34- (2080) Bize Şeyban b. Ferrûh rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Sü*leyman b. Muğire rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Humeyd, Ebû Bürde'den rivayet etti. (Şöyle demiş) : Âişe'nin yanma girdim de bize Yemen'de yapılan kalın bir çarşafla mülebbede dedikleri cinsten bir kilim çıkardı. Ve Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seliem) şu iki elbisenin içinde vefat et*ti, diye Allah'a yemin verdi.

35- (...) Bana Ali b. Hucur Es-Sa'dî ile Muhammed b. Hatim ve Yâ'kub b. İbrahim toptan İbni Uleyye'den rivayet ettiler. İbni Hucr (De*di ki) : Bize İsmail, Eyyûb'dan, o da Humeyd b. Hilâl'den, o da Ebû Bürde'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Bize Âişe bir çarşaf ile mü-lebbed bir kilim çıkardı. Ve :
Resûlüllah (Sailaiîahii Aleyhi ve Sellem)'iin içimle dünyadan gitti, dedi.
İbni Hatim kendi hadîsinde «Kalın bir çarşaf» dedi.

(...) Bana Muhammed b. Kâfi' de rivayet etti. (Dedi ki) ; Bize Ab-durrezzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ma'mer, Eyyûb'dan, bu isnad ile bu hadîsin mislini haber verdi. Ve : «Kalın bir carsaf» dedi.

36- (2081) Bana Süreye b. Yûnus rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yah*ya b. Zekeriyya b. Ebî Zaide, babasından rivayet etti. H.
Bana İbrahim b. Musa da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Ebî Zai*de rivayet etti. H.
Bana Ahmed b. Hanbel dahi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya b. Zekeriyya rivayet etti. (Dedi ki) : Bana babam, Mus'ab b. Şeybe'den, o da Safiyye binti Şeybe'den, o da Âişe'den naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş: Peygamber (Satlallahü Aleyhi ve Sellem) bir sabah, üzerinde siyah kıldan ma'mul çizgili bir örtü olduğu halde (dışarı) çıktı.

37- (2082) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abde b. Süleyman, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) in üzerine dayandığı yastığı deriden olup içi lif dolu idi.

38- (...) Bana Ali b. Hucur Es-Sa'dî de rivayet etti. (Dedi ki) : Bi*ze Ali b. Müshir, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den nak*len haber verdi. (Şöyle demiş): Resûlüllah (Saliallahü Aleyhi ve Selleın)'in üzerinde yattığı döşeği deriden olup dolgusu lif idî.

(...) Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Nümeyr rivayet etti. H.
Bize İshâk b. İbrahim dahî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Muâ-viye haber verdi. Her iki râvi Hişâm b. Urve'den bu isnad ile rivayet et*miş ve «Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'m yatağı» demişlerdir,
Ebû Muâviye'nin hadîsinde: «Üzerinde yattığı...» kaydı vardır.
Bu hadîsi Buhar î «Kitâbu'I-Libâs» ile «Kitâbu'l-Hums»'da tah-rîc etmiştir.
Mûlebbede : Yamalı, demektir. Kelimenin asü mânâsı keçeleştirilmiş demek olduğundan bazıları bunu «ortası kalınlaşıp keçe gibi olan kumaş» mânâsına almışlardır.
Mırt: Bazan yünden bazan da kıl, keten ve ipek gibi şeylerden do*kunan kilimdir.
Murahhal: Üzerinde deve semerlerinin sureti bulunan kumaştır. Hattâbî ona çizgili kumaş demiştir.
Edem : Edimin cem'idir. Edim tabaklanmış dendir.
Bu hadîsler Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'m dünya zevkinden ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. Fahr-i Kâinat (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz herşeyin en azı ve basiti ile iktifa buyururdu. Üm*metinin bu hususta da ona uymadı gerekir. Üzerinde deve semeri resme*dilmiş elbise giymekte beis yoktur. Haram olan resim canlıların suretidir. Bu rivayetler döşek ve yastık gibi şeyler üzerinde uyuyup istirahat et*menin, bunları ot ve yapağı gibi şeylerle doldurmanın cevazına delildir.