Sigara içen kişi yalnızca kendine zarar vermekle kalmaz kişilerin kapalı alanlarda içilen sigara dumanlarını solumalarıyla ortaya çıkan durumdur.

Sigara dumanı toksik ve kanserojeniktir. insan yaşamının önemli bölümü (0;080) kapalı yerlerde geçmektedir. Kapalı ortamların da en önemli kirleticisi sigara dumanıdır. Sigara dumanı ile kirlenen kapalı ortamları normal havalandırma ya da bina içi hava filtrasyonları ile temizlemek olası değildir. Bu ortamların havalarının temizlenebilmeleri için iş yaşamında ise dumanı ortamda yaşamak zorunda kaldıkları süre ile bağlantılıdır.

Çocuk daha doğmadan önce anne karnında iken sigarayla tanışmaktadır. Çalışmalarda sigaranın anne karnında solunum sisteminin yapısal oluşumunu ve işlevlerini kötü yönde etkilediği gösterilmiştir. Bu etkiler özellikle kız bebeklerde daha fazladır. Bunun nedeni olarak da sigara içen annelerde kan kortizol ve dihidroepiandrosteron düzeylerinin yükseldiği akciğer işlevlerinde azalmalar saptanmıştır.

Doğumdan sonra çok erken yaşta sigaraya başlamaktadırlar. Bugün dünyada sigaraya başlama yaşı 10-12′dir. Her gün yaklaşık 5.000 çocuk sigaraya başlamaktadır.

Birçok çalışma pasif içiciliğin özellikle ilk 2 yaşta akut solunum sistemi hastalığı (Iarenjit pnömoni) sıklığını arttığını göstermiştir.

Özellikle her iki ebeveynin sigara içicisi olmasının bu riski iki kat arttırdığı saptanmıştır. Sigara maruziyeti 0-11 aylık bebekleri ciddi olarak 1-4 yaş grubu çocukları ise daha az etkilemektedir.

Pasif içiciliğe bağlı pnömoni ve bronşiolit sonucu hastaneye yatma sıklığı da artmıştır. Ayrıca bu hastalıklardan hastaneye yatırılarak tedavi olma gerekliliği 5 yaşa kadar yükselmiştir. İsrail’de 10.672 bebekte yapılan bir çalışmada sigara içmeyen annelerin bebeklerinde oluşan 100 bronşit ve pnömoni olgusunun % 9.5′inin sigara içen annelerin bebeklerinin ise % 13.1 ‘inin hastaneye yatırılarak tedavi’ edildiği saptanmıştır. Annenin içtiği sigara sayısı arttıkça bebeklerin hastaneye başvuru ve yatış sayıları da artmaktadır. Anneleri günde bir paketten fazla sigara içen bebeklerde ise hastaneye yatma oranı % 31.7 olarak bulunmuştur. Bunun yanında aileleri sigara içen çocuklarda günlük aktivitelerinin daha kısıtlandığı ve hastalık nedeniyle daha çok yatak istirahatı yapmak zorunda kaldıkları gösterilmiştir.

Ailesi sigara içen çocuklarda akciğer işlevlerinde geri dönülmez yıkımlar olmaktadır. 7.834 çocuk üzerinde yapılan bir çalışma; annenin artan sigara içiciliğinin çocukların zorlu vital kapasitelerini (FEV1) düşürdüğünü ve süregiden maruziyetin akciğer gelişimini azalttığını göstermiştir. Akciğer gelişiminin azalmasının ileri yaşamda bu kişilerin obstrüktif akciğer hastalığına yakalanmaları için temel hazırlayıcı olduğu belirtilmektedir. Bu çocukların ana babalarından örnek alarak ileri yaşamlarında birer sigara içicisi olacakları da göz önünde bulundurulduğunda obstrüktif akciğer hastalığı konusundaki risk daha da artmaktadır. Çocuklarda görülen kronik wheezing evde sigara içen kişi sayısına bağlı olarak % 30 ile % 80 artmaktadır.

Pasif içici olan çocuklarda özellikle effüzyonlu orta kulak enfeksiyonlarında artış saptanmıştır. Deneysel çalışmalar çocuklarda effüzyonlu otitis mediaya neden olmaktadır. Bazı hayvan deneylerinde kısa süreli sigara dumanı maruziyeti sonucunda siliostasis ve mukosilier aktivitede azalma olmuştur. Sigara dumanının silier işlevleri bozması ile orta kulak enfeksiyonlarının oluştuğu savunulmaktadır.

Orta kulak enfeksiyonlarının oluşmasında sigara dumanının etkisini açıklayan bir diğer mekanizma ise viral enfeksiyonların sigara dumanı ile birlikte solunum sisteminin fagositik anti bakteriyel özelliğini yitirmesine neden olduğu biçimindedir.

Sık geçirilen effüzyonlu orta kulak enfeksiyonlarının sağırlık gibi bir komplikasyonunun olması özellikle 0-4 yaş grubu çocukları sigara dumanından korumanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyar. Orta kulak enfeksiyonları sık karşılaşılan bir hastalık olmasına karşın sigara dumanına maruz kalmanın engellenmesiyle otit görülme sıklığının azaltılabilir olması önemli bir başarıdır.

Ailelerin sigara içme durumları ile çocuklarda görülen kanserler arasında bağlantı olduğuna ilişkin kesin kanıtlar olmamakla birlikte çocuklukta sigara dumanı maruzuyetinin lösemi riskinin artmasına neden olduğunu göstermektedir.

Dünya Sağlık Örgütü sigara içen bir kişinin kendi sağlığı için yapabileceği en önemli girişimin sigarayı bırakmak olduğunu duyurmuştur. Sağlıklı kuşaklar yetiştirebilmek ve çocuklarımızı koruyabilmek için sigarayı bırakma ve sigara içen kişileri de bırakmaya teşvik etmeliyiz.