1- (1818) Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb ile Kuteybr h. Said rivayet eltiler. (Dediler ki): Bİze Mugîra rivâyet et*ti. H.
Bize Züheyr b. Harb ile Amru'n-Nâkıd da rivayet ettiler. (Dediler ki) ; Bize Süfyân b. Uycyne rivayet etti. Her iki râvi Ebii'z-Zinâd'dan, o da A'rac'dan, o da E':û Hüreyre'den naklen rivayet etmişlerdir. c.bû Hü-reyre şöyle demiş: Kesûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemi;
(Züheyr'in hadîsinde : «Onu Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellcm) 'e vardırarak» ifcâresİ vardır. Arar ise «rivayet itibarı ile» dedi.)
«İnsanlar bu işde Kureyş'e tâbi'd ir. Müslümam müslümamna, kâfiri de kâfirine!» buyurdular.
2- (...) Bize Muhammed b. Râfi de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Biae Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den rivayet etti. Hemmâm: Bize Ebû Hüreyre'nin Resûlüljah (Çallallâkû Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiği budur... diyerek bir takım hadisler zikretti. Ezcümle: Gesûlüllah {Sallaîlahii Aleyhive Sellem) :
«İnsanlar bu işde Kureyş'e tâbi'dir. Müslümanları onların muslumanlanna, kâfirleri de onların kâfirlerine tâbidir.» buyurdular. Dedi.
3- (1819) Bana Yahya b. Habîb El-Hârisî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Bavh rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Ebû'z-Zübeyr rivayet etti ki, kendisi Câbir b. Abdillâh'ı şöyle derken işitmiş:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«insanlar hayırda ve serde Kureyş'e tûbi'dirEcr.» buyurdu.
Ebû Hüreyre rivayetini Buhari «Menâkıb» bahsinde tahrîc etmiştir. Mezkûr rivayetteki «bu iş»'den murâd: Hilâfet ve emir*liktir. Ulemâdan bazıları bu hadîsin emir mânâsına gelen bir ihbar oldu*ğunu söylemişlerdir. Kureyş kabilesi sair Arap kabilelerinden her cihetle üstün olduğu için hilâfet onlara tahsis buyurulmuş; sair insanla rın onlara tâbi' olmaları emrolunmuştur.
«Müslümanları müslümanlanna tabi'dir.» Yâni onlara karşı gelmek caiz değildir. «Kâfirleri de onların kâfirlerine tabi'dir.» cümlesini Kirmânı şöyle îzâh etmiştir: «Eu cümle onların geçmişteki hâllerini haber vermektedir. Yâni onlar küfür devrinde de metbû' ve reis idiler. Kureyş kabilesi Harem-i şerif dahilinde yaşadıkları için Araplar onları sever ve sayarlardı. Resûlüllah {Sallallahü. Aleyhi ve Sellem) Peygamber gön*derilerek hak dîne davete başlayınca Arapların ekserisi birdenbire ona tâbi' olmayıp Kureyş'in ne yapacağım beklediler. Mekke fet*hedilip Kureyş kabilesi müslüman olunca sair Araplar da onlara tâbi' olarak takım takım Allah'ın dînine girdiler. Peygamber'in hilâfeti Kureyş'de devam etti. Bu suretle (kâfiri kâfirlerine tâbi' idi) sözü doğru çıktı. Müslümanları da onların müslümanlarma tâbi' oldular.»
Hadîsin ikinci rivâyetindeki »hayır ve şer»'den murâd da İslâmiyet ve cahiliyyet devirleridir. Yâni: İnsanlar câhiliyyet devrinde nasıl Kü*reyş'e tâbi' idi iseler, İslâmiyette de yine onlara tâbi'dirler; demektir. Resulü 'Ekrem (Sailallahii Aleyhi ve Sellem) bu hükmün dünya durdukça böy*le devam edeceğini haber vermiştir. Aşağıdaki rivayet dahî aynı mânâ*dadır.
4- (1820) Bize Ahmed fa. Abdillâh b. Yûnus rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Âsim b. Muhammed b. Zeyd, babasından rivayet etti. (Demiş ki): Abdullah şunu söyledi: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seİlem):
«İnsanlardan iki kişi kaldığı müddetçe bu iş Kureyş'de devam ede*cektir.» buyurdular.
Bu hadîsi Buhâri «Menâkıb» bahsinde tahrîc etmiştir.
Buradaki işten murâd da hilâfettir. Onu daima Kureyş kabi*lesi hak edecek demektir. Nevevî diyor ki : «Bu hadîste, hilâfetin Kureyş'e mahsus olduğuna delil vardır. Onu Kureyş'ten baş*kalarına vermek caiz değildir. Bunun üzerine sahabe ve onlardan sonra gelenler zamanında icmâ' mün'akıd olmuştur. Bid'atçılardan buna mu*halefet eden kimse sahabenin icmâı karşısında mağlûptur. Gerçekten Peygamber (Saltallahü Aleyhi veSe/temjinsanlar içinde iki kişi kaldığı müd*detçe bu hükmün âhir zamana kadar devam edeceğini bildirmiş; söyle*dikleri onun zamanından bugüne kadar zuhur etmiştir. Gerçi Kureyş'ten olmayan mütegallibe beldelere hâkim olmuş ve kulları kahretmişler-se de yine hilâfetin Kureyş'de olduğunu i'tiraf etmişlerdir. Binâ*enaleyh hilâfet ismi onlara bakîdir. Hadîsten murâd da müstakillen hük*metmek değil, sadece hilâfet ismidir.»
Kaadî Iyâz: «Halîfenin Kureyş'ten olmasının şart kı*lınması bütün ulemânın mezhebidir..,» demiştir.
5- (1821) Bize Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Cerîr, Husayn'dan, o da Câbir b. Semûra'dan naklen rivayet etti. Ben Pey*gamber (Saltaüahü Aleyhi ve Sellem) 'i buyururken işittim, demiş. H.
Bize Kifâa b. Heysem El-Vâsıtî de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki) : Bize Hâlid (yâni İbni Abdillâh Et-Tahhân) Husayn'dan, o da Câbir b. Semûra'dan naklen rivayet etti. Câbir söyle demiş :
Babamla birlikte Peygamber (SallaHahii Aleyhi ve Sellem) "m yanına gir*dim. Ve onu:
«Gerçekten bu iş onların aralarında on iki halîfe geçinceye kadar bitmeyecektir!» buyururken işittim. Sonra bana gizli kalan bir s'6ı konu*tu. Hemen babama :
— Ne söyledi? diye sordum.
— «Hepsi Kureyş'ten» (buyurdu) dedi.
6- (...) Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dedi ki) : Bize iSüfyân, Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Câbir b. Semûra'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Peygamber (Sallatlahü Aleyhi ve Sellem) i :
«İnsanların (hilâfet) işi, kendilerine on iki zat hükmofr'iği müddetçe yürümekte devam edecektir.» buyurdu. Soma Peygamber (SaUallahü Aleyhi veSellem) bana gizli kalan bir söz konuştu. Hemen babiıma :
— Resûlüllah (Sallallahü Alevhi ve Sellem) m; söyledi? diye sordum.
— «Hepsi Kureyş'ten» (buyurdu) dHi.
(...) Bize Kuteybetü'bnü Saîd de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Avâne, Simâk b. Câbir b. Semûra'dan, o da Peygamber (Sailailahü Aleyhi ve Sellem) den naklen bu hadîsi rivayet etti. Ama :
«İnsanların işi yürümekte devam edecektir» cümlesini anmadı.
7- (...) Bize Heddâb b. Hâlid El-Ezdî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hammâd b. Seleme, Simâk b. Harb'dan rivayet etti. Şöyle demiş : Câbir b. Semura'yi şunu söylerken işittim: Ben Resûlüllah (Sailailahü Aleyhi ve
Seltem)'i:
«İslâm on iki halîfeye kadar azîz olmakta devam edecektir!» buyu*rurken işittim. Sonra bir kelime söyledi ki, onu anlamadım. Ve babama :
— Ne söyledi? diye sordum.
— «Hepsi Kureyş'fen» (buyurdu) dedi.
8- (...) Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Muâviye, Dâvûd'dan, o da Şa'bî'den, o da Câhir b. Semûra'dan nak*len rivayet etti. Câhir şöyle demiş: Peygamber (Sailailahü Aleyhi ve Selîem) :
«Bu iş (hilâfet) on iki halîfeye kadar azîz olarak devam edecektir!» buyurdu. Sonra bir şey konuştu ki, onu anlamadım. Ve babama :
— Ne söyledi? diye sordum.
— «Hepsi Kureyş'ten» (buyurdu) dedi.
9- (...) Bize Nasr b. Alî El-Cehdamî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yezîd b. Zürey' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Avn rivayet etti, H.
Bize Ahmed b. Osman En-Nevelî de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki) : Bize Ezher rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Avn, Şa'bî'den, o da Câbir b. Semûra'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş :
Beraberimde babam olduğu halde Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)e gittim. Ve onu:
«Bu dîn on ilci halîfeye kadar azız, muhkem devam edecektir!» buyu* rurken işittim. Arka çığından bir kelime söyledi ki, halk onu işitmeme mâni' oldu. Bunun üzerine bat ama:
— Ne söyledi? diye sordum.
— «Hepsi Kureyş'ten» (buyurdu) dedi.
10- (1822) Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Ebû Bekir b. Ebî Şcybe ri*vayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Hatim —ki İ' ni İsmail'dir— Muhacir b. Mismâr'dan, o da Âmir b. Sa'd b. Ebî Vakkaas'dan naklen rivayet etti. (Demiş ki) : Kölem Nâfi* ile birlikte Câbir b. Semûra'ya : Resûlüllah (SaUollahü Aleyhi ve Sellem) den işittiğim bir şeyi bana haber ver! diye yaz*dım. O da bana şunu yazdı:
Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seüem)"ı cuma günü, Eslemî'nin recmolunduğunun akşamı:
«Bu dîn kıyamet kopuncaya yahut sizin üzerinize, hepsi Kureyş'ten ol*mak üzere on iki halîfe gelinceye kadar durmakta devam edecektir!» buyururken işittim. Onu:
«Müslümanlardan bir çetecik Beyaz evi, Kisrâ'nın evini yahut Âl-i Kis-râ'nın evini fethedecekler!» buyururken de işittim. Onu:
«Şüphesiz ki kıyametten Önce yalancılar çıkacaktır; onlardan korunu-verin!» buyururken de işittim. Onu:
«Allah birinize bir hayır verir (ise) kendinden ve ailesi efradından başlasın!» buyururken de işittim. Onu:
«Havzın başına ilk varacak benin!» buyururken de işittim.
(...) Bize Muhammed b. Kâfi' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni Efcî Füdeyk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İbni EM Zi'b, Muhacir b. Mismâr'-dan, o da Amir b. Sa'd'dan naklen rivayet etti ki, Âmir Semuratü'l-Adevi'nin oğluna: Bize Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den işit*tiğini rivayet et! diye mektup göndermiş. O da :
— Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işit*tim... demiş. Ve râvi, Hatim'in hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.
Bu hadîsi Buhâri «Ahkâm» bahsinde tahrîc etmiştir: Muhtelif tarîklerinden birini Ebû Dâvûd da tahrîc etmiştir.
Mânâsı hususunda kat'î bir şey söyleyen olmamıştır. El-Mühel1eb diyor ki: «Bu hadîste kat'î bir mânâ üzerine duran bir kimseye rastlamadım. Bâzıları: Malûm hilâfetten sonra on iki makbul emîr gele*cek diyor. Bir takımları bunların emirliklerinin peşi peşine geleceğini söylüyor. Kimisi hepsinin bir zamanda gelip emirlik iddia edeceklerini ve hepsinin Kureyş'ten olacaklarını bildiriyor. En akla yatan şudur ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu hadîsle kendinden sonra zu*hur edecek fitnelerin acâib ve garaibini haber vermiştir. Hattâ bir za-nuuıda insanlar on iki emîrin hükümetine dağılacaklardır...»
Kaadî Iyâz'ın beyanına göre burada iki suâl ortaya yıkar. Bi*rincisi şudur:
Bir hadîste : «Benden sonra hilâfet otuz sene sürecek; sonra kıralhk olacaktır.» buyurulmuştur. Bu hadîs on iki halîfe hadîsine muhaliftir. Çünkü otuz senede ancak hulefâ-i râşidîn denilen dört halîfe ile Hz. Hasan'in dört aylık hilâfeti vardır. Bunun cevabı: Hilafetin otuz sene sü*receğini bildiren hadîsten murâd, peygamberlik hilâfetidir. Nitekim ri*vayetlerin birinde :
«Benden sonra peygamberlik hilâfeti otuz senedir; sonra kıratlık ola*caktır.» buyurularak bu cihet tefsir olunmuştur. On iki halîfe hadîsinde ise böyle bir şart yoktur.
İkinci suâl: On ikden fazla halîfe gelip geçmiş olmasıdır. Kaadi Iyâz :
«Bu i'tiraz bâtıldır; zîra Peygamber(Sallallehü Aleyhi veÜellem) on iki*den başka halîfe gelmiyecektir dememiş; on iki halîfe geleceğini söyle*miştir. Bu kadar halîfe de gelmiştir. Onlardan sonra başkalarının da gel*mesinin zararı yoktur.
Mamafih on iki sözünden gelişi güzel her vâlî değil, hilâfete lâyık âdil halîfeler de kasdedilmiş olabilir. Böylelerinden malûm birkaç zât geç*miştir. Kıyamete kadar bu sayı mutlaka tamamlanacaktır.» diyor.
Bâzı ulemâya göre on iki halîfeden murâd, âhir zamanda çıkacak olan Mehdi'den sonra gelecek halîfelerdir.
Hadîsin son rivâyetindeki :
«Bir çetecik Kİsrâ'nın evini fethedecektir.» cümlesi Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'m mu'cizelerindendir. Filhakika acem Kisrâsi-mn sarayı Hz. Ömer zamanında müslümanlar tarafından fethedil*miştir.