2940) •■'... (Abdullah) bin Ömer (Radtyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye "Seniyye-i Ulyâ" yolundan girerdi ve Mekke'den çıkmak istediği zaman "Seniyye-i Süflâ" yolundan çıkardı."
2941) "... (Abdullah) bin Ömer (Radtyallâhü anhümâ)'âan rivayet edildiğine göre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Mekke'ye gündüz girmiştir.*'
2942) "... Üsâme bin Zeyd (Radıyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir:
Ben, (Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e) : Yâ Resûlallah! Yarın (Mekke'de) nereye ineceksin, (evinize mi)? diye sordum. Bu soruyu sormak O'nun (Veda) haccı sırasında idi. Resul i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
Akîl (Mekke'de) bize mesken bıraktı mı? buyurdu. Sonra: (înşâallah) biz yann Kinâne oğullarının yurduna (yâni el-Mu-hassab'a) ineceğiz. Kureyş (müşrikleri) küfür üzerine bu yerde ahd etmişlerdi. Bu ahid ve an d I aş ma Kinâne oğullan ile Kureyş (müşrikleri) arasında Hâşim oğulları (ve Muttalib oğulları) aleyhine: "Bunlarla kız alıp vermemek, alış veriş etmemek üzere" akdedilmişti. (Hâşimîlerle Muttalibiler, Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i Kureyş ile Kinâne'ye itaat etmeye ikna edinceye kadar bu akid devam edecekti.)
(Râvi) el-Ma*mer demiş ki: Zührî, el-Hayf'ın dere olduğunu söyledi."
2943) "... Abdullah bin Sercis (Radtyallâhü anhyûtn : Şöyle demiştir :
Ben Usaylı' (yâni başının saçı dökülmüş olan) Ömer bin el-Hat-tâb (Radıyallâhü anhî'i Hacer-i Esved'i öperken ve şöyle söylerken gördüm:
(Ey Hacer-i Esved)! Ben senin bir taş olduğunu, (aslında kimseye) ne zarar, ne de yarar sağlayamayacağını çok iyi bildiğim halde şüphesiz seni öpüyorum. Eğer ben Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ'in seni öptüğünü görmeseydim seni Öpmezdim."
2944) "... (Abdullah) bin Abbâs (Radıyatlâhü anhümâ)\Un\ Şöyle fle-tnîştir :
Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdular: And olsun ki şu Hacer(-i Esved) kıyamet günü gören gözleri ve konuşan dili olduğu halde (mahşere) şüphesiz gelecek ve onu hakkıyla istilâm eden (yâni Allah'a itaat ve Resulüne uymak üzere ziyaret eden mümin) kimseler lehinde şâhidlik edecektir."
2945) "... (Abdullah) bin Ömer (Radıyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre ;
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Hacer(-i Esved)'e karşı durdu. Sonra mübarek dudaklarını onun üzerine bırakıp uzun süre ağladıktan sonra ondan ayrıldı. Baktı ki Ömer (bin el-Hattâb) O'nun yanında ağlıyor. Bunun üzerine buyurdular ki:
Yâ Ömer! Göz yaşlan burada dökülür (dökülmelidir)."
Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedinde Muhammed bin Avn el-Horasâni vardır. Onu İbn-i Muin, Ebû Hatam ve başkaları zayıf saymışlardır.
2946) "... Sâlim'in babası (Abdullah bin Ömer) (Radtyallâkü anhütnâ)'-dan; Şöyle demiştir :
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Ka'be'nin köşelerinden yalnız siyah köşeyi (yâni Hacer-i Esved'in bulunduğu köşeyi) ve Cumhîlerin evlerinin tarafından o köşeyi tâkib eden köşeyi (yâni Rükn-i Yemânîyi) istilâm ederdi (mübarek elini sürerdi.)"
