198- Saîd b. er-Rebî bize anlatarak dedi ki: Ali b. el-Mübârek bize Ab-dullah b. Ebî Katâde'detı, o babası Ebû Katâde'den şunu nakletti:
Hudeybiye yılı Allah Resulü (sav) ile yola çıktık. Ashabı ihrama gir*dikleri hâlde ben girmedim. Sefer sırasında Gayka'da düşman olduğu haberini aldık. Onlara doğru yola çıktık. Arkadaşlarım yolda yabani bir eşek gördüler. Birbirleriyle gülüşmeye başladılar. Ben de ona bak*tım ve atımla üzerine hamle ettim. Onu vurdum. Arkadaşlardan yardım istedim. Bana yardım etmekten imtina ettiler. Onun etinden hep birlikte yedik.
Sonra Allah Resûlü'ne yetiştim. Aramızdaki hattın düşman tarafın*dan kesilmesinden korkuyorduk. Atımı kâh koşturuyor, kâh kendi yü*rüyüşüne bırakıyordum. Gecenin yarısında Gıfâr oğullarından bir adamla karşılaştım. "Allah Resûlü'nü (sav) nerede bırakmıştın?" diye sordum. "Ta'han'da, kendisi Sukya'da öğle uykusuna yatacağını söy*lemişti" dedi. (Yanına vardığımda) "Ey Allah Resulü! Ashabın beni gönderdiler, sana Allah'ın selam, rahmet ve bereketini söylüyorlar. Şu anda kendileri düşmanın sizinle aralarındaki hattı kesmesinden korku*yorlar. Onları bekleşeniz" dedim, O da öyle yaptı. Ben devam edip "Ey Allah Resulü! Yaban eşeği avladık, yanımda artanı var" dedim. Allah Resulü (sav) ashabına "Haydi gelin, yiyin" buyurdu. Hepsi de ihramhydılar.
Şerh
Bu hadis-i şerifin lafızları önceki 197 no.lu hadiste şerhediîmiş, hükmü açıklanmıştır.