50-.......Ebû Kılâbe şöyle demiştir: Bana Ebû'l-Melîh haber verip şöyle dedi: Ben senin baban Zeyd ile beraber Abdullah ibn Amr(R)'m yanma girdik. O bize şöyle tahdîs etti: Peygamber(S)'e benim oruç tutuşum zikredilmiş. Bu sebeble benim yanıma girdi. Ben de O'na, içi hurma ağacının lifleriyle doldurulmuş deriden bir yastık attım. Ken*disi yer üzerine oturdu da o yastık benimle kendisi arasında kaldı. Rasûlullah bana:
— "Her aydan üç gün oruç tutman sana kâfi gelmiyor mu?" buyurdu.
Ben:
— Yâ Rasûlallah (bundan daha çoğuna gücüm yeter)! dedim.
— "(Öyleyse her aydan) beş gün tut!" buyurdu. Ben:
— Yâ Rasûlalîah (bundan çoğuna da gücüm yeter)!dedim.
— "(Her aydan) yedi gün oruç tut!" buyurdu. Ben:
— Yâ Rasûlallah (daha fazlasına gücüm yeter)! dedim.
— "(Her aydan) dokuz gün oruç tut!" buyurdu. Ben:
— Yâ Rasûlallah (daha çoğuna gücüm yeter)! dedim.
— "(Her aydan) onbir gün oruç tut!" buyurdu. Ben:
— Yâ Rasûlallah (bundan çoğuna güç yetiririm)! dedim.
— "Dâvûd Peygamber'in orucundan fazla oruç yoktur, o da se*nenin yarısıdır: Bir gün oruç tutmak, bir gün tutmamaktır" buyur*du .
51-.......İbrâhîm en-Nahaî şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti, (Şam'daki) mescide varıp iki rek'at namaz kıldı da:
— Allah'ım! Bana burada iyi bir meclis arkadaşı ihsan eyle! di*ye duâ etti.
Sonra Ebu'd-Derdâ'nın yanına varıp oturdu. Ebu'd-Derdâ ona:
— Sen kimlerdensin? diye sordu. Alkame:
— Küfe ahâlîsindendim (oradan geldim)! diye cevâb verdi. Ebu'd-Derdâ:
— Rasûlullah'ın sırrının (gizli haberlerinin) sahibi olan ve ken*disinden başkası o sırdan bilmeyen kimse, yânî Huzeyfe, sizin içi*nizde değil mi? Yâhud Allah'ın, Rasülü'nün diliyle, yânî duası üze*rine şeytânın şerrinden kurtardığı kimse, yânî Ammâr, sizin içinizde değil mi? Yâhud Rasûlullah'ın misvak ve yastığının sahibi olup bun*ları taşıyan kimse, yânî İbn Mes'ûd, sizin içinizde değil mi? Abdul*lah ibn Mes'ûd "Ve'l-leyti izâyağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ"dan son*rasını nasıl okurdu? dedi.
Alkame:
— "Ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okur (onun kıraatinde "Ve mâ halaka" yoktur), dedi.
Ebu'd-Derdâ:
— Şu Şamlılar bana "Ve mâ halaka'z-zekerâ ve'l-ünsâ" kırâatinde ısrar ediyorlar, en sonu beni Rasûlullah'tan işitmiş olduğum kı*raatten şübheye düşürmeye yaklaşıyorlar! Dedi