7 sonuçtan 1 ile 7 arası

Konu: NiÇin Meal Okumaliyiz

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart NiÇin Meal Okumaliyiz

    NIÇIN MEAL OKUMALIYIZ


    Ali Bulaç, Kuran-i Kerim ve Türkçe Anlami, 5 bs., Istanbul, XXVII

    Türkçe'de Kur'an-i Kerim'in tercüme edilmis haline "çeviri" yerine meal sözcügü kullanilir. Bunun nedeni meal kelimesinin yakin çeviri anlamina sahip olmasidir. Kur'an-i Kerim tercümesi ya da çevirisi demek daha iddialidir. Bu nedenle meal yazarlari çeviri konusunda yetersizliklerini vurgulamakta ve Kitabimizin çevirisini yapmanin mümkün olmadigini itiraf etmektedirler. Bunun yaninda vahyin ne demek istedigini, -aslina azami uygunlugu saglayacak sekilde- ancak meal ile verilebilecegini ifade ederler.
    Kur'an-i Kerim mealleri birçok dilde mevcuttur. Muhammed Hamidullah'in verdigi bilgiye göre, Avrupa'da ilk Meal çalismalari 1141'de baslamis ve Kuran bu tarihlerde Latince'ye çevrilmistir. Italyanca'ya 1513, Almanca'ya 1616, Fransizca'ya 1647 ve Ingilizce'ye de 1648'de tercüme edilmistir. Bugün için, yaklasik olarak Almanca'da 47, Ingilizce'de 51, Fransizca'da 31, Latince'de 36, Urduca'da 100'e yakin ve Farsça'da 100'ün üstünde meal bulunmaktadir. Türkçe'de 65 civarinda Meal oldugu söylenebilir. *

    Demek ki Kuran'i insanlarin kendi dillerinde anlama çabalarinin kökenleri çok eskilere dayanmaktadir. Ancak Kuran-i Kerim'i anlamak için yapilan Türkçe meallerin sayica Ingilizce meallere yakin olusu bizim için üzücüdür.

    a.Niçin meal?

    Türkiye'de özellikle uluslasma sürecinin baslamasiyla dilde de arinma gündeme gelmis ve sovenizmin etkisiyle vahiy dili Arapça "eskiler söyle derlerdi" diyerek asagilanmis bir bakima eskiler böyle masal anlatirlardi denilmek istenmistir. Malesef Anadolu'da Arapça'ya olan asinalik zorlama yönelimlerle Türkçe'deki agirligini yitirmis ve sahip oldugumuz dini birikimin devamliligi bir bakima kesintiye ugramistir.

    Dine samimi olarak baglanmak isteyen insanlar hakli olarak vahyi anlama çabasina girismislerdir. Ancak genel manada, var olan vahyi Arapça metinden anlama yoksunlugu, hakli olarak Müslümanlari Kur'an-i Kerim'i mealinden okumaya itmistir. Kur'an-i Kerim meali okumak hurafelerle karismis mevcut din anlayisini Kitabimizla sorgulama seklinde etkili olarak baslamissa da zamanla hurafeleri silecegiz diye vahyin mealinin ötesinde bir kisi veya eser tanimamaya kadar varmistir. Bu hal Robinson Crusoe'nun adaya düstügü gibi bir Müslüman’in bir yerde sadece vahiy ile bas basa kalmasi seklinde tezahür etmistir.

    Dini kaynagindan alma çabasi bazi olumsuz sonuçlara vardi diye, bu çabadan vazgeçmek dogru degildir. En dogru olan sey, arastirilanin ne oldugunu bilmek ve önemli unsurlarini tespit etmektir. Konu din olunca da bu dinin kaynagini anlama çabasi arinmanin en önemli yönünü teskil eder.

