(Çünkü Yüce Allah şöyle buyurdu
"Senin için hakkında bir bilgi hâsıl olmayan şeyin ; ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb; bunların herbiri bundan sorumludur'

38-.......Bana Abdurrahmân ibn Şurayh ve başkası, el-Esved'den tahdîs etti ki, Urve şöyle demiştir: Abdullah ibnu Amr bizim yanımı*za uğradı, ben ondan işittim, şöyle diyordu: Ben Peygamber(S)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Şübhesiz Allah Taâlâ ilmi siz insanlara ihsan buyurduktan sonra (hafızalarınızdan) zorla söküp almaz. Lâ*kin ilmi insanlardan, ilim adamlarını bilgileriyle beraber cemiyet için*den çekip alır. Artık geride çok câhil birtakım insanlar kalır. O sırada halk tarafından bunlara dînî ihtiyâçlar sorulur, onlar da şahsî re'y ve arzûlarıyle cevâb verirler de hem halkı sapıtırlar, hem de kendileri sapar giderler" .
Urve şöyle dedi: Ben bu hadîsi Peygamber'in zevcesi Âişe'ye tah*dîs ettim. Sonra Abdullah ibn Amr bu yılın ardından bir hacc daha yaptı. Âişe bana:
— Ey kızkardeşimin oğlu! Abdullah ibn Amr'a git de senin ba*na ondan geçen sene tahdîs etmiş olduğun hadîsi, ondan benim için bir tesbît yap! dedi.
Bunun üzerine ben Abdullah ibn Amr'a gittim de o hadîsi kendi*sinden sordum. Abdullah ibn Amr da bana o hadîsi daha önceki yıl tahdîs ettiği gibi aynen tahdîs etti. Akabinde ben Âişe'ye geldim ve bunu kendisine haber verdim. Âişe, Abdullah ibn Amr'ın, o hadîs*ten tek bir harfini bile değiştirmemiş olmasından hayret etti de:
— Vallahi, Abdullah ibn Amr bu hadîsi sağlam ezberlemiştir, dedi .

39-.......Ben el-A'meş'ten işittim, şöyle dedi: Ben Ebû VâiPe:
— Sen Sıffîn harbinde hazır bulundun mu? diye sordum. O:
— Evet hazır bulundum. Ben Sehl ibn Huneyn'den şöyle der*ken işittim... dedi.
H Yine bize Mûsâ,ibnu İsmâîl tahdîs etti. Bize Ebû Avâne, el-A'meş'ten tahdîs etti ki, Ebû Vâil şöyle demiştir:
—Ey insanlar, (bu kıtal hakkında) dîniniz aleyhine olan re'yle-rinizi ittihâm ediniz. (Çünkü sizler ictihâd ettiğiniz bir ictihâdla İslâm'*da dîn kardeşlerinizle muharebe yapmaktasınız.) Yemîn olsun ki, ben Hudeybiye'deki Ebû Cendel gününde kendi nefsimi şöyle gördüm: Eğer Rasûlullah'ın (Ebû Cendel'i sulh maddesine göre müşriklere) geri vermesi emrini reddetmeye muktedir olaydım, muhakkak onu reddedecektim . Biz Allah yolunda kılıçlarımızı henüz omuzlarımız*dan indirmemiştik. Ebû Cendel'i geri vermeme teşebbüsümüz bizleri muhakkak korkunç bir iş içine düşürecekti. Şu kadar var ki, kılıçla*rımız bizi şu harb işinden başka hayırlı bilmekte olduğumuz kolay bir işe götürmüştür.
el-A'meş şöyle dedi: Ebû Vâil:
— Ben Sıffîn vak'asında hazır bulundum. O ne kadar çirkin Sıffîn idi (yânı orada olan muharebe ne kadar kötü idi)! demiştir