107- (2144) Bana Muhammed b. * Hatim b. Meymûn rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Behz rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süleyman b. Mugîre Sabit'ten, o da Enes'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş : Ebû Talha'nnı Ümmü Süleym'den bir oğlu vefat etti de Ümmü Süleym ailesi efradına . Ebû Talha'ya ben söylemedikçe oğlundan bahsetmeyin! dedi. Müteakiben Ebû Talha geldi, O da kendisine akşam yemeği getirdi. Ebû Talha yedi içti. Sonra Ümmü Süleym ona bundan önce yaptığının en güzeliyle zinet-lendî. O da kendisine yakınlık etti. Ümmü Süleym onun kendisine cim'a edip doyduğunu görünce şunu söyledi:
__ Yâ Ebâ Talha! Ne dersin? Bir kavm, bir aileye "emânet verseler de, sonra emânetlerini isteseler. Onları vermeyebilirler mi? Ebû Talha :
— Hayır! dedi.
— Öyleyse oğlunu hesaba kat! dedi. Bunun üzerine Ebû Talha kızdı. Ve :
— Beni pisleninceye kadar bıraktın, sonra fcana oğlumu haber ver*din! (Öyle mi) dedi. Hemen kalkıp giderek Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemj'e vardı. Ve olanı ona hsber verdi. Itesûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Geçen geceniz hakkında Allah size bereket İhsan etsin!» buyurdu. Derken Ümmü Süleym hâmile kaldı. Müteakiben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir seferde idi. Ümmü Süleym de beraberinde bulunu*yordu. Resûlüllah (Salkdlahü Aheyhi ve Selİem) bir seferden Medine'ye gei-diği vakit oraya geceleyin girmezdi. Medine'ye yaklaştılar. Ümmü Süleym'i doğum sancısı tuttu. Bu sebeple Etû Talha onun başında kaldı. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) gitti. Ebû Talha şöyle diyordu:
— Sen pekâlâ Hlirsin yâ Rahbi! Ki Resulün çıktığı ?aman onunla beraber çıkmak, girdiği zaman da onunla beraber girmek benim hoşuma gider. Fakat şu gördüğün şeyle kapandım kaldım. Ümmü Süleym :
— YA Ebâ Talha, duyduğum sancıyı duymaz oldum. Git! dedi. Biz de gittik. Geldikleri zaman Ümmü Süleym'i (yine) doğum sancısı tuttu ve bir oğlan doğurdu. Annem fcana :
— Yâ Enes! Bu çocuğu y&rın sabah sen Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) e götürmedikçe kimse emziremez, dedi. Sabahlayınca Enes ço*cuğu yüklendi. Ve onu Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e getirdim. Ona elinde lir dağlama âleti olduğu halde rastladım. Beni görünce :
«Galiba Ummü Süleym doğurdu!» buyurdular.
— Evet! dedim. Hemen dağlama âletini bıraktı. Ben de çocuğu geti*rerek kucağına koydum. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Medine'nin Acva (hurma) sıhdan bir hurma istedi ve onu eriyinceye kadar ağzında çiğnedi. Sonra çocuğun ağzına çaldı. Çocuk onu yalanmaya başladı. Bu*nun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem);
«Ensârtn hurmayı sevmelerine bakın!» buyurdu. Çocuğun yüzüncü sil*di. Ve ona Abdullah ismini verdi.

(...) Bize Alime d b. Hasen b. Hırâş rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Amr b. Âsim rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süleyman b. Muğira rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Sâbİt rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Enes b. Mâlik riva*yet etti. (Şöyle demiş) : Ebû Talha'mn bir oğlu vefat etti...
Hâvi hadîsi yukarki gibi nakletmiştir.
Bu hadîsin izahı «Ki{âbu'l-Edeb»'de görülmüştü.
Hz. Ümmü Süleym'in emaneti misal alması, ilim ve fazile*tinin kemâline iman ve olgunluğunun büyüklüğüne delildir. Bu çocuğun kuşla oynayan ve sonra vefat eden Ebû Umeyr olduğu söylenir.

Bu Hadisden Çıkarılan Hükümler:


1- Hadîs-i şerif Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)"m duası kabul edildiğine delildir.
2- Doğan çocuğa tatlı bir şey yalatarak tahnik yapmak ve bunu su-lehadan birine yaptırmak müstehabdır.
3- Çocuğa doğduğu gün ad koymak caiz; Abdullah ismini vermek müstehabdır.
4- Seferden dönerken geceleyin eve gelmek mekruhtur. Ancak aile*si efradı bunu. bilirlerse gece gelmekte beis yoktur.
5- Hayvanı tanımak için dağlayarak nişan vurmak caizdir.
6- Hadîs-i şerif Hz. Ebû Talha 'nm kerametine, Ümmü Süleym'in faziletlerine ve Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in te-vazuuna delildir.