49- (1846) Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivayet etliler (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dedi ki): Bize ŞırTıe, Sinıâk h. Harb'dan, o da Alkame b. Vâil EI-Hadramî'den, o da babasından naklen rivayet etti. Şöyle demiş ;
Seleme b. Yezîd el-Cu'fî Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e suâl sorarak :
— Yâ Nebiyyallah! Lütfen söyle! Başımıza kendi haklarını bizden isteyen fakat bizim hakkımızı bize vermeyen âmirler gelirse bize ne emir buyurursun? Dedi.
O kendisinden yüzünü çevirdi. Sonra tekrar sordu. Yine ondan yü*zünü çevirdi. Sonra ikincide veya üçüncüde ona tekrar sordu, da Eş'as b. Kays onu çekti. Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de :
«Dinleyin ve itat edin! Onlara ancak yüklendikleri, size de yüklendik*leriniz vardır.»

50- (...) Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şebabe rivyâet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Simâk'den bu isnâdla buhadîsin mislini rivayet etti. Ve şöyle dedi: «Onu hemen Eş'as b. Kays çekti. Resûlüllah (Saîlaüahü Aleyhi ve Seîlem) de ;
Dinleyin ve itaat edin! Onlara ancak yüklendikleri, size de yüklendiği*niz vardır! Buyurdu.»
«Onlara ancak yüklendikleri; size de yüklendikleriniz vardır.» cüm*lesi «Dinleyin ve itaat edin!» emrinin ta'lîlidir. Yânı onlara vâcib olan şey adalet göstermek ve ahâlînin haklarını vermektir. Onlar bununla mükelleftirler. Yapamazlarsa vebali onlaradır. Size gelince: sizin mükel*lef olduğumuz husus dinleyip itaat etmek ve başkalarının haklarını ver*mektir. Üzerinize düşeni yaparsanız Allah sevabınızı verir; demektir.
Bu hadis dahî yukankiler gibi âmirlerin zulmüne sabr ve tehammül gerektiğine delildir. Zulümleri sebebi ile onlara îtâat sakıt olmaz.