Çok bulaşıcı bir akut virüs enfeksiyonudur; özel bir tedavisi yokturrahatsızlık veren belirtileri gidermeye yönelik ilaçlar kullanılır.
NEDENLERİ
Kızamığın etkeni olan virüsçok daha uzun süreli ve kitlesel olarak kana yayılır;
bu döneme ilişkin ilk belirtiler virüsün bulaşmasmdan yaklaşık 9-10 gün sonra ortaya çıkar. Hastalık bu aşamadan sonra14-15′inci güne değin çok bulaşıcıdır. Virüsün vücuda girmesinden yaklaşık 14 gün sonra döküntülerin başlamasıyla virüsün üremesi azalır;
16. günden sonra genellikle kanda virüse rastlanmaz. Yalnız idrarda bulunan virüs bu ortamda varlığım günlerce sürdürür.
Döküntüler kanda hastalığa özgü antikorların belirmesi ve hastanın iyi-leşmeye başlamasıyla aynı dönemde görülür; kızarıklıkların pul pul dökülmeye başlamasıyla bulaşıcılık dönemi bütünüyle sona erer.
BULAŞMA
Kızamığın derideki belirtileri yaygın döküntülerdir.
Kızamık tüm dünyada yaygın olarak rastlanan döküntülü bir hastalıktır. Etkenivirüsü etkisizleştirir;
böylece hastalığa karşı direnç geliştirilmis olur. Sütçocukları anne karnındaki yaşamlannda bu antikorları annelerin-den aldıklanndanerişkinlerin büyük bir bölümü de çocukluk çağında hastalığa tutulduklarından salgından etkilenmezler.
Hastalığın ileri derecede bulaşıcı olması nedeniyle 2-4 yılda bir kızamık salgınları ortaya çıkar. Bir toplulukta salgın görüldüğündehastalığa yakalanacak yeni bireylerin ortaya çıkması için belli bir süre geçmesi gerekir.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
Kızamıkta sıklıkla belirgin olarak birbirinden ayrılabilen dört dönem gözlenir:
Kuluçka dönemidöküntülü dönem ve iyileşme dönemi.
Bulaşma kuluçka döneminde anında başlarinatçı ve kuru bir öksürüğü vardır;
sulanan ve kızaran gözleri güçlü ışıktan rahatsız olduğundan ışıklı ortamlar
dan uzak durur. Bu aşamada kızamığa henüz tam konmamış olsa da son derece bulaşıcıdır ve çocuğun enfeksiyonu aile bireylerine yayma olasılığı yüksektir.
Ateşin geçici olarak azalmasıyla döküntülü dönem başlar. Döküntüler başlangıçta düzözellikle hastalığın hafif geçtiği olgularda hiç görülmez.
GÖRÜLEBİLECEK KOMPLİKASYONLAR
Tüm olguların yaklaşık yüzde 6’sında komplikasyonlar görülür; iki yasma kadar ve erişkinlerde bu oran daha yüksek olabilir.
En sık rastlananlar solunum sistemi komplikasyonlandır; döküntülerin ortaya çıkmasından önceki dönemde ve dö-küntülü dönemde başlayan ve olguların büyük bir bölümünde kızamık virüsünün doğrudan etken olduğu bronş-akciğer iltihapları (bronkopnömoni) ile genellikle bakteri kökenli enfeksiyonlara bağlı olarak iyileşme döneminde görülen-bronş-akciğer iltihaplan ayırt edilmelidir. îlki özellikle küçük çocuklarda çok ağır geçer ve virüs kökenli olduğundan antibiyotik tedavisiyle tedavi edilmez. Geç dönemde görülen bakteri kökenli bronş-akciğer iltihaplarındaantibiyotiklerle tedavi edilebildiğinden pek tehlikeli sayılmaz.
Bir başka solunum sistemi komplikasyonu da üç yaşından küçük çocuklarda görülen ve solunum güçlüğüne neden olan gırtlak iltihabıdır (laren-Jit).
Geçmişte çok sık görülen irinli kulak iltihabı (otit) antibiyotik tedavisinin uygulanmasından sonra giderek azalmıştır; virüs kökenli iltihabın yerleştiği ortakulak mukozasında bakterilerin üremesiyle oluşur.
Kızamık komplikasyonlanndan en tehlikeli olanı son yıllarda daha sık görünen beyin iltihabıdır (ensefalit). Bin olgudan birinde görülen beyin iltihabı sıklıkla 2-9 yaş arasında ortaya çıkar. iyileşme döneminde ateşin yeniden yükselmesiyle başlardöküntüler ortaya çıkmadan önce de başlayabilir. Klinik belirtiler genellikle çok değişken ve ağırdır. Çocuğun 1-2 gün içinde ölmesine yol açan biçimleri de vardır.
TANI
Döküntü ortaya çıkmadan önce kızamık tanışı koymaköksürük vb) kesinlikle hastalığa özgü değildir ve grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonlannda da görülür. Erken dönemde görülen Koplik
lekeleri tanı açısından büyük önem taşır. Kızamığa özgü döküntüler gerek özellikleriözellikle bulaşıcılığın en yüksek olduğu dönemde tanınmasını sağlar.
TEDAVİ
Kızamık virüsünü yok eden özel bir ilaç olmadığından belirtileri hafifletmeye yönelik tedavi uygulanır. Kon-junktivit için gözler ılık borik asitle yıkanır ve gözkapaklan özenle temizlenir. Soğuk algınlığı sırasında günde birkaç kez burna damar büzücü damla damlatılırsa çocuk daha kolay soluk alıp verebilirantibiyotik tedavisi gerekir.
Hasta evinde uygun koşullar sağ-landığında rahatlıkla tedavi edilebilir ve komplikasyonlardan korunur. Beslenme ve ortam özellikle önemlidir. Küçük hasta en az on gün yalnız kalacağındanhenüz tanı konulamayan döküntü ön-cesi dönemdir.
Hastalık sırasında sıvı ya da yarı sıvıtaze meyve suyu (özellikle şekerli limonata ve portakal suyu) gibi besinler verilmelidir.
Özellikle iştahın azateşin yüksek olduğu döküntülü evrede çocuk yemek için zorlanmamalıdır.
KORUNMA
Günümüzde en etkili korunma yöntemi kızamık virüsüne özgü insan gamma globülinidir.
Salgınlarda ve çocuğun sağlığının başka hastalıklar nedeniyle kötü olduğu dönemlerde korunmaya önem verilmelidir. Gammagiobülinyalnızca belirtileri hafifletir. Kızamık çocuklarda erişkinlere göre daha ağır geçtiğinden en iyi önlem gammagiobülin kullanılarak hastalığın hafif geçmesini sağlamaktır. İki ya da üç yaşından küçük çocuklar dışındaki bireylerde bulaşmayı önlemektense koruyucu önlemlere ağırlık vermek önerilir. Hastalığı geçiren çocuğun vücudunda kızamık virüsüne özgü antikorlar üretildiğinden yaşam boyu bağışıklık kazanılır. Kızamık aşısı da korunma sağlayabilir;
bu amaçla tavuğun embriyon hücrelerinden elde edilen ve etkinliği azaltılmış bir kızamık virüsü türü kullanılır. Aşıtek dozda derialtına şırınga edilir. Bebeklere dokuz aydan başlayarak
kızamık aşısı yapılabilir. Bu durumda yüzde 95 koruma sağlanır. Bir yaşında yapılan aşılarda iseve kalıcı bağışıklık kazanır.