    b. Dini anlamada mealin konumu
    Yazili bir eseri baska bir dile tam olarak aktarmak mümkün degildir. Söz konusu olan ilahi vahiy oldugunda bu imkânsizlik daha da bir gerçeklik kazanmaktadir. Ilk asamada bizi ilgilendiren bu baglamda Kur'an-i Kerim'in konumudur. Kuran-i Kerim, siradan bir Kitap olmadigi için onu üslup ve muhteva olarak baska bir dile tam olarak aktarmak hemen hemen imkânsizdir. Çünkü kelime veya cümle (ayet) ne kadar usta ve uzmanlasmis bilginler eliyle ve hatta ilk görünüste bir baska dildeki tam ve tipatip karsiligi bulunarak aktarildigi iddia edilirse edilsin, gerçekte bu, Kur'an-i Kerim'in bir kelime veya bir ayetinin beser eliyle bir baska dilde dondurulmasi, anlaminin o çeviri kalibi içinde sinirlandirilmasi ve diger muhtemel, zengin ve kapsamli anlamlardan koparilmasi demek olacagindan baska herhangi bir metin için bu mümkün olsa bile, Kur'an-i Kerim için söz konusu olamaz. Ancak bu Kuran'in baska bir dile aktarilmasinin sakincali oldugu anlamina gelmemektedir. Kuran-i Kerim baska dillere çevrilmesi ve Müslümanlarin onun canli sahitligini yapmalari sayesinde teblig birçok insana ulasmis ve yayginlik kazanmistir.

    Ne var ki Kuran-i Kerim'in gönderilis amaci insanlari vahiy dogrultusunda harekete geçirmektir. Kuran'in öne çikarilmasi gereken yönü hakki batildan ayirdedici özelligidir. Duygulari harekete geçirme konusunda motamot çevirinin etkili olamadigi kesindir. Ancak duygusal olarak okuyucuyu harekete geçirme arzusu edebi yönü mesajin muhtevasini geri plana itebilir. Bu da vahyin amacini ikinci plana iter. Motamot tercüme yapilip yazarin tercih ettigi kelimenin tam karsiligini dipnot seklinde vermesi daha iyi olur. Bu, okuyucunun en dogru olani seçmesini kolaylastirir.

    c.Meal okuma ve protestanlasma
    Hiristiyanlikta yasanan reform hareketleri din adamlarinin otoritesini oldukça sarsmis ve Protestanligin önde gelen sahsiyeti M. Luther Incil'i herkesin anlayabilecegini savunmustur. Acaba meal okumak ve vahyi anlamaya çalismak Incil'in akibetini dikkate aldigimizda Kur'an-i Kerim için de düsünülebilir mi? Hayir bir defa Meal okuyalim derken zaten, onu Incilden farkli olarak Kuran yerine koymuyoruz. Incil anlam olarak elde bulunan bir tarih kitabi hükmündedir. Zira aslen Ibranice olmasina ragmen Incil meallerine esas alinan Kitap Latince'dir. Yani Incil gönderildigi dilde muhafaza edilememistir. Her çeviri yorumdan uzak olamayacagi için Incil de aslini koruyamamistir. Zaten hermenötik ilmi de farkli Incil metinlerindeki anlam örgüsünü göz önünde bulundurarak Allah'in kastettigini ortaya çikarmaya çalisiyor. Bu anlamda Kur'an-i Kerim mealini okumak Protestanlasma anlamina gelmez. Zira Hiristiyanlarin isteseler de öze dönüs hareketi baslatmalari mümkün degildir. Çünkü onlar "elde mahfuz kalanlarla" idare etmek durumundadirlar. Müslümanlar içinse ellerinde "süphe olmayan" bir kitap mevcuttur. Kur'an-i Kerim, vahyedildigi dilde korunmus, Peygamber(s) tarafindan hayata aktarilmis ve onun bu pratigi ümmet tarafindan gerek yasayarak gerekse kayit yoluyla günümüze ulastirilmistir.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz

