***
DIŞARDA
Points: 42.870, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 4,9%
Achievements


“Allah ile kul arasına kimse giremez!..”
“
ile kul arasına kimse giremez!..”
Çoğu kimseler bu sözle, tasavvuf yoluna girenlerin
ile aralarına
’ın razı olmadığı kimseleri koyduğunu, bir mürşide bağlanmakla şirk tehlikesine düştüklerini, kendilerinin ise böyle bir tehlikeden uzak olduklarını anlatmaya çalışırlar.
Acaba işin gerçeği böyle mi?
Bu sözün gerçek manası bilinmezse fitne kaçınılmaz olur; zarar verir. Bu zarar imana dokunur, dini zedeler, din kardeşliğini sarsar, kardeşlik ruhunu öldürür.
ile kul arasına kimse giremez sözü, niyete göre farklı sonuçlar doğurur. Eğer bu söz:
“Ben
’a kullukta önümde kimseyi istemem, peygamber, kitap, alim, mürşit tanımam, istediğim gibi kulluk yaparım, keyfimce ibadet ederim.”
Anlamında söyleniyorsa insanı dinden çıkarır. Daha doğrusu böyle düşünen kimse küfür, isyan ve gaflet içinde kalmış demektir. Eğer bu söz:
“Ben
’a giden yolda
’ın peygamberi ve kitabı ile yetinirim, onlar ne diyorsa onu yaparım, başka kimseyi kabul etmem, alimlere bakmam, velilere bağlanmam, mezhepler beni ilgilendirmez, dini kendi anladığım gibi yaşarım”
Anlamında söylenmişse, söyleyen sorumludur. Bu kişi inanç esaslarını zorlamış, kendini tehlikeli bir sona doğru sürüklüyor demektir. Çünkü arada alimler olmadan kendi başına dinin öğrenilmesi, anlaşılması ve yaşanması nasıl mümkün olacak!?
Oysa Kur’an ve Sünnet, hak yolda birlik (cemaat) olmayı, bu beraberliğin başındaki imama itaat etmeyi, topluca
’ın ipine sarılmayı, hep birlikte tövbe etmeyi, bilmediklerimizi alimlere sormayı, takva ve iyilikte yardımlaşmayı, bunun için
’ın sadık kulları ile beraber olmayı açıkça emretmektedir.
Dinin hükmü bu iken, bir mümin hangi delil ve mantıkla, ‘Bana bunlar gerekmez’ diyebilir? Dese bile bunun
katında ne kıymeti olabilir? Eğer bu söz:
“
benim her hâlimi görüyor, biliyor, sözümü işitiyor, niyazımı dinliyor. Ben namazda, secdede, zikirde, duada ve tövbede kalbimi Rabbime bağlıyorum. Onun için gönlüme kimseyi koyamam, kimseden bir şey bekleyemem. Benim korkum, sevgim, niyetim, hedefim sadece
’tır.”
Anlamında söyleniyorsa ne güzel. İşin doğrusu da budur, böyle olması lazımdır.
Zaten bütün peygamberler kalbi dünyadan çekip bu şekilde
’a bağlamak için gelmişlerdir. Onlara vâris olan alimlerin ve kamil mürşitlerin işi de budur. Buna
adamı olmak denir.
Ama ne var ki, kalbin bütün varlıklardan çekilip sadece Yüce
’a bağlanması kolayca elde edilecek bir nimet değildir. Bu tam bir hürriyet hâlidir. Arifler o hâli elde etmek için nefisleri ile bir ömür mücadele vermekte ve
ile aralarına giren engelleri yok etmek için mücadele etmektedirler.
Şu halde
ile aramızdaki engeller nedir?
’a gitmek,
’a kavuşmak deyince ne anlaşılmalıdır?
Bizi ilgilendiren konu budur.
’a gitmek gönül ile olur.
’a ulaşmak bir hâldir, sevgidir, aşktır. Bu kavuşma dışa doğru değil, içe doğrudur. Kalıp ile değil kalp iledir.
Kalpleriyle manevi engelleri geçenler, nefislerini aşanlar Yüce Mevla’yı bulurlar.
u Teala’nın insana şah damarından daha yakın olduğunu anlarlar. Bu buluşma O’nun razı olduğu amelleri yaparak gerçekleşir.
Bu iş insanın nefsi ve keyfine göre değil, Yüce
’ın çizdiği sınırlara göre olur. Bu sınırlara din denir.
Bizi Yüce
’a götürecek tek din İslam’dır. İslam, Kur’an ve Sünnetin çizdiği yoldur. Kur’an, Yüce Rabbine kavuşmak isteyenlere yolu şöyle tarif eder:
“Kim Rabbine kavuşmak istiyorsa salih amel yapsın ve Rabbine ibadetinde hiç kimseyi ortak etmesin.”
Demek ki Yüce
’a gitmek için iman, ihlas ve salih amel lazımdır.
’a giden yola uyanık kalple varılır, sevgi ile engeller aşılır, ihlasla hedef bulunur. Bu yolun başı ve sonu edepten ibarettir.
Bu yolun en büyük engeli nefis, en azılı düşmanı şeytan, en sarp yokuşu dünyadır. Nefis edeple süslenmeden, şeytan sindirilmeden, dünya sevgisi kalpten silinmeden Yüce
’a gidilemez.
Buna manevi terbiye ve arınma denir. Kendisini aşamayan insan, varlığın sahibine ulaşamaz. Bir arif şöyle diyor:
’a giden yol iki adımdır:
Birinci adımda nefsine bas...
İkinci adımda Rabbine kavuşursun.
Mecnun Misali
Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama. Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil
Mevlâ’dır Hep…