2947) "... Safiyye bint-i Şeybe (Radıyoilâhü anhâydan; Şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seîlem) Mekke'nin fetih yıh (fetih işini tamamlamakla) sükûnete kavuşunca devesi üzerinde Ka'-be'yi tavaf etti. Hacer-i Esved'i de mıhcen (denilen değnek) ile istilâm etti (yâni değneği ona sürdü). Sonra Ka'be-i Muazzama nın içine girdi. Orada aydan (denilen hurma ağacından mamul) güvercin suretinde bir put buldu. Onu kırdıktan sonra Ka'be'nin kapısında durup kırdığı putu (dışarı) attı. Ben de O'na bakıyordum."
2948) "... (Abdullah) bin Abbâs (Radtyallâhü anhümâyâan rivayet edildiğine göre:
Resûlulalh (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Veda hacc'ında bir deve üzerinde tavaf etti. Hacer-i Esved'i de bir mıhcen ile istilâm ediyordu."
2949) "... Ebü't-Tufeyl Amir bin Vasile (Radtyallâhü ankyden; Şöyle demiştir:
Ben Resulü İlah (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ'i devesi üzerinde Kabe'yi tavaf ederken, mıhcen (denilen değneğH île Hacer-i Esved'i istilâm ederken ve mihcen'i (istilâmdan sonra) öperken gördüm."
2950) "... (Abdullah) bin Ömer (Radtyallâhü anhümâ)'dan :
ResûluUah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemî (Mekke'ye geldiğinde) Ka*be'yi ilk tavaf ettiği zaman Hacer-i Esved'den (tekrar) Hacer-i Esved'e (varıncaya) kadar (ilk) üç turda hızlıca ve (diğer) dört turda normal yürürdü.
(Râvi Nâfi demiştir ,:i) İbn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâ) da Öyle yapardı.*'
2951) i:... Câbir (bin Abdillah) (Radıyallâhü anhümâ)\\a,n rivayet edildiğine güre :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (kudüm tavafında) Hacer-i Esved'den (tekrar) Hacer-i Esved'e (varıncaya) kadar (ilk) üç turda hızlıca ve (diğer) dört turda normal yürüdü."
2952) "... Ömer (bin el-Hattâb) (Radtyallâhü anh)'dea; Şöyle demiştir:
Allah Teâlâ İslâmiyet'i kökleştirip küfrü ve mensublarını yok ettiği halde tavafta hızlı yürümek şu anda nedendir? (Ama) Allah'a yemin olsun ki, Resûlulah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken yapmış olduğumuz bir şeyi terketmeyiz."
2953) "... (Abdullah) bin Abbâs (Radıyallâhü anhümâ)'âm; Şöyle demiştir,:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemî, Hudeybiye (andlaş-masın)dan sonra umre (yolculuğu esna)sında ashabına Mekke'ye girmek istedikleri zaman: Sizin kavminiz (yâni Mekke müşrikleri) şüphesiz yarın (Mekke'de) sizi göreceklerdir. Onlar sizleri güçlü, şiddetli görsünler, buyurdu.
Sonra Resül-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile ashabı Mes-cid-i Haram'a girdikleri zaman Hacer-i Esved'i istilâm ettiler (yâni ellerini sürmek suretiyle ziyaret ettiler) ve (tavafta) hızlı yürüdüler. Peygamber CSallallahü Aleyhi ve Sellem) de onlarla beraber idi. Nihayet Rükn-i Yemânî'ye ulaştıkları zaman (hızlı yürümeyi bırakıp oradan Hacer-i Esved'in bulunduğu) siyah köşeye kadar normal yürüdüler. Sonra (Hacer-i Esved köşesinden) Rürkn-i Yemânî'ye ulaşıncaya kadar hızlı yürüdüler. Oradan Hacer-i Esved köşesine kadar normal yürüdüler. Resûl-i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) üç defa (yâni tavafın üç turunda) böyle yaptı. Sonra (kalan) dört turda normal yürüdü."
2954) "... Ya'Iâ (bin Ümeyye et-Temîmî) (Radıyaliâhü anhyâen; Şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ıztıbâ'lı olarak tavaf etti.