26- (144) Bize Muhammed b. ATbdillah b. Nümeyr ile Muhammed b. Alâ' Ebû Küreyb hep birden Ebû Muaviye'den rivayet ettiler. İbnû Alâ' dedi ki: Bize Ebû Muâviye rivayet etti. (Dedi ki) : Bize A'meş Şakîk'dan, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Ömer'in yanında idik:
— Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) "in fitne hakkındaki hadîsini hanginiz söylediği gibi ezberinde tutuyor? dedi.
— Ben! dedim,
— Sen hakikaten cür'etkârsın, nasıl buyurdu? dedi. Ben :
— ResûlüIIİaiı (Sallallahü Aleyhi ve Setlem) 'i şöyle buyururken işittim,dedim:
«Bir adamın fitnesi ailesiyle malında, kendinde, çocuklarında ve kom-şusundadır. Ona oruç, namaz, sadaka, İyiliği emir ve kötülükten nehiy keî-fâret olur.» Bunun üzerine Ömer :
— Ben bunu kastetmiyorum. Benîm muradım ancak deniz dalgası gibi dalgalanacak olandır, dedi. Ben :
— Bundan sana ne ya Emire'i-Mü'minin! Şüphesiz seninle onun ara*sında kapalı bir kapı var, dedim.
— Bu kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı? dedi.
— Hayır! Bilâkis kırılacak, dedim.
— Bu ebediyen kapanmamaktan daha münasibdir, dedi.
Şakîk diyor ki : Bunun üzerine biz Huzeyfe'ye ; Ömer hu kapının kim olduğunu biliyor muydu? dîye sorduk.
— Evet! Yarından önce bu akşam geldiğini bildiği gibi! Ben ona saç*ma değil, hadîs söyledim, cevâbım verdi.
Şakîk demiş ki : Artık biz Huzeyfe'ye bu kapının kim olduğunu sor*maktan çekindik, de Mesrûk'a : Ona sen sor dedik. Mesrûk da sordu. Huzeyfe:
— Ömer'dir!
cevâbını verdi.
27- (...) Bize bu hadîsi EbÛ Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Saîd El-Eşec de rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Vcki' rivayet etti. H.
Bize Osman h. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Cerir ri*vayet etti. H.
Bize İshak b. İbrahim dahi rivayet etti. (Dedi ki) : Bİze İsa b. Yûnus
haber verdi. H.
Bize İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya b. İsâ rivayet etti. Bu râvilerin hepsi A'meş'den bu isnadla Ebû Muâviye'nin hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. İsa'nın A'meş'den, onun da Şakîk'-dan rivayet ettiği hadîsde : «Huzeyfe'yi şöyle derken işittim, dedi.» ibaresi vardır.
28- (2893) Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Hatim de rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Muâz b. Muâz rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Avn Muhammed'den rivayet etti. (Demiş ki) : Cündeb şunu söyledi: Cerea günü (oraya) geldim. Bir de baktım bir adam oturuyor.
— Burada bugün mutlaka kan dökülecektir, dedim. O adam :
— Asla vallahi! dedi. Ben :
— Bilâkis hay hay vallahi! dedim. O :
— Asla vallahi! dedi. Ben :
— Bilâkis hay hay vallahi! dedim. O :
— Asla vallahi- Bu Resûlüllah(.Sa/ki/M« Aleyhi ve Sellem) !in bana söy*lediği bîr hadîsidir, dedi. Ben :
— Bugünden beri sen ne kötü arkadaşsın. İşitiyorsun ki, sana muha*lefet ediyorum. Madem ki, bunu Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den işittin. Beni niye nelıyetmiyorsun, dedim. Sonra : Bu kızmak niye? dedim ve ona dönerek sordum. Ne göreyim. O adam Huzeyfe imiş.
Hz. Huzeyfe rivayeti îman bahsinde geçmişti. Cündeb (Radiyallahu anh) rivâyetindeki Cerea gününden murad : Kulelilerin vali karşılamaya çıktıkları gündür.
Cerea: Kûfe'ye yakın bir yerdir. Hz. Osman {Radiyallahu anlı) Kûfelilere Said b. E1- Âsî'yi vali göndermiş. Onlar bunu kabul etmeyerek Ebû Mûs'al-Eş'arî 'nin gönderilmesini istemişler.
Osman (Radiyallahu anh) da onu göndermişti. cümlesi
şeklinde de rivayet edilmiştir. Bu takdirde cümlenin mâ*nâsı : İşitiyorsun ki, sana yemin ediyorum, demek olur. Nevevi bun*ların ikisinin de doğru olduğunu, ancak aralarında yemin tekerrür ettiği için noktasız rivayetin daha münasib düştüğünü söylemiştir.