21-....... Bize İbnu Ebî Hazım, babası Ebû Hazım Seleme ibn Dînâr'dan tahdîs etti ki, Sehl ibn Sa'd (R):
— Biz cumua günleri sevinir, ferahlamrdık, dedi. Ebû Hazım dedi ki: Ben SehPe:
— Cumua günleri niçin sevinir ferahlamrdınız? diye sordum. Sehl:
— Bizim ihtiyar bir hanım ninemiz vardı. O Medîne'de Sâide oğulları yurdundaki bir kuyuya insan gönderirdi. -Buhârî'nin üstadı Abdullah ibn Mesleme: Metindeki "Budâa"yı, Medine'deki bir hur*ma bustânma diye tefsir etmiştir.- O yaşlı kadın silk (yânî çoğundur) bitkisinin köklerinden alırdı da, onları bir çömleğe atar, bir mikdâr da arpa ezerdi. Biz cumua namazını kıldığımız zaman gider, o nine*mize selâm verirdik. O da bizlere, pişirdiği bu yemeği takdîm ederdi. Biz de bu yemekten dolayı sevinir, ferahlamrdık. biz gündüz uyku*sunu ve gündüz yemeğimizi ancak cumuadan sonra yapardık, diye cevâb verdi .
22-.......Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Ebû Sele*me Abdurrahmân'dan haber verdi ki, Aişe (R) şöyle demiştir: Rasû*lullah (S):
— "YâÂişelŞu (yanımdaki )Cibril'dir, o sana selâm okuyor!" buyurdu.
Âişe dedi ki: Ben de:
— Ona da selâm ve Allah'ın rahmeti olsun! - Rasûlullah'ı kasdederek- Sen bizim görmediğimiz şeyleri görüyorsun! dedim.
Bu hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmekte Ma'mer'e, Şuayb mutâ-baat etmiştir. Yûnus ile en-Nu'mân ibn Râşid ez-Zuhrî'den rivayet*lerinde "Ve berekâtuhu( = Ve Allah'ın bereketleri)" kısmını da söy*lemişlerdir