    d.Arapça ve meal
    Bize göre Kuran'in Arapça olmasi ve kelimelerin ifade ettigi anlam son derece önemlidir. Ayetler sadece anlamlari ile var denilse, bu Kur'an-i Kerim'e sembolik bir kitap olarak bakmayi getirir ki bu da onun yalin mesajini onlarca anlama sahip bir metin gibi algilanmaya götürür. Muhkem olan ayetlerinin dil yapisini Kitabimizi tefsir edenler dikkate almislar ve ayetleri anlama çabalarini onun bu yönüne dayandirmislardir. Öyle olmasaydi, müfessirlerimiz örnegin, harfi cerleri dikkate alarak sonuçlara varmaz ve kaideler çikarmaya çalismazlardi. Bu nedenle elimizdeki mealler sadece birer tercüme olmaktan öteye gidemezler. Kuran Arapça olarak indirilmis olan Kitaptir. Onun birçok anlama gelebilecek salt anlam merkezli bir Kitap oldugunu ileri sürmek onun ayni zamanda hiçbir anlama gelmedigini iddia etmektir.

    Kuran-i Kerim'den bir surenin Farsça'ya çevrilmesi Islam'in ilk dönemlerinde gerçeklesmistir. Daha sonra Ebu Hanife Iran'li Müslümanlarin namaz kilarken ayetleri Farsça okuyabileceklerini ifade etmistir. Bu, namazda okunanin anlamini bilmeyen insanlara yönelik bir çabaydi. Ve tarihsel bir görüstü. Müslüman olan kimselerin okuduklarini anlamalarini saglamaya dönüktü. Bunun yerine çok da zor olmayan birkaç sureyi anlami ile ezberleyip okumak tavsiye edilebilirdi. Çünkü Kur'an-i Kerim, lafiz ve anlamdan olusmaktadir. Birini digerine yeglemek dogru degildir. Onu anlama çabamiz sinirlidir. Bizden daha iyi anlama ihtimali olanlarin varligi her zaman mevcuttur.
    Kuran-i Kerim çevrilince her kelimenin anlamini tam olarak vermek mümkün olmayabilir. Ancak bunun yaratacagi sorunlar, Kuran üzerine yapilan çalismalarla giderilebilir. Örnek olarak enzelna (indirdik) ifadesinini geçtigi yerler ele alalim: "Ey Adem ogullari! Size örtünün diye giysiler ve güzel elbiseler verdik(enzelna)" (Araf 7/26)
    Enzelna ifadesi tam tamina "indirdik" anlamina gelir. Elbette gökten elbiseler indirilmedi. Bu ayette enzelna ifadesi elbise yapma ya da kullanma kabiliyetini size verdik anlaminda düsünülmeli. Bu anlama biçimi Kuran'in diger yerlerinde de kullanilabilecek niteliktedir: "O size demiri indirdi."(Hadid 57/25) Biz bunu Allah demir indirdi diye anlayamayiz. Ne var ki bu ifadenin ne anlama geldigi çok büyük problem olusturmamaktadir. Bu ifadenin ilk bakista garip görünmesi onun çevirisinin anlasilmazligindan degildir. Kuran'a asina olmayan ve Arap olan birisi de bu ifadeyi garipseyebilir. Bu tür ifadelerin iyi çevrilemedigini söyleyip insanlari Kuran mealinden sogutacagimiza hem okumalarini hem de arastirmalarini tavsiye edelim.

    e.Meal okurken karsilasilan zorluklar
    Meal okurken karsilasilan bir problem de ayetlere farkli anlamlarin verilmesidir. Kimi meallerde parantez içinde mensup olunan mezhebin görüsü aktarilir, kiminde de parantezlerin varligi elestirilir bir kelime birkaç kelime ile bu defa da / isareti ile verilir. Her iki durumda da mütercim anlami tam olarak veremedigini zimnen de olsa itiraf etmistir. Ancak anlaminin tam olarak tespit edilemedigi ayet sayisi azdir. Bunlari ön plana çikarmak ve yanlis anlamanin tehlikelerini gündemde tutmak yersizdir. Zira hiçbir meal gerek parantez içinde gerekse / isareti ile versin, Cebrail'in geçtigi ayeti Mikail, ahiretin geçtigi yeri dünya, müminin geçtigi yeri kâfir diye çevirmez. Yani meal okuyarak dinin temel esprisini yakalamak, anlamak mümkündür.
    Unutulmamasi gereken nokta, meal okumanin bir anlama çabasi oldugudur. Dini anlatma pozisyonunda olanlarin ise anlamaya çalisanlara nispetle daha fazla sorumluluk tasimalari nedeniyle dini kendi dilinden anlama çabasi içine girmeleri kendileri ve hitap ettikleri insanlar açisindan son derece faydali ve gereklidir. Zira "bilen" olmak arti bir çabayi gerektirir.

