2955) "... Âîşe (Radıyallâkü ankâyâao; Şöyle demiştir:
Ben Resul ul lan fSallallahü Aleyhi ve Sellem)'e Hicr-i (ismail'in Ka'be'den olup olmadığım) sordum. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
O, Ka'be'den (bir parça)dır, buyurdu. Ben:
Kureyş'in Hicrt-i İsmail)'i Ka'be'ye idhâl etmelerine engel olan şey ne idi? diye sordum. Resûl-î Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
Kureyş'in (helâl) bütçesi Hicr(-i İsmail)'i Ka'be'ye dâhil etmeye yetmedi, (bu yüzden Ka'be'yi daralttılar) diye cevab verdi. Ben:
Peki, Ka'be'nin kapısı niçin bu kadar yüksektir, ancak bir merdivenle kapıya çıkılabilir? diye sordum. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
O, senin kavminin işidir. Dilediklerini Ka'be'ye dâhil etmek, dilediklerini de oraya sokmamak içindir. Eğer senin kavminin küfür
(dönemin)e yakınlıkları (müslümanhğa girişlerinin yeniliği), gönüllerinin kırılması endişesi olmasaydı Ka'be'nin bir parçası olup (di-şarda bırakılan) noksan kısmını Ka'be'ye idhâl etmek üzere onda bir değişiklik yapmaya (maddi) gücümün yetip yetmeyeceğine bakacaktım ve kapısını zemin seviyesine indirecektim, buyurdu."