Hac ibadeti, islam'ın beş şartından1 biridir. Farziyeti kitap, sünnet ve icma' ile sabit olmuştur. Şartlar elverdiği takdirde terki büyük günah, inkarı küfürdür.
Hac ibadetinin fert, aile, toplum ve ümmet üzerindeki olumlu tesirleri sayılamayacak kadar çoktur. îslam birliğini Tevhid inancı doğrultusunda sağlayıp kuvvetlendiren amillerin başında gelir. O bakımdan Allah ve Peygamber'i bu ibadetin lüzumu ve Önemi üzerinde durmuş; gereken bütün bilgileri vermişlerdir.
Haccın farz kılındığı tarih:
Bu konuda az farklı görüş ve tesbitler varsa da, en sahih rivay*ete göre, hac, hicretin dokuzuncu yılında farz kılınmıştır. Nitekim Al-i îmran Suresi 97. ayetle haccm farz kılındığı ve bu ayetin belirtilen yılda indiği bilinmektedir.
Yine yapılan rivayetlere göre, bu ayet indikten sonra Resulül-lah (s.a.v.) Efendimiz ashabını toplayarak şunları söylemiştir :
11 Ey insanlar ! Cenab-ı Hakk size haccı farz kıldı. Artık bundan böyle haccedin."
Müslim'in rivayet ettiği bu hadisin ricali sahihtir ve o bakımdan istidlal ve ihticace salih görülmüştür.
Hac farz kılınınca o yıl Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz kendisi git*medi ve Ebû Bekir es-Sıddîk'i emîrü'1-hac (hac işlerini organize edip hacce gidecek olan mü'minlerin başında bulunma görevine) tayin etti. ikinci yıl, yani hicretin onuncu yılında ise, Resulüllah (s.a.v) Efendi*miz son haccım yerine getirdi ki, buna VEDA HACCI denilmiştir.
Îlgili Hadisler
Ebû Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle ha*ber vermiştir:
" Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz bize hitap ederek buyurdu ki: "Allah gerçekten size haccı farz kıldı. Artık siz de haccedin !" Bunun üzerine bir adam sordu: "Her sene mi Ya Resulüllah T* Efendimiz susup cevap vermedi ve adam bu soruyu üç defa tekrarladı. Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Eğer evet diye*cek olsaydım, o vacip olurdu ve siz de onu (her yıl yapmaya) takat getiremezdiniz."
ibn Abbbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle ha*ber vermiştir :
" Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz bize hitap ederek şöyle buyurdu: "Ey insanlar ! Hac size farz kılındı." Bunun üzerine Akra1 b. Habis (r.a.) kalkıp şöyle sordu :" Her yıl mı ya Resulel-lah ?" Resulüllah (s.a.v.) cevap verdi: "Eğer öyle söyliyecek olursam (size) vacip olurdu. Vacip olunca da onunla amel ede*mezdiniz ve amel etmeğe de gücünüz yetmezdi. Hac bir defa (ya mahsus bir ibadet) dir. Artık kim birden fazla yapacak olursa o tetavvu (nafile) olur."
Ebû Rüzeyn el-Ukaylî (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen ravi, Resulüllah (s.a.v) Efendimiz'e gelerek şöyle demiştir: "Doğrusu benim anam babam yaşlı bir kimsedir, hac ve umre (ibadetini yerine) getirmeğe gücü yetmemektedir. Aynı za*manda bir yerden bir yere göç de edememektedir." Bunun üzerine ona: " Babanızın yerine hac ve umre yap" diye buyurdu.
Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: " Resulüllah (s.a.v) Efendimiz'e soruldu:
- Amellerin hangisi daha üstündür ? Efendimiz cevap verdi:
- Allah'a ve Resulü'ne iman..
- Ondan sonra hangisi ?
- Sonra da Allah yolunda cihad.. x - Ondan sonra hangisi ?
- Şartlarına uygun helal kazanç ile yerine getirilen hac.
Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, ad, geçen diyor ki:
" Resulüllah'a (s.a.v.) sordum dedim ki : Kadınlar üzerine cihaddan (farz olan) bir şey (hüküm) var mıdır?" Cevap verdi: h Evet, içinde savaş olmayan cihad onlara farz dır : Hac ve umre.."
Ömer b. Hattab (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir
"Resulüllah (s.a.v) Efendimizin yanında oturduğumuz bir sırada bir adam gelip dedi ki: " Ya Muhammed ! İslâm ne*dir?" Efendimiz şu cevabı verdi: " İslam Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın resulü buluduğuna şehadet etmen, namazı kılman, zekatı vermen, Beytüllah'a haccetmen, umre yapman, cenabetten dolayı gusletmen, ab-desti tastamam alman, Ramazan orucunu tutmandır.." Ravi hadisin geri kalan kısmını da zikretti.. Sonra Resulüllah (s.a.v) (ashabına dönerek) şöyle haber verdi : " Bu Cibril'dir; gelip size dininizi öğretmektedir."
Ebu Hureyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulül ah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Umreden umreye (aradaki günahlara) keffarettir. Şartlarına uygun helal kazanç ile yapılan haccın ise - mükafatı ancak cennettir."