Çünkü Yüce Allah: "Bedeviler îmân ettik dediler. De ki: Siz henüz îmân etmediniz, velâkin henüz îmân kalblerinizin içine girmemiş olduğu hâlde İslâm 'a girdik deyin..." (el-Hucurât: 49/14) buyurdu. İslâm hakîkat üzere olursa böylesi de zikri celîl olan Allah'ın şu: "Hakk dîn, Allah indinde İslâm'dır" (Âli İmrân: 3/19) kavlinin gereği üzere olmuştur.

20-.......Zuhrî şöyle dedi: Bana Âmir ibn Sa'd(103,104),babası Sa'd ibn Ebî Vakkas(R-55, 58)'dan haber verdi ki, şöyle demiştir: Rasûlullah (S) bir takım insanlara dünyalık veriyordu; bu Sa'd da orada oturuyordu. Derken Rasûlullah içlerinden en ziyâde beğendi*ğim birini bıraktı. Bunun üzerine:
- Yâ Rasûlallah! Fulânı niçin bıraktın? Vallahi onu bir mü'min biliyorum, dedim.
- Öyle deme, müslim (de), buyurdu .
Bir müddet sustum. Nihayet o adam hakkındaki bilgim bana ga*lebe etti de dayanamadım, yine sözümü tekrar ederek:
- Fulânı niçin mahrum bıraktın? Vallahi ben onu mü'min bili*yorum, dedim.
Yine:
- Öyle deme, müslim (de), buyurdu.
Ben yine sustum. Lâkin o zât hakkındaki bilgim bana galebe et*ti, sözümü tekrar ettim. Rasûlullah yine o sözü tekrar ettikten sonra:
- Ey Sa 'd, bir adama, Allah onu yüzü koyun ateşe atmasın diye başkasını daha ziyâde sevdiğim hâlde ihsanda bulunduğum olur, bu*yurdu .
Bu hadîsi Zuhrî'den Yûnus, Salih ibn Keysân, Ma'mer ibn Râşid ve Zuhrî'nin erkek kardeşinin oğlu Muhammed ibn Abdillah da rivayet etti