    f.Meal ve mesaj
    Rabbimiz Yahudilere Tevrati kendi dillerinde gönderdi. Yahudiler Ibraniceyi Allah'in özel/kutsal dili olarak kabul ettiler. Ancak dil ilahi mesajin iletilmesinde bir araçtir. Rabbimizin toplumlara kendi mesajini o toplumun dili ile iletmesi dil degisse de mesajin farkli dilde ifade edilebildigini ve anlasildigini gösterir. Bir buçuk milyara yakin insanin kendilerini Müslüman olarak ifade etmeleri çeviriler sayesinde olmustur. Vahyi tercümeden de olsa okuyan birisi Arapça'yi bildigi halde Kur'an-i Kerim'i okumayan birine göre dini daha iyi kavrar. Hakkin sahitligini sergileyebilir.
    Kuran-i Kerim'in edebi mükemmelligini takdir etmek mümkün olmasa da onun bu yönü çeviriler sonucu elde edilenler yaninda az bir kayiptir. Edebi güzellik insanlari etkilemekte bir yöndür sadece. Diger bir deyisle, Arapça olmayan bir dille mesaji anlamak Arapça konusmayan birisi için bütün delilleri görmeden sonuca varmak demektir.
    Rabbimiz Kuran mesajinin herhangi bir dilde tüm dünyaya verilebilecegini, Kuran'in Arapça veya baska bir dilde olmasinin fark etmeyecegini bizlere söyle bildiriyor: "Biz onu, yabanci bir dilde Kuran yapsaydik, mutlaka, 'ayetleri açiklansa idi ya' diyeceklerdi. Arap (peygamber)e yabanci dil öyle mi? De ki: "O iman edenlere bir hidayet ve sifadir. Iman etmeyenlerin ise kulaklarinda bir agirlik vardir. O, (Kuran)onlara karsi körlüktür. Onlar (sanki) uzak bir yerden çagrilmaktadirlar.(Fussilet 41/44) Yani vahyin mesajini farkli dillere mensup insanlara onlarin dilinde ulastirmak mümkündür. Ancak bu aktarim beseri etkinliklerin ön planda olmasi hasebiyle eksiktir. Bu eksiklik dini kendi dilinde anlayabilenlerin çabalariyla rahatça giderilebilir.

    Sonuç
    Arapça metninden Kur'an-i Kerim'i okuyup anlamak büyük bir nimettir. Ancak Arapça bilmeyen ve arinmak isteyen Müslümanlar için meal okumanin Kuran-i Kerimi anlamada büyük bir öneme sahip oldugunu hatta onu okumanin ibadet oldugunu söyleyebiliriz. Peygamber(s)'den bu yana kavramlar vahiydeki muhtevasini tam olarak koruyamamistir. Bu alandaki islah çabasi vahyi anlamak için okuyarak ve onun sahitligini yaparak sürdürülebilir. Tüm Müslümanlardan Arapça ögrenmelerini bekleyemeyecegimize için onlari dinin özüne yönlendirmeliyiz. Mealden yanlis anlama ve uygulamalarin ortaya çikmasi mümkündür. Ancak dinin kaynagindan bihaber bir hayat yasamak daha büyük bir yanilgidir. Vahyi anlama ibadetini yerine getirirken elde edilen sonuçlar mutlak hakikatlermis gibi düsünülmemeli diger müminler ile hakki sabri tavsiye baglaminda yanlis anlamalar giderilmeli ve vahyi (dogru) anlama çabasi kesintisiz sürdürülmelidir.


    Seni çok Özledim Annem

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.447, Level: 61
    Points: 8.447, Level: 61
    Level completed: 99%,
    Points required for next Level: 3
    Level completed: 99%, Points required for next Level: 3
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Hakikatbin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    781
    Points
    8.447
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz

    niçin meal okumalıyız paylaşımın çok anlamlıydı ........önçelik orjinalinden ama anlamını da bilmek zorundayız............Allah razı olsunnn....

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz

    Alıntı gül aşkın ülkesi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    niçin meal okumalıyız paylaşımın çok anlamlıydı ........önçelik orjinalinden ama anlamını da bilmek zorundayız............Allah razı olsunnn....


    sizdende ALLAH razı olsun


    Seni çok Özledim Annem

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.595, Level: 48
    Points: 5.595, Level: 48
    Level completed: 23%,
    Points required for next Level: 155
    Level completed: 23%, Points required for next Level: 155
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    hüzünyılı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    153
    Points
    5.595
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz

    Demirin enzal kelimesiyle kur'anda geçmesi dostlarımızın dikkatini çekmiş olması bu konuda tefsir yazan Bediüzzaman'ın düşüncelerini nazara vermek ihtiyacını hissettirdi.

    Bismillahirrahmanirrahim,

    "ve enzelnel hadide fihi ba'sünşedidün ve mena fiün linnasi" ayetine dair gayet ehemmiyet kesb etmiş, mühim ve mütefennin bir adam bu sual ile bazı hocaları ilzam ettiği bir suale muhtasar bir cevaptır.

    SUAL: Deniliyor ki: "Demir yerden çıkıyor; yukarıdan inmiyor ki "enzelna" denilsin. Neden "ehracna" dememiş; zahiren muvafık görülmeyen "enzelna" demiş?"

    ELCEVAP: Kur'an-ı Mu'cizü'l Beyan, "enzelna" kelimesiyle, demirdeki azim ve çok ehemmiyetli nimet cihetini ihtar etmek için "enzelna" demiş. Çünki yalnız demirin zatını nazara vermiyor ki, "ihrac" desin. Belki demirdeki nimet-i azimeyi ve nev-i beşerin demire ne derece muhtaç olduğunu ihtar içindir. Nimet ciheti ise aşağıdan yukarı çıkmıyor, belki rahmet hazinesinden geliyor. Rahmet hazinesi elbette ali, yukarı ve manen yüksek mertebededir. Elbette nimet yukarıdan aşağıyadır ve muhtaç olan beşerin mertebesi aşağıdadır. Elbette in'am, ihtiyacın mafevkindedir. Onun için,
    nimetin hazine-i rahmetten beşerin ihtiyacına imdad için gelmesinin hak tabiri, "enzelna" dır, "ihrac" değildir.....

    Hayrun-Nisacım bu konuda ki paylaşımın için Allah razı olsun..

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.595, Level: 48
    Points: 5.595, Level: 48
    Level completed: 23%,
    Points required for next Level: 155
    Level completed: 23%, Points required for next Level: 155
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    hüzünyılı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    153
    Points
    5.595
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz

    Birde bir kimyacı arkadaş demir elementinin bileşenini doğadaki hiç bir olayla gerçekleşmediğini direk var olmuş olduğunu ifade etmişti..

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.447, Level: 61
    Points: 8.447, Level: 61
    Level completed: 99%,
    Points required for next Level: 3
    Level completed: 99%, Points required for next Level: 3
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Hakikatbin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    781
    Points
    8.447
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: NiÇin Meal Okumaliyiz

    Alıntı hüzünyılı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Birde bir kimyacı arkadaş demir elementinin bileşenini doğadaki hiç bir olayla gerçekleşmediğini direk var olmuş olduğunu ifade etmişti..
    HERŞEY KURANDA VAR ARAYIP BULMAK İNSANA.......

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •