cümlesindeki şekki anmadı.

10- (1962) Bana Yahya b. Evyûh ile Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb toptan İbııü Uleyye'den rivayet ettiler. Lâfız Amr'mdır. (Dedi ki) : Bize İsmail b. İbrahim, Eyyûb'dan, o da Muhammcd'den, o da Eııes'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş. Resûiüllah (Sallallahü Aleyhi re Sellem) kurban günü :
«Her kim namazdan önce kurban kesti ise hemen iade etsin.» buyur*du. Bunun üzerine bir adam kalkarak :
— Yâ Resûlallah! Bu öyle bir gündür ki, onda et arzu edilir, dedi. Ve komşularının bir hacetini andı. Galiba Resûiüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)onu tasdik etti. Adam:
— Bende bir oğlak var ki, bence iki et koyunundan daha muteber*dir. Onu keseyim mî? dedi. O da kendisine ruhsat verdi.
Enes demiş ki : Bunun ruhsatı başkasına ulaştı mı ulaşmadı mı bil*miyorum. Resûiüllah (Saılallalıü Aleyhi ve Seliem) de iki koça davranarak onları kesti. Halk hemen koyuncağiza koşarak onu paylaştılar. (Yahut : Onu parçaladılar, demiştir.)

11- (...) Bize Muhammed b. Ubeyd El-Guberi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hammad b. Zeyd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Eyyub ile Hi-şam, Muhammed1 den, o da Enes b- Mâlik'den naklen rivayet etti ki, Re*sûiüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seliem) namazı kılmış. Sonra hutbe okumuş ve namazdan önce kim kurban kesti ise, tekrar bir hayvan kesmesini emir buyurmuş...
Bundan sonra râvi İbnü Üleyye hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.

12- (...) Bana Ziyâd b. Yahya EI-Hassânî de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hatim (yâni İbni Ver'dân) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Eyyûb, Mu-hammed b. Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti, Enes şöyle demiş. Resûlüllah (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) kurban günü bize hut*be okudu. Arkacığmdan et kokusu duydu. Ve ashabı hayvan kesmekten men etti.
«Her kim kurban kesti ise hemen iccle etsin.» buyurdular. Sonra râ*vi yukarkilerin hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.
Berâ' hadisini Bubârî «Kîtâbu'i-Edâhi»de; Enes hadî*sini «Kitâbu'l-îdeyn» ile «Kkâbu'l-EdâmVde; aynı hadîsi Nesâî «Sa-lât» ve «Edâhi» bahislerinde; İbnü Mâce «Kitâfeu'l-Edâhi»'de, Ukbe hadîsini Buhârî «Dehâya», «Şerika» ve «Vekâlet» bahis*lerinde; Nesâî ve İbni Mâce *Kitâbu-dahâyâ»'da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
ResûlülUh (Salhllahü Ale>-hi ve Scllem)'in Hz. Ebû Bürde'ye : «O et koyundur!» buyurması; kurban yerine geçmez, sevabı da yok*tur. Yiyeceğin etten ibarettir, manasınadır.
Cezea : Bir yılını bitirmiş de ikiye basmış oğlaktır. Esmâiyye göre Cezea, bir senelik oğlak ve sekiz-dokuz aylık kuzu mânâlarına gelir. Ba*zıları bir senelik kuzu mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Burada herhal*de bir senelikten biraz küçük oğlan manasınadır. Zira senesini doldurmuş koyun ve keçiden herkes için kurban olur.
«Bu Öyle bir gündür ki, onda et mekruhtur...» cümlesi hakkında söz edilmiştir. Bâzıları «mekruh» kelimesini «makrûn» şeklinde rivayet et*miştir. Makrûn, et arzu edilir manasınadır. Nitekim hadîsin bir rivaye*tinde : «Bu Öyle bir gündür ki, onda et arzu edilir» denilmiştir.
Mekruhtur rivayeti hakkında Kaâdî Iyâz şunları söylemiştir :
«Üstadlarımızdan bazısı doğrusu bu cümlenin şeklinde hâ'nın fethiyle okunacağını söylemişdir.
Caham : Eti arzu etmek, demektir.
Yâni, o günde kurban kesmeyi terk ederek çoluğunu çocuğunu etsiz bı*rakmak ve onlara et hasreti çektirmek mekruhtur. Bana üstad Ebû Abdullah b. Süleyman şunu söyledi : «Bu cümlenin mânâsı kurban edilmesi caiz olmayan hayvanı kesmektir. Sünnete muhalif oldu*ğu için bu hayvanın eti mekruh olur.»
Hafız Ebû Mûsa'ya göre mezkûr cümleden murad : «Bugün et aramak mekruhtur, güçtür» manasınadır —ki; Nevevî bu mânâyı beğenmektedir.

Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler:


1- Bayram namazından Önce kurban kesmek caiz değildir.
2- Kurbanda komşulara ihsanda bulunarak gönüllerini almak var*dır.
3- Yaşım doldurmamış oğlaktan kurban kesmek yalnız Ebû Bürde hazretlerine caizdir. Başkalarına caiz olmadığına icma-ı üm*met vardır. Evzâî ile Atâ'dan her hayvanın yaşını doldurmamış yavrusundan kurban caiz olacağı rivayet edilmişse de bu hadîsi duyma*dıklarına hamlolunmuştur.
4- Hadîs-i şerîf kurbanın vâcib olduğuna delâlet etmektedir. Çünkü Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Selem) namazdan önce kesHen kurba*nın iadesini emir buyurmuştur. Vâcib olmasa iadesini emir buyurmazdı.
5- Bayram hutbesi namazdan sonra okunur.
6- Kurban kesmekten maksat adet çokluğu değil, etinin güzelliğidir.
7- Bir kişinin iki kurban kesmesi caizdir. Efdal olan herkesin kur*banını kendi kesmesidir.