***
DIŞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


NiÇin Meal Okumaliyiz
NIÇIN MEAL OKUMALIYIZ
Ali Bulaç, Kuran-i Kerim ve Türkçe Anlami, 5 bs., Istanbul, XXVII
Türkçe'de Kur'an-i Kerim'in tercüme edilmis haline "çeviri" yerine meal sözcügü kullanilir. Bunun nedeni meal kelimesinin yakin çeviri anlamina sahip olmasidir. Kur'an-i Kerim tercümesi ya da çevirisi demek daha iddialidir. Bu nedenle meal yazarlari çeviri konusunda yetersizliklerini vurgulamakta ve Kitabimizin çevirisini yapmanin mümkün olmadigini itiraf etmektedirler. Bunun yaninda vahyin ne demek istedigini, -aslina azami uygunlugu saglayacak sekilde- ancak meal ile verilebilecegini ifade ederler.
Kur'an-i Kerim mealleri birçok dilde mevcuttur. Muhammed Hamidullah'in verdigi bilgiye göre, Avrupa'da ilk Meal çalismalari 1141'de baslamis ve Kuran bu tarihlerde Latince'ye çevrilmistir. Italyanca'ya 1513, Almanca'ya 1616, Fransizca'ya 1647 ve Ingilizce'ye de 1648'de tercüme edilmistir. Bugün için, yaklasik olarak Almanca'da 47, Ingilizce'de 51, Fransizca'da 31, Latince'de 36, Urduca'da 100'e yakin ve Farsça'da 100'ün üstünde meal bulunmaktadir. Türkçe'de 65 civarinda Meal oldugu söylenebilir. *
Demek ki Kuran'i insanlarin kendi dillerinde anlama çabalarinin kökenleri çok eskilere dayanmaktadir. Ancak Kuran-i Kerim'i anlamak için yapilan Türkçe meallerin sayica Ingilizce meallere yakin olusu bizim için üzücüdür.
a.Niçin meal?
Türkiye'de özellikle uluslasma sürecinin baslamasiyla dilde de arinma gündeme gelmis ve sovenizmin etkisiyle vahiy dili Arapça "eskiler söyle derlerdi" diyerek asagilanmis bir bakima eskiler böyle masal anlatirlardi denilmek istenmistir. Malesef Anadolu'da Arapça'ya olan asinalik zorlama yönelimlerle Türkçe'deki agirligini yitirmis ve sahip oldugumuz dini birikimin devamliligi bir bakima kesintiye ugramistir.
Dine samimi olarak baglanmak isteyen insanlar hakli olarak vahyi anlama çabasina girismislerdir. Ancak genel manada, var olan vahyi Arapça metinden anlama yoksunlugu, hakli olarak Müslümanlari Kur'an-i Kerim'i mealinden okumaya itmistir. Kur'an-i Kerim meali okumak hurafelerle karismis mevcut din anlayisini Kitabimizla sorgulama seklinde etkili olarak baslamissa da zamanla hurafeleri silecegiz diye vahyin mealinin ötesinde bir kisi veya eser tanimamaya kadar varmistir. Bu hal Robinson Crusoe'nun adaya düstügü gibi bir Müslüman’in bir yerde sadece vahiy ile bas basa kalmasi seklinde tezahür etmistir.
Dini kaynagindan alma çabasi bazi olumsuz sonuçlara vardi diye, bu çabadan vazgeçmek dogru degildir. En dogru olan sey, arastirilanin ne oldugunu bilmek ve önemli unsurlarini tespit etmektir. Konu din olunca da bu dinin kaynagini anlama çabasi arinmanin en önemli yönünü teskil eder.
b. Dini anlamada mealin konumu
Yazili bir eseri baska bir dile tam olarak aktarmak mümkün degildir. Söz konusu olan ilahi vahiy oldugunda bu imkânsizlik daha da bir gerçeklik kazanmaktadir. Ilk asamada bizi ilgilendiren bu baglamda Kur'an-i Kerim'in konumudur. Kuran-i Kerim, siradan bir Kitap olmadigi için onu üslup ve muhteva olarak baska bir dile tam olarak aktarmak hemen hemen imkânsizdir. Çünkü kelime veya cümle (ayet) ne kadar usta ve uzmanlasmis bilginler eliyle ve hatta ilk görünüste bir baska dildeki tam ve tipatip karsiligi bulunarak aktarildigi iddia edilirse edilsin, gerçekte bu, Kur'an-i Kerim'in bir kelime veya bir ayetinin beser eliyle bir baska dilde dondurulmasi, anlaminin o çeviri kalibi içinde sinirlandirilmasi ve diger muhtemel, zengin ve kapsamli anlamlardan koparilmasi demek olacagindan baska herhangi bir metin için bu mümkün olsa bile, Kur'an-i Kerim için söz konusu olamaz. Ancak bu Kuran'in baska bir dile aktarilmasinin sakincali oldugu anlamina gelmemektedir. Kuran-i Kerim baska dillere çevrilmesi ve Müslümanlarin onun canli sahitligini yapmalari sayesinde teblig birçok insana ulasmis ve yayginlik kazanmistir.
Ne var ki Kuran-i Kerim'in gönderilis amaci insanlari vahiy dogrultusunda harekete geçirmektir. Kuran'in öne çikarilmasi gereken yönü hakki batildan ayirdedici özelligidir. Duygulari harekete geçirme konusunda motamot çevirinin etkili olamadigi kesindir. Ancak duygusal olarak okuyucuyu harekete geçirme arzusu edebi yönü mesajin muhtevasini geri plana itebilir. Bu da vahyin amacini ikinci plana iter. Motamot tercüme yapilip yazarin tercih ettigi kelimenin tam karsiligini dipnot seklinde vermesi daha iyi olur. Bu, okuyucunun en dogru olani seçmesini kolaylastirir.
c.Meal okuma ve protestanlasma
Hiristiyanlikta yasanan reform hareketleri din adamlarinin otoritesini oldukça sarsmis ve Protestanligin önde gelen sahsiyeti M. Luther Incil'i herkesin anlayabilecegini savunmustur. Acaba meal okumak ve vahyi anlamaya çalismak Incil'in akibetini dikkate aldigimizda Kur'an-i Kerim için de düsünülebilir mi? Hayir bir defa Meal okuyalim derken zaten, onu Incilden farkli olarak Kuran yerine koymuyoruz. Incil anlam olarak elde bulunan bir tarih kitabi hükmündedir. Zira aslen Ibranice olmasina ragmen Incil meallerine esas alinan Kitap Latince'dir. Yani Incil gönderildigi dilde muhafaza edilememistir. Her çeviri yorumdan uzak olamayacagi için Incil de aslini koruyamamistir. Zaten hermenötik ilmi de farkli Incil metinlerindeki anlam örgüsünü göz önünde bulundurarak Allah'in kastettigini ortaya çikarmaya çalisiyor. Bu anlamda Kur'an-i Kerim mealini okumak Protestanlasma anlamina gelmez. Zira Hiristiyanlarin isteseler de öze dönüs hareketi baslatmalari mümkün degildir. Çünkü onlar "elde mahfuz kalanlarla" idare etmek durumundadirlar. Müslümanlar içinse ellerinde "süphe olmayan" bir kitap mevcuttur. Kur'an-i Kerim, vahyedildigi dilde korunmus, Peygamber(s) tarafindan hayata aktarilmis ve onun bu pratigi ümmet tarafindan gerek yasayarak gerekse kayit yoluyla günümüze ulastirilmistir.