Kapının önündeyim. İçimde kelebekler. Aylardan sonra. Korku mu sevgi mi içimdeki bilmiyorum. Belki sen bilirsin. Boynumu uzatıyorum kapı aralığından. Sen geldin diyen aşık geliyor aklıma. Şükür ki kapın aralık.
Bekliyorumgözlerim ayaklarımın ucunda. Bir bakışın yetecek
sonrası dizlerinin dibi. Bekliyorum. Bir bakış nelere yetmez ki. Gel diyor gözlerin. Bir de kal dese gözlerin. Sustum. İşine karışmam. Fark etmez beklesem sonsuza dek. Dizlerinin dibindeyim işte. İçim bir kelebek.
Bir tebessüm etse cihan gülüyor. Yürüse yıldızlar peşi sıradursa hayat duruyor. Hele bir de konuştu mu… O söyleyince söz başka bir şey oluyor. Su dese su akıyor
ateş dese ortalık yangın yeri
gül dese gül kokuyor kainat.
Kelimeler canlanıyor yar dilinde. Hem yar elinde dirilmeyene söz neylesin?
Dil susaro kolay. Gönlüm susuverse bir de. “Sen işine bak” derdi babam. Haklı
ben işime bakayım. Yap dediğini yap
yapma dediğini yapma. Susturmak onun işi
dilsiz dudaksız konuşmak onun. Bir şeyler söyleyecek
işte
dur dinle. Sevgiye dil olmadınsa
kulak kesil sevgiliye.
“Zalim olmayın..” diyor. Yaptığım zulümler dikiliyor karşıma bir bir. Terslediğim dilencikızdığım çocuk
kopardığım çiçek. Zalimim ben. Terliyorum.
Zulüm ne ki sahi?
“Hakikati örtmek zulümdür.” diyor. Gönlüm deprem yeri. Başkasından hakikati gizlemek zulüm. Peki ya kendimden gizlediğim?
“ALLAH en güzel şekilde yarattıkalp O’nun mekanı..” Ruhundan içti ruhum. Aşağılara düştüm sonra. Kurak bir çöl oldum. Gönlüm ağyara mekan
varlığım yare perde şimdi.
Benim benden gizlediğimi kim kimden gizleyebilir? Alev alıyor içimde kelebekler. Aşka uçarsan kanatların yanar. Oda kararıyor birdenkapılar kapanıyor sanki. Aşka uçmazsan kanat neye yarar.
Gece balık ve deniz oluyor her yer. Yunus a.s.’ın duası açıyor üç perdesini karanlığımın. ‘Senden başka ilâh yoksen en yücesin. Ben zulmedenlerden oldum’. Tövbe ediyorum zalimliğimden
söz veriyorum zulmetmemeye. Biliyorum; tövbem tövbeye muhtaç sözünde durmak erkek işidir.
Elleri ne kadar güzel. Nasıl bir ahengi var ellerinin sözleriyle. Sözler şekil bulurken dudaklarındaeller dile döküyor şeklin anlatamayacaklarını. “Mazlum olun
diyor
Adem peygamber de mazlumdu Efendimiz s.a.v. de.”
Anlamaya çalışıyorum. İlk insan da ilk yaratılan son sultan da mazlumsamazlumluktan nasibini almayan kişinin hali nicedir. Öyleyse mazlum olmalı. Zalimlikten vazgeçerek başlamalı mazlum olmaya.
İnsan zalim değilse mazlumdur. Efendimiz’in sevgisi gönlüne düşen kişi bu mazlumluktan pay almadan ölmez ki. Gariplerden ol ki müjdelesin seni de yar. Mazlum ol canımmazlum ol. Ölmeden ölebilene ölmek yok
sonsuzluk var.
Dizlerinin dibindeyim. Gözlerim yere mıhlı. Her yer dizlerinin dibi olsa keşke. Olur mu bir gün? Bilmem. Olmazsa zulüm olmaz mı? Sus kalbim sus. Sev kalbim sev. “ALLAH Tealâdiyor
mazlumları çok sever.” Yutkunuyorum.
Mazlumların ne güzel kaderi var. Cehennemi burada yaşıyorlarsonrası saadet
sonrası yar. Zalimler hesabına ağlamak geçiyor içimden
kendime ağlamak. Onlar hakikatte kendilerine zulmediyorlar. Bir bilseler. ALLAH onları sevmeyecek
dünyaları cennet olsa ne çıkar.
Kalbim Arasat meydanı. Gitme vakti. Bir gün sana bensiz gelsem. Giden kim olurdukalan kim? Hayal kurmak güzeldir
derdi babam. Aralanmış kapılar ardına kadar.
Oda bomboş ne gelen var ne giden. Yükledi sırtımaderdi babam. Ben bana zulmediyorum. Bir yarım diğer yarımın zalimi. “İki kişi olmadan olmaz.” diyenin hatırına içimdeki mazlumu çok sev. Çünkü utanırım senin sevdiğine zulmetmekten.
Beni benden kurtar. Bana bir şey ver.
Gönlünden çıkardığın incileri aklımda tutuyorum. Aklımda tuttuğum incilerini gönlüme sakla.
Bana bir şey ver. Korkarım bir gün beni avutmaz bu şekerler...
,,,