310/2 İbn Mesûd'dan Yahya, şu otayı rivayet ederek dedi ki: Bir adam, içki içmiş ve böylece aklı (başından gitmiş olan kendi kar*deşi oğlunu \bn Mesûd'un 'huzuruna getirdi. Emri 'üzerine haps olundu.
Biraz sonra sarhoş kendine 'geldi. İbn Mesûd sopa getirtti, düğümle*rini 'kopararak, onunla döğmesini emr etti. Sonra acıyarak bir dövücü (Cellâd) istetip ona:
«(Şu sopayla) onun çıplak bedenine vur, dedi. Vuruşunda eüni kaldır ve fakat pazulann gösterecek 'kadar kolun kaldırma!»
Bu sırada,,Abdullah vuruşları saymağa başladı. Seksen olunca da suç*luyu 'bıraktı.
İhtiyar lamca) Abdullah bin Mesûd'a dönerek:
«Abdurrahman!1 Allah'a yemin ediyorum ki, o ölen kardeşimin oğlu*dur. Ondan başka da çocuğum yok» deyince,
İbn Mesûd:
«Yetimin gözeticisi olan ne 'kötü bir amca!. Sen Allah'a yemin olsun ki, onu ne çocukken iyi terbiye edebildin ve ne de 'büyükken {ayıbım) ör*tebildin!» diyerek biz, yanındakilere dönerek sözlerine devam etti:
«Şüphesiz ki, Is lamda tik had cezası, Hz. Peygam'ber'e getirilen bir hırsıza verilmişti. Suçu, açık delille sabit olduktan sonra Resun.I!ah (S.V.):
«Götürün (elini) kesin!» emrini verdi.
«Suçlu götürülüp, (eli kesilince) Ne'bî Sallallahü aleyhi ve selleme bakıldı. Allaha' yemin olsun ki, yüzüne sanki kül serpilmişti. Yanındakiler-den biri:
«Ey Allah'ın Resulü! Bu iş çok zorunuza gitti gibi!» deyince, Hz. Pey*gamber: «Kardeşiniz aleyhinde şeytarrın yardımcıları olmanız zoruma git*memeğe nasıl mani olur?» diye karşılık verdi.
Bunun üzerine Resûluilah'a:
«Ne olur, ceza vermeseydiniz! dediler.«
Hz. Peygamber:
Onu bana getirmeden önce «{Artık çok geç!) Zira, hiç olmaz mıydı, idarecinin 'huzurunda sabit olmuş bir had cezasının infazına hiç kimse mani» olamaz diye konuştuktan sonra:
«...Ve bağışlasınlar ve suçtan geçsinler. Allah'ın, sizi yargılamasını sevmez misiniz?» âyetini okudu.
(a) İbni Mesûd'dan yaptığı diğer bir rivayette' (şöyle dedi):
Bir adam, sarhoş olduğuna kail olduğu kardeşi oğlunu İbn Mesûd'un huzuruna çıkardı. İbn Mesûd:
«Sallayın, silkin ve ağzını koklayın!» deyince, f'kükladtiar) ve ağzın*da şarap .kokusu buldular. Emrj üzerine haps edildi. Ayıkınca, getirilme*sini istedi. Bu arada-bir sopa da getirtti. Emri üzerine sopanın düğümleri koparıldı.
«Ravi, bundan sonra yukardaki hadiste olduğu gibi devam etti.»
(b) İbn Mesûd'dan gelen 'bir diğer rivayette şöyle anlattı: «İslâmda ilk had cezası, Resûlullah saîlallahü aleyhi ve selleme ge*tirilen hırsızlık yapmış 'birine verildi. Emri üzerine (eli) kesildi. Cezanın İnfazından sonra, Hz. Peygamberce bakıldı, yüzüne sanki kül serpilmişti.
«Allah'ın Resûlü'ne. Bu iş, çok zorunuza gitti gibi!» deyince, Hz. Pey*gamber:
«Kardeşinizin aleyhinde şeytan-ın yardımcıları olmanız zoruma gitmez mi?» cevabım verdi.
«Bırakamaz mıydık!» dediler. Resûlullah (S.V.):
«Bana getirilmeden önce bu olamaz mıydı...? Şurası bir gerçek ki, kendisine bir had cezası takdim edilen idareciye, onu tasdi'k etmekten başka hiç bir şey gerekmez.»
Dedi'kten sonra:
(t... Bağışlasınlar ve suçtan geçsinler.1 Allah'ın sizi yarlığamasını sev*mez misirriz?» âyetini okudu.

311/3 Abdullah'ın şöyle dediği rivayet edildi:
«Resûiuilah Sallaliahü aleyhe ve sellemin sağlığında, on dirhem (gü*müş) çalındığında el kesilirdi.»
Diğer bir rivayette {şöyle dedi):
«On dirhem caiindıöında ancak [elli kesilirdi.»

312/4 İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edildi:
Resûiuilah Sallaliahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: «Had cezalarını, şüpheler karşısında, geri' çeviriniz!»

313/5 İbn Bureyde'nin babasının şöyle dediği rivayet edildi:
Mâiz bin Mâlik Hz. Peygamber'e gelerek:
«— İyi işlerden uzak olan zina yaptı. Cezasını ver!» diye (kendi ken*dini ihbar etti.)
Hz. Peygamber kabul etmedi.
Mâiz, ikinci defa gelerek sözlerini'tekrar ettk Bir müddet sonra tek*rar geldi; yine ayni sözleri söyledi. Dördüncü sefer gelişinde:
«— İyi işlerden uzak olan zina yaptı, cezasını veri» deyince, Resûi*uilah (S.A.V.) onun aklî dengesinin bozuk olup olmadığını yakınlarına sor*du: Aklı başında bir kimse olduğunu söylediler. O zaman:
Onu götürüp recm ediniz!» emrini verdi.
Götürülüp taşla recmedilmeğe başlandı.
Vurulan taşlarla bir türlü ölmemişti. O zaman taşı 'bol bir yere çekil*di ve orada durdu. Onu takiben müslümanlar da geldi, ölünceye kadar taş-la dövdüler.
Bu olay Hz. Peygamber'e ulaştığında,
«— Salıverseydiniz ya!» diye buyurdu.
Suçlu hakkında biri şöyle demişti:
«— Ümid ederiz ki, bu ceza onun hakkında makbul bir tövbe olmuş*tur!»
'Bu 'sözler Hz. Peygamber'e ulaştığında:
«-— Şüphesiz o öğle bir tevbe etti ki, bir 'gurup insan o tevbeyi pay*laşmış olsalar hepsine yetebilirdi!» diye buyurdu.
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin bu 'konuşmasını suçlunun adamları haber alınca, yakından ilgilenmeğe başladılar ve Hz. Peygamber'e cesedini ne yapacaklarım sordular.
«— Diğer ölülerinize yaptığınız gibi, kefenleyip namazını kılarak, def-n-ediniz!» buyurdu.
Yakınları o zaman cesedi götürüp namazını kıldılar.
(a)- Diğer bir rivayette Cşöyle) dedi:
Mâiz, bin Mâlik Resûlullah salİallahü aleyhi ve selleme gelerek zina yapmış olduğunu söyledi. Hz. Peygamber geri çevirdi. Tekrar geldi zina yaptığını ikrar etti. Yine geri çevirdi. Bir müddet sonra yine geldi, zina yaptığını söyledi. 'Hz. Peygamber geri çevirdi. Dördüncü gelişinde, Nebî Saİlaİlahü aleyhi ve seüem:
(Bunun aklî dengesinde bir bozukluk vardır» diyebilir misiniz?» diye yakınlarına -sordu.
«— 'Hayır» cevabını verdi-Ier.
Hz.~ Peygamber o zaman:
«—Onu taşla öldürün!» emrini vermesi üzerine, az taşlı bir yere reom için götürdüler.
Vurulan taşlarla bir türlü -ölmeyince, oradan taşı bol bir yere gitme*ğe çalıştı. Arkasından 'halik 'onu takip edip orada Ölünceye kadar dövdüler.
Bu durumu Hz. Peygamber'e aynen anlattıklarında:
«— Salıverseydiniz iyi olurdu» buyurdu.
Defnetmek ve namazını ıkılmak için' yakınları Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemden izin istediler. Onlara izin verdi: " ' Ve: .
«— Öyle 'bir tevbe etti iki, bir gurup insan o tevbesini bölüsseler hep*sine yeterdi!» diye buyurdu.

(b) Diğer bir rivayette şöyle dedi:
Mâiz bin Mâiik'in recm edilmesini Hz. Peygamber emredince taşı az bir yerde reome başlandı. Bu yüzden bîr türlü ölmedi. O zaman çok taşlı bir yere gitti. Arkasından da halik gitti orada recm ettiler.
Bu durum Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme ulaşınca:
«— Salıverseydiniz iyi olmaz mıydı!» buyurdu.

[c) . Diğer :bir rivayette şöyle dedi:
Mâiz bin Mâlrk recin ile İte I âk olunca, lehinde ve aleyhinde halk ko*nuşmaya başlamıştı. Kimi: ' '
— Mâiz öldü ve kendi kendini de tevbesiz öldürdü!» derken, kimi de:
«— [Hayır) şüphesiz ki o tevbe etmiş olduU diyordu.
Bu sözler, Hz. Peygamber'e ulaşınca:
«— Şurası muhakkak ki o, tevbe etti. Hem öyle bir tevbe ki, öşür tahsildarı o tevbeyj yapmış olsa idi, kabul olunurdu. — Veya şöyle buyur*du —: Bir gurup insan ayni tevbeyi yapmış olsalardı kabui olunurlardı.»

(d) Diğer bir rivayette şöyle anlattı:
Resûluliah (S.A.V.) oturumken Mâiz bin 'Mâlik yanına geldi:
Allah'ın Resulü! Zina yaptım, bana1 ıh a d cezası verin!» diye ikrar*da bulundu.
Hz, Peygamber oralı olmadı.
Mâiz dört sefer gelerek ayni sözleri tekrar etti. Her seferinde Resûl-üliah (S.A.V.) onu geri çevirip oralı olmadı.
Dördüncü seferde:
«— Bunun aklından şüpheniz var ms?» diye sordu.
*— Hayır, dediler. Biz bu yönden onu daima aklı başında ve daima iyi şeyler yapar biliriz» cevabını verdiler.
Hz. Peygamber o zaman:
«— Götürüp recmediniz!» emrin-i verdi.
Az taşlı 'bir yere götürdüler. Atılan taşlar kendisine isabet etmeye başlayınca dayanamayıp hüzünlendi ve çok telâşlandı. Oradan ayrılıp sü*ratle uzaklaştı çok taşlı olan Herre'ye varınca taşlanması için orada kal*dı. Bundan sonra iri taş parçalan atarak sesi ikesilinceye kadar dövdüler.
Sonra:

E Ey AllahımResulü! dediler. Taşlar Mâiz'e isabet edince, sabırsız*lanarak adeta dayanamaz hale geldi.»
Hz. Peygamber, onlara:
«— Kendi haline bıraksaydmız iyi olurdu!» diye buyurdu.
Hal'k arasında bundan sonra Mâiz hakkında zıd yorumlar yapıldı. Bir kısmı:
«— Mâiz öldü, ve kendisini de Öldürdü!» derken, diğerleri.
«— Hayır, o Allah'a öyle bir tevbe ve rücu etti 'kı\ o tevbeyi bir bölük insan yapmış olsaydı hepsine yeterdi!» dediler.
Hz. Peygamber'e:
«— Allanın Resulü! Cesede ne yapacağız diye» sordular.
«— Ölülerinize yaptığınız şeyleri yapınız: Yıkayın, kefenleyin, koku sürün ve namazını kılarak gömün!» cevabını verdi.
(Bu hadis muhtelif şekillerde rivayet olundu.)

314/6 Ebû !-Beyl&mânî'nin şöyle dediği rivayet edildi:
İslâmm ahid ve emânında olan bir gayr-i' müslimin, müslüman katiline Hz. Peygamber ölüm cezası uyguladı; Ve:
«— Yapılan muahedeye herkesten çok ben riayet etmeliyim.» buyur